Arayı biraz açtım farkındayım ancak son zamanlarda yazmaya pek vakit ayıramadım. Malum sınav sonuçları açıklandı. Üniversite veya lise için sınava girmiş herkese geçmiş ve hayırlı olsun.
İyi okumalar :)
Karşımdaki sandalyeye gidip oturdu. "Oturabilir miyim?"
Alkım ne olduğunu anlamayarak bakınırken Ege yerinde dikelmişti.
"Oturdun zaten." Dedi biraz sinirli.
"Arkadaşlar bu Onur. Eski bir... Arkadaşım." Dediğimde Ege'yle Alkım bana bakıp koro şeklinde hayretlerini belirttiler. "Arkadaşın mı?" Kafamı olumlu anlamda salladım. "Gerçi birkaç yıldır görüşmedik." Derken gözlerimi dikip ona baktım.
Yüzü bir an için gölgelense de Onur gülüyordu ve tavrı oldukça rahattı. Neyi vardı bu çocuğun?
"Peki siz kimsiniz?" diye sordu. Onlara laf düşürmeden ben cevapladım. "En yakın arkadaşlarım."
Onur'un kaşları havaya kalktı. "Bana onlardan bahsettiğini hatırlamıyorum. EN YAKIN arkadaşların olduğuna emin misin?" diye sordu bu sefer.
Ne yapmaya çalışıyordu?
Ege güldü. "Ne tesadüf bize de senden bahsetmemişti."
Pizzalarımız geldiğinde konu bir miktar dağıldı. Gergin hava biraz azalsa da sürüyordu. Ege tabağıma bakıp "Sen mantar sevmezsin ki. Değiştireyim mi?" diye sordu. Sanırım siparişim yanlış gelmişti. Ama uğraşmaya gerek yoktu. Gülümsedim.
"Sorun değil idare ederim." Bu sefer Alkım devreye girdi. Benim tabağımı kendininkiyle değiştirdi.
"Yemek dediğin şey zevk almadan yenmez bu kıyağımı unutma" dedi pizzaya iştahla yumulmadan önce. Tesadüfen Onur'la göz göze geldiğimde yüzünün düştüğünü gördüm. Menüye bakıyordu. Sonradan geldiği için daha sipariş vermemişti. O Menüye bakarken pizzamın bir dilimini ona uzattım. Kafasını kaldırıp baktığında şaşkındı. Pizzayı tutup bir ısırık aldı ardından siparişini verdi.
Bir süre boyunca herkes sessizdi. Onur "Eee büyük arkadaşlığınız nasıl başladı?" diye sorduğunda Ege ters ters baktı. "Sana ne?" Alkım kendini tutamayıp gülmeye başladı. Dudaklarımı birbirine bastırmaya çalışırken ben de dayanamayıp gülmeye başladım. Ege kollarını bağlayıp arkasına yaslandı. "Kesin sesinizi. Ağzınızı bile açmayın." dediğinde Alkım özür diler gibi baktı.
"Ege'yle bizim yazlıklar birbirine yakındı. Annelerimiz görüşürken arkadaş olmuştuk. Aynı zamanda annem Cemre'nin babaannesini de çok sever sık sık ziyaret ederdi. Cemre her yaz kalmaya gelirdi..."
O zamanlar gözümde canlandı. Bir sonraki yaza kadar ikisi de belirgin bir şekilde değişmiş olurdu. Ben bu değişime hiç tanık olamamıştım.
"Her neyse işte... Bir gün Cemre'yle benim odamda oynarken dışarıdan kavga sesleri geliyordu. Pencereye koşup neler olduğuna baktık. Daha yedi sekiz yaşlarında filanız. Büyük çocuklar küçüğü sıkıştırıp dövüyorlardı. Küçük çocuk da bizim Ege bu arada..." derken gülmesini engellemeye çalıştı.
Ege dayanamayıp araya girdi. "Ben de onlara birkaç tane geçirdim. Ama boyum kısaydı tamam mı?" diye kendini savunmaya çalışırken uzanıp saçlarını karıştırdım.
"İkimizden de kısaydın, insanın sana sahip çıkası geliyordu" dedim. Elimi ittirip saçlarını düzeltmeye çalıştı.
Alkım "Şşşt bölmeyin bakayım" deyip anlatmaya devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbime Kilitli
RomanceBazıları aşka inanmaz,bazıları ise umutsuzca aşkı bekler... Birde aşık olduğunu fark etmeyenler vardır... Bazı şeyler zamanla değişir ancak değişmeyen şeyler de vardır... Aşk bunlardan biridir... Onu hiçbir şey bozamaz çünkü sevdiğinin kalbinde kili...