Çok ağırdı ama yapmam lazımdı. Zorla da olsa biraz gidebilmiştim. Okulun köşesine geldiğim de bir iki erkek vardı, onlara seslendim. Yanıma koşup Yiğit 'i kollarından tutup okulun içine taşıdılar. Müdürün odasına götürüp koltuğa oturttular, müdür telaşla kendi yerinden bizim yanımıza geldi.
-Ne oldu evladım? Neyi var?
Şimdi ne diyecektim? Emre ile kavga ettiler sonra Emre yumruk attı ve burnu kanadı. Okulun arkasında da bayıldı mı diyecektim? Yoksa burnu kanayınca bayıldı mı? Öbür seçeneği söylersem ikisinin de başı belaya girecekti.
-Oğlum sen şuradan ambulansı ara okulun adresini ver. Acele et. Kızım sende artık ne olduğunu söyleyecek misin?
Müdür telefonu yandaki çocuğa verdikten sonra çekmeceden pamuk çıkartıp masadaki suyu aldı ve tekrar Yiğit'in yanına geldi. Bu arada çocuk ambulansı arayıp okulu tarif etmişti .Ben ise kendimi ağlamamak için zor tutuyordum. Telaştan müdür nereye giderse onunla beraber gidip geliyordum.
-Müdür bey arka bahçedeyken burnu kanadı. Mendille tampon yaptık ama sonra yine kanamaya başlayınca bayıldı. Ne yapacağız şimdi? Bir şey olur mu?
-Bilmiyorum ambulans gelsin bir bakalım. Tüh arabada yok, bakımda.
Müdür iyicene kan olmuş mendilleri çıkartıp masadaki kağıdın üstüne koydu. Kanı hala durmuyordu. İlk mendille tekrar tampon yaptı. Suyla yüzünü yavaşça temizledikten sonra doğruldu. Ben de dikkatle onu izledim. Müdür koltuğunun tarafına geçip çocuklarla ambulans hakkında konuşmaya başladı. Yiğit'in kulağına eğilip "Ne olur beni bırakma tam ilk defa bu kadar mutluluğu bulmuşken yapma bana. Ben sensiz nasıl yaşarım? "dedikten sonra artık kendimi tutamamıştım. Yavaş yavaş gözyaşları indi.
-Hadi çocuklar artık siz gidin ben ilgilenirim, zaten birazdan ambulans gelir.
Çocuklar kafalarını olumlu anlamda salladıktan sonra çıktılar. Müdür bana bakıp yanıma geldi. Kekeleyerek konuşmaya başladım
-Kızım hadi sende git.
-Hayır hocam ben gidemem.
-Niye?
Evet Eslem ne diyeceksin? Sevgilim ve o yüzden bende mi geleceğim? Yoksa buldum.
-Bayılırken yanında olan bendim. Ya lazım olursam.
-Ama ders başladı yok yazılacaksın. İzin kağıdı yazıyım çabuk hocana ver gel. Yiğit'i hastaneye götüreceğiz de.
- Ama burada Yiğit'i bırakamam.
-Eslem ben varım hem birazdan ambulans gelir.
İçimi çekerek müdürün verdiği izin kağıtlarını aldım.
-Mendilleri değiştirin ama bir de beni beklemeden gitmeyin. Lütfen.
-Tamam kızım hızlı ol.
Koşarak müdürün odasından çıktım. Yine aynı hızla sınıfa koştum. Kapıya tıklatıp hiç vakit kaybetmeden içeriye girdim. Hoca şaşkınlıkla bana baktı. Nefes nefese kalmıştım.
-Hocam Yiğit bayıldı biz de onu hastaneye götüreceğiz. Bunlarda izin kağıtlarımız.
Hocanın bir şey demesine kalmadan ön sıraya izin kağıtlarını koyup ''iyi dersler ''diyerek çıktım. Yine hiç vakit kaybetmemeye çalışarak müdürün odasına koştum. Kapı da sedyeyle çıkan iki adam vardı. Hemen yanlarına koştum. Sedye de Yiğit vardı. Hızla okuldan çıkıp ambulansa bindirdiler. Müdür ön tarafa oturdu, bende tam Yiğit'in yanına binecekken kolumdan birisi tuttu.