Alarmın sesiyle gözlerimi açtığımda Koray hala uyuyordu.
"Koray.."
"Hm."
"Kalk hadi okula gideceğiz."
"Hmhm." Yavaşça gözlerini açıp gözlerime baktı. Çok yakın olduğumuz için şaşı bakıyorduk. Bana olan bakışları uzadığında ne var der gibi baktım.
"Gözlerim gözlerine açıldı bu sabah, günüm güzel geçecek." Gülümseyip yanağını öptüm ve yataktan kalkıp akşam hazırladığım kıyafetleri aldım.
"Ben banyoya giriyorum giyineceğim. Sende bir an önce giyin daha Yağmur'u uyandıracağız."
"Tamam." Banyoya girip üstümdeki askılı pijamamı çıkarıp beyaz tişörtümü giydim. Altımdaki şortu çıkardığım sırada eğilmiş vaziyetteyken kapının açılmasıyla ne yapacağımı şaşırdım. Açılan dekoltemimi kapatayım, altımdaki şortu mu çekeyim. Şort bileklerimdeyken koşarak kapıya gitmeye çalıştım. Planım kapıyı kapatmaktı. Ama şort işi bozmuş, ayaklarıma dolanıp yere düşmeme neden olmuştu. Yüz üstü düştüğümde en azından dekoltem kapandı diye düşünerek kendimi rahatlatmaya çalıştım. Kapıda bana bakıp sırıtan Koray ise sinirlerimi hoplatmıştı. Ona kötü kötü bakarak ayağa kalkmaya çalıştım. Kalkamadığımı anlayınca Koray'a baktım sinirle.
"Ya giyineceğim diyorum neden giriyorsun banyoya?"
"Bende giyineceğim. Burada giyiniliyor herhalde diye buraya geldim." Masum masum baktığında "Kekimi ye beni yeme Koray, kekimi ye beni yeme."
"Senide yerim kekini de..."
Yanıma gelip yere oturdu ve benide kucağına çekti. Omuzumu, boynumu, kollarımı, burnumu, çenemi rastgele ısırırken gıdıklandığım için gülüyordum.
Sonunda durduğunda nefes alabilmenin rahatlığını sürdüm.
"Deli misin, geç kalacağız okula."
"Bir şey olmaz huzurum..."
Önce hayal şimdi huzur, bakalım Sare'ye ne zaman sıra gelecek...
Sonunda Koray'ı zorla banyodan çıkarıp altıma şortumuda giyebilmiştim. Odaya döndüğümde Koray giyinmiş, kapının kilidini açıyordu. Pijamalarımı valize koyup Koray'ın yanına gittim ve beraber odadan çıkıp Yağmur'un odasının önüne geldik.
"Bekle sen girme, ben kontrol edeyim müsaitse sen girersin." Kafasını salladığında onu odanın önünde bırakarak odaya gördim. Yağmur'un pijamalı olduğunu görünce sessizce Koray'a seslendim.
"Zaten uyandırmayacak mıyız? Ne diye fısıldıyorsun?"
"Ay ne bileyim işte."
Beraber Yağmur'u uyandırmaya çalışırken benim dürtme ve seslenmelerim işe yaramayınca Koray odadan çıkıp elinde suyla geri döndü.
"Bu kadar acımasız olmayalım bence, yazık."
"Ne yapayım, yirmi dakikadır uğraşıyoruz uyanmadı. Kış uykusuna yatmış sanki..."
Ben bir şey diyemeden elindeki suyu Yağmur'un yüzüne fırlattığında yüzünden yastığa kayan buzlara şaşkınca baktım. Yağmur çığlık atarak yerinden kalkıp odada koşmaya başladığında şaşkın bakışlarımın yerini keyifli bakışlar aldı ve kahkaha atmaya başladık. Yağmur ne olduğunu idrak ettiiğinde sinirli bakışları önce Koray'ı buldu.
"Ya siz bela mısınız benim başıma? Ölüyordum lan insan gibi uyandırsanıza insafsızlar! Çıkın gidin lan evimden! Çıkın!" Yağmur'un cırlamalarına rağmen kahkahalarımızı sürdürdük ve koşarak evden çıktık. Yolda hala Yağmur'un yüzü aklıma geldikçe gülüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senden Önce Senden Sonra
Teen FictionKapak yapımı: @sudezey "Gözlerin... Aynı benim gibi, arafın ta kendisi..." "Gülüşün... Aynı hayal gibi. Hayalim gibi. Çok güzel ve bir o kadar ulaşılmaz..." "Ulaşmak senin elinde. Bırakma beni." "Nasıl bırakırım seni? Seni bıraksam bile gülüşünü bır...