HAZİRAN-1

13 2 0
                                    

Ben neyin içine kendimi sürüklüyordum, bilmiyorum. Ama bu yaşadığım kaos eninde sonunda son bulacak!

İlk günler konuşmamız gayet normal bir şekilde geçmişti. Ama tanışmamız tam bir muammaydı. Siz hiç görmediğiniz onun bakışlarını hissetmediğiniz birinden hoşlandınız mı?
Buna hoşlantı denmezdi belki ona karşı ilgi duyduğum açıktı ama bunu sadece içimde yaşıyordum. Bunu onun bile bilmeye hakkı yoktu. Olmayacaktı.

Çalışma masamdan kalkıp yatağıma geçtim. Komidinin üzerindeki telefonu elime aldım. En son konuştuğumuz şeyleri okumak istedim bir an ama onları okumama gerek yoktu.. Çünkü: hepsi o
kazulet beynimin içindeydi. Evi taşıdığımız için 2 gün boyunca ona yazamamış, zaten git gide eskiyen  telefonum o lanet iki gün içinde bozulmuş ona uzak kalmamı sağlamıştı.

Hem 2 gün bana yazmasa ölmezdi öyle değil mi?

Sonunda o lanet olası telefonumu elime aldığımda mesajlar bölümüne girdim.

Mesaj atmamıştı!!

Kendi kendime odanın içinde dolanınca bir anda aynanın önünde ki yansımamı gördüm. Saçlarım ne kadar da uzamıştı. Belki de elime geçen ilk fırsatta onlardan kurtulmalıyım? Bunu aklımın bir köşesine yazarken uykuya dalmak için yatağıma uzandım. Ama sadece uzandım. Uyuyamadım...

Sabah kalkmış saate baktığım zaman gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. İlk dersin başlamasına tam 20 dakika vardı.

Aman Allah'ım!!

Annem neden beni uyandırmadı diye düşünürken odada ders programımı aramaktan vazgeçmiş, çantamın içine rastgele kitaplar atmaya başlamıştım. Bileğimde ki tokayı çıkarıp hemen saçımı topuz yapmıştım.

"Anneeee!!!" diye bağırdığımda annem hemen karşılık vererek,

"Sidarrrrr" bu kadın gerçekten beni güldürüyordu.

Annemin karşısına geçip ellerimi belime koyduğumda annem gülerek bana bakıyordu. Annemin gülmesine karşıt kaşlarımın çatılmasına engel olamamış acaba garip birşey mi var diye kendimi süzme başlamıştım. Ama üzerimde garip olan birşey yoktu. Kafamı kaldırdığımda annem hala bana bakıp gülüyordu.

"Anne komik olan ne?"

Annem bu cümlemin ardından gülmesini bastırmaya çalışıyordu.

"Artık ne olduğunu söyleyecek misin!!!?"

Annemin kahkaları bittiğinde bu sefer ben dayanamıp hırladığımda arkamı dönüp gitmiştim. Annem arkamdan seslendiğinde kahkalarının nedenini sonunda anlamıştım.

Bugün Cumartesi idi !!!

Rezilliğimi daha fazla uzatmamak adına koşarak odama gitmiştim. Bugünün nasıl Cumartesi olduğunu unuturdum. Kendi kendime iç çektiğimde üzerimi çıkartmıştım. Kahvaltı için mutfağa geçecektim ki annem rezilliğimi kahkalarla babama anlatıyordu. Bu da yetmezmiş gibi kardeşim Enes buna haykırarak gülüyordu. Sanki çok komik birşey yapmışım gibi!

Off!

Şu son 1 haftadır gerçekten ne yaptığımı bilmiyorum. En iyisi Damlayı arayıp onunla kahvaltıya gitmekti. Damla ile konuştuktan sonra aynanın karşısına geçip saçlarımı düzleştirmeye başlamıştım. Aynada ki yansımama sırıtırken uzun süredir bu kadar güzel gözükmediğimi düşünmüştüm. Altıma yüksek bel beyaz kotumu üzerinede lacivert beyaz enine çizgisi olan bluzümü giymiştim. Aynada kendime son kez bakarken hemen bir rimel birde ten rengi bir ruj sürmüştüm. Gerçekten güzel gözüküyordum.

Kendime inanamaz gözlerle bakarken uzun süredir kendime bakmadığımı düşünmeye başlamıştım. Bundan sonra böyle diye kendime söz vermiştim. Tam bir parfüm manyağı olan ben üzerime bir ton parfümü boca ederken annem içeriye girmişti. Ona gerekli açıklamayı yaptıktan sonra telefonumu ve çantamı alıp evden çıkarken annem,

"Dikkatli ol." diye bağırmıştı.

Kafede yerini alan Damla'yı gördüğümde onu öpüp hemen karşısına oturmuştum. Yanımıza gelen garsona siparişlerimizi verirken telefonum titremişti.

Telefonumu elime aldığımda gelen mesaj Batu...

Ne yani bunca zaman sonra bana hiç halimi hatrımı bile sormadan sadece

"Nerdesin?" diye mesaj atmıştı.

Gözlerimi devirdiğimde Damla bana dönüp

"Mislina'da geliyormuş." demişti.

Başımı sallayarak onaylamıştım.

Mislina bizim diğer yakın arkadaşımızdı. Ben, Damla ve Mislina lisenin başından bu zamana kadar ayrılmamıştık. Birlikte üniversite hayallerimiz vardı. Bu sene son senemizdi.

Tekrar telefonu elime aldığımda,

"Evdeyimm" diye yalan söylemiştim. Küçük bir yalandan kimse ölmez öyle değil mi?

Garson siparişleri getirdiğinde yemeye başlayacaktım ki yanımdakı sandalye çekildi. Gözlerim kocaman olurken Damla ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

"Ba-batu!"

----------

Arkadaşlar umarım beğenerek okuyorsunuzdur. Sizden ilgi geldikçe bölümleri paylaşmayı devam edeceğim. Vote ve yorum yapmayı unutmayın. Sizi seviyorum!!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 07, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HAZİRANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin