GERÇEKLER

572 51 11
                                    

Medya= Ural
.
.

"Hırsız!"

Bir anda gelip eliyle ağzımı kapattı ve

"Benim kızıl kes bağırmayı!" Diye fısıldadı. Ural? Onun burda ne işi vardı? Ayak sesleri odama doğru gekirken Ural'ı birden ittirdim ve yere düşmesini sağladım. Acı bir şekilde inlediğinde

"Sus." Diyerek yataktan kalktım. Babam ve abim bir anda odaya girip ışığımı açtılar.

"Kim o İris? Kim var!" Dedi babam telaşla. Abim elindeki beyzbol sopası ve dağınık saçlarıyla etrafı inceliyordu. Uykulu gözleriyle Ural'ın olduğu tarafa baktığında önüne geçtim

"Rüya gördüm. Hırsız girmişti eve.." Diyiverdim bir anda. Annem elini alnına vurup odasına doğru ilerlemeye başladı. Babam da odadan çıkınca abim kaşları çatık bir şekilde

"Bu pencere neden açık?" Diye sordu. Abimden önce davranarak pencere'yi kapattım. Eğer oraya gitmeye kalkarsa çok net bir şekilde Ural'ı görebilirdi.

"Unutmuşum." Dedim. Abim son bir kez odaya göz gezdirip çıktı. Abimin arkasından nefesimi verip Ural'a döndüm.

"Ne işin var burda?!" Diye sessizce bağırdım. Odama nasıl gelebilirdi bu şekilde? Ne zannediyordu bu kendini! Penceremi nasıl açmayı becermişti diye sormayacağım çünkü pencerem tam kapanmıyor, ittirince kolaylıkla açılıyordu.

"Şirketten habersiz ve dosayaları bitirmeden çıkmışsın?" Diye sordu yerden kalkarken. Ellerimi belime koyup bir adım yaklaştım.

"Sana yemeye davetli olduğumu söyledim." Benim gibi bir adım yaklaştı

"Bende sana bitirmen için dosya verdim." Aramızda az mesafe vardı o yüzden adım atmak yerine konuştum

"Ben ne anlarım o işlerden? Okuyorum..Öğrenciyim ben öğrenci!" Aramızdaki mesafeyi sıfır'a indirip

"Beni ilgilendirmez. Gezmeyi çok iyi biliyorsun..Eve Geç gelmeler..Arkadaşlarla gezmeler..Partiler.." Annem gibi konuşuyordu. 'Annem mi gönderdi seni?' diye sormak istesem de birşey demedim. "Neyse. Sana kötü olur demiştim hatırlıyor musun? " Dedi ve cevap vermemi beklemeden kapımı kilitledi. Ağzım şaşkınlıkla açılırken donanımın kapaklarını açıp elini elbiselerimde gezdirmeye başladı

"Ne yapıyorsun sen?! Çık odamdan!" Piç bir şekilde gülerek

"Sencee kapıdan çıkmama ne dersin?" Diye sordu.

"Nasıl geldiysen öyle git!" diyerek elimle pencereyi işaret ettim. Dolabımdan siyah straplez bir elbise çıkartıp elime tutuşturdu

"Şunu giy." Ne?

"Ne saçmalıyorsun?!" diyerek çıkıştım.

"Dediğimi yap yoksa abinin yanına gidip 'pardon ben odaları karıştırdım.' diyeceğim. " Ne? Ne? Ne? Kafayı yemiş bu! Keisnlikle kafayı yemiş!

"Sen ne dediğinin farkında mısın? Hem ben neden bunu giyiyorum?" Diye sordum. Armut koltuğuma kendini bırakarak eliyle alnını kaşıdı

"Sus ve dediğimi yap." Gözlerimi devirip yatağıma oturdum

"Sen burdayken nasıl giyinebilirim?" Diyerek sordum bilmişçe

"Annen ve babanın odasında beklememe ne dersin?" dedi. Gözlerimi devirip elbiseyi elime aldım. Dolabımın kapağını açıp kendimi gizlemeye çalıştım. Ural'a arkamı dönerek tişortümü çıkardım ve elbiseyi geçirdim. Pijamamın altını da elbiseyi giydikten sonra çıkartıp dolabıma koydum. Elbisemin yandaki fermuarını çekip Ural'a döndüm.

Kızıl CadıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin