Omzumdan sarsılmamla yavaşça gözlerimi açtım. Bir an nerede olduğumu algılayamayıp etrafıma bakınsam da karşımdaki adamın sert bakışları anında neler olduğunu zihnimde canlandırdı.
-Ne oldu?
Sesim uykudan yeni uyandığım için pürüzlü çıkmıştı.
-İlaçlarını alman gerekiyor.
Elinde birkaç tane ilaçla bir bardak su vardı. Arkadaki siyah kenarlarında gümüş detayları olan sehpaya elindekileri bırakıp bana yöneldi. Sessizce onun hareketlerini izliyordum. Omzumdan tutup arkamdaki yastığı dikleştirerek başımın dik durmasını sağladı.
Gözleri hastaneden çıkmadan hemşirelerden birinden aldığımız kot şort ve tişörte kaydığında kaşları çatıldı. Biraz önce sehpaya bıraktıklarını alıp koltukta bedenimden arta kalan boşluğa oturarak ilaçları ve suyu uzattı. Elindekileri almadığım için sert yüzünde soran bir ifade oluştu.
-Bunlar ne?
Tanımadığım bir adamın elinden ne olduğu belirsiz hapları içmemi beklemiyordu değil mi?
-Oradan bakınca neye benziyor bilmiyorum ama biz insanlar hap diyoruz.
Bu cümleyi karşımdaki adam mı kurdu? Gerçekten nasıl birisi olduğunu çözemiyorum. Genelde insanları ilk gördüğüm anda bile az çok karakterleri hakkında fikir sahibi olan biriyim. Ama konu Usalp olunca; Görünüş olarak sert, duygusuz, sürekli emir yağdıran birisiyken böyle benimle alay etmesi dengemi sarsıyor.
-Hap olduğunu biliyorum. Neden içmemi istiyorsun?
Başını sağ sola sallayarak gözlerime baktı.
-Ağrı kesici. Ezel kullanmanı söyledi. Korkma seni zehirlemez.
Elindekileri alıp içerken
-Zehirlesen de sorun olmaz benim için.
Boşalan bardağa elimden alıp sehpaya koydu. Tekrardan bana döndüğünde bakışları kararmıştı. Bu adam böyle bakarken ne kadar ürkütücü olduğunun farkında değil mi?
-Ama...
Bana doğru yaklaşırken sözüne devam etti.
-Benim için...
Ne yaptığı hakkında hiçbir fikrim yok. Sağ elini kaldırıp saçımdan bir tutam alıp
-Saçının teline zarar gelse...
Elindeki saçımı aşağıya doğru okşayarak bıraktı.
-Sorun olur ve gözüm kimseyi görmez.
Kaşını kaldırarak beni işaret etti.
-Seni bile.
Neyi ima ettiğini anlayamıyorum. Zihnimdeki Bilinmezlik havuzuna bir tanesini daha eklemese olmaz mıydı?
-Anlamıyorum. Neden seni bu kadar ilgilendiriyor benim zarar görmem. Buradan bakınca kimsenin canının yanmasını istemeyen iyilik meleği gibi de görünmüyorsun. Gerçekten kafamı karıştırıyorsun.
Yüzünde ona cevap vermeme şaşırmış bir ifade görür gibi oldum. Ama kısa sürede kendini toparladı.
-Emin ol. İyilik meleği olacak son kişi bile değilim. Ha illaki bir meleğe benzeteceksen sol kolundaki.
Ne yani günahlarımı yazan bir meleği iyilik meleğine tercih ettiğini mi söylüyor. Kafamı yaramaz bir kedinin oynadığı bir ip yumağı gibi bıraktı. Çözülmesi çok zor bir yumak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİLİNMEZLİK
Novela Juvenil'Hayatım hakkında zerre şey bilmiyorsun?' 'Biliyorum!' 'Bu bilinmezliğin beni tükettiğini bilmiyorsun?' ' Yanılıyorsun! senin bilinmezliğin BENİM güzelim. Ve ben seni tüketmiyor aksine kendime saklıyorum.' 'Hemen, şu an şu dakika ölmek, değe...