Ahtapot

63 1 0
                                    

Multimedya: Uygar ve Arya'nın uyuyuşu

******

"Uyandırsak mı acaba"

"Hayır benca kalsınlar baksana ne kadar rahat görünüyolar"

"Uygar'a bak lan ahtapot gibi sarılmış kıza"

Ne kızı ne sçmalıyo bunlar. Ha evet Efe ve Mert'in fısıldaşmalarıydı bunlar. Ve Çıkçası uyanmak istemiyordum. Çok güzel uyumuştum ve devam etmek istiyordum. O yüzden duymamazlıktsn geliyorum.
Sanırım kolumun altında bi şey kıpırdanıyo. Ben yanlızdım. En son Arya beni terk etmişti ve ben de uyuya kalmıştım. O zaman bu kimdi? Gözlerimi açtım hemen. Bir çift pçrtlemiş göz bana bakıyordu.

"Kalk üstümden!" ve koltukta oturan Efe ve Mert kahkahalara boğulmuşlardı. Hala ona satıldığımı farkettim ve kollarımı gevşettim. Ama nasıl? Hala anlayamamıştım.

Hemen yataktan çıktı. "Ben burda uyuya kalmışım." elini alnına koyarak konuşmuştu.

"Burada ne işin vardı peki yada Uygar'ın yatağında" Mert sorgulayıcı bi şekilde konuluyordu ve gülmemek için zor tutuyordu. Cidden o gitmemiş miydi. Yani gitti ama geri mi geldi. Yani beni bırakmadı mı. Yüzümde istemsiz bir gülümseme oluştu. Ama çabuk silindi çünkü dudağım patlamıştı.

Kapının çarpma sesiyle kendime geldim.

"Lan kıza nasıl sarılmışsın öyle."

"Olum o yüzünün hali ne!"

"Metin piçinin işi sarhoşken sıkıştırdılar ama bu iş burda bitmedi öldürücem o iti" sinirlenmiştim ve cidden onu öldürücektim.

"Peki ya Arya?" Mert piçimsi sırıtıiıyla yanıma yattı.

"O pansuman yapmak için buradaydı. Bi ara gitti. Sobrasını ben de hatırlamıyorum" dedim. Kısa kestirip atmıştım.
Çünkü gerçekten hatırlamıyordum.

ARYA
Onunla uyuya kalmıştım. Buna inanamıyordum.
Ama onu öyle e de bırakamazdım ki. Çaresizliği sesinden belli oluyordu.
Sanırım şu an düşünmek istediğim bu değildi. Saate baktığımda 6 ya geliyordu! Ne kadar çok uyumuştum öyle ve Aras!!! Onunla buluşucaktım. Hemen telefonumu bulup onu aramalıydım. Telefonumu ararken zil sesiyle onu bulmuştum bile. Aras arıyordu.

-Alo dedim şirin bi sesle

+Arya saat 4 te buluşucaktık seni tam 25 kez aradım ama sen açmadın ve gelmedin! Başına bi şey mi gledi?!" Sesinden ne kadar endişeli olduğu anlaşılıyordu. Of Arya of

- Şey hayır uyuya kalmışım ben özür dilerim!"

+ Ah Arya beni çok korkuttun. Şimdi sesi sinirliydi işte.

- Ya özür diledim işte bence uzatmayalım. Hadi bize gel bu gece pizza yer takılırız eskiden yaptığımız gibi. Dedim.

+Tamam 1 saate ordayım

- Harika. Görüşürüz! Dedim ve telefonu kapadım. Haklıydı bana kızmakta.

Aras kız kardeşini böyle kaybetmişti. Ailesi araba kazasında ölmüştü. Kız kardeşi ve o kalmıştı. Teyzesiyle yaşıyolardı. Bi gün okul çıkışı bi kafede kardeşiyle buluşucaktı. Çükü Aras çalışıyordu. Kardeşi Elif. Okuldan çıkıp cafeye giderken araba çarptı ona. 2 saat Aras kardeşinden haber alamadı ve sonra onun öldüğünü öğrendi. O günden sonra teyzesiyle yaşamayı bıraktı. Ben 14 yaşımdaydım. Aras da 16. Daha sonra ailem onu yanlarına aldı. Benden daha iyi bi evlat olur diye ama Aras onları yanıltmıştı. O benden de kötüydü. Ailem bu yüzden ona hiç oğlum de edi ve mal bırakmadılar. Aras da onları sevmezdi zaten. Ben kardeşiyle aynı yaştaydım.  Beni hep kardeşi yerine koydu ve benimle ülke ülke gezip müzik yaptı.
Bu yüzden onu herkesten çok severim.

Kapının çalmasıyla odamdan çıktım ve aşağı indim. Kapıyı açtığımda karşılaştığım kişi İpekti.

"Sen de mi burdasın"

"Farkındaysan ben burda yaşıyorum. Başka nerde olabilirim" dedim. Göz devirdim tabiki de. O da saçlarını geri atıp içeri girdi.

"Kapamaa!"  Bu haykırış tek kişiye ait olabilirdi. Aras koşarakbiçeri girdi ve kapıyı kapadı.  Ve sımsıkı sarıldı bana. Ben de ona aynı şekilde.

"Buraya kadar bu soğukta koştun mu. Ayrıca ıslanmışsın da yağmur yağıyo" dedim. Çok üzülmüştüm. Brnim yüzümden böyle olmuştu.

"Beni çok emdişelendirdin prenses"  benden ayrıldığında tüm ev haşkı bizi izliyordu. Ne olduğunu anlamadıkları yüzünden belliydi. Uygar göz devirip salona geçtiğinde Mert konuştu.

"Gençler bu gece fırtına ve yağmur var evden dışarı çıkamayız o yüzden burada kalıcaz haberler öyle diyo" dedi telefonuna bakarak.

"Aşkım ya dışarı çıkıcaktık amaa"  bu kız salaktı cidden. Bu kadar istiyosa çıksın

"Bu kadar istiyosan sen çıkabilirsin" dedi Uygar. Sanki aklımı okumuştu. Göz devirip kendini ikili koltuğa atmıştı. Üstünde sweat ve gri kısa şortu vardı.

Efe de umutsuzca üçlüye oturunca Arasla ben de onun yanına geçtik. Ve kapı çaldı.
Ve kimse açmıyordu. İpek Uygara yapışmış ona bi şey anlatıyordu Uygarsa gözlerini kapamış kafasını geriye atmıştı. Mert hala haber okuyordu sanırım teklideydi ve göremiyordum. Efe ve Aras da spor haberlerini okuyordu. İnanamıyorum kimsenin umrumda değildi. Bu ne rahatlık böyle! Göz devirip kapıya yöneldim.

Kapıyı açtığımda karşımda bir adet donmuş Doruk'la karşılaştım.

"Kimmiş" diye bağıran Uygar'a o görmese de göz devirdim ve cevap vermedim. Doruk ceketşni çıkardı ve salona geçti.
Benim yerime kendi cevapladı

"Ben"

"Senin ne işin var lan evimde" dikleşmişti ve yüzü gerilmişti. Tabi Doruğun umrunda değildi. Oturmuştu bile tekliye.

"Yapma ama Uygar,Efe geleceğini söyledi. Ben de geliyim dedim. Aramızdaki sorun çözülsün istiyorum" dedi. Uygar bi iey dicekken İpek araya girdi.

"Her neyse herkes burada olduğuna göre pizza ısmarlayalım ve oyun gecesi yapalım."

"Harika olur!" Diye neşeyle cırlayan Mert'e herkes olumlu mırıltılarla cevap vermişti. Uygar çaresizce bana bakıyordu.

"Evde kapaşı kaşdık yapıcak daha iyi bi şeyimiz yok" dedim. Haklıydım da.

"Peki madem" dedi Uygar da ve telrar arkasına yaslanıp gözlerini kapadı.





 

Evcilik Oyunu (#Wattys2016)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin