Evcilik Oyunu (#Wattys2016)

Eğer onunla sevişiyorsan Benimle de sevişiceksin!

Multi Arya ve yeni saçları

******

UYGAR
Arya beni öpmemişti ama Doruk denen o şerefsizi öpmüştü. Bu bana hiç mantıklı gelmiyordu.
Aslında oldukça mantıklı. Bak şimdi. Sen onun hayatını mahfettin. Daha sonra onunla yattın ama ona söylemedin.sevgilin var ve gözünün öüönde onunla yiyişiyosun. Doruğun sevgilisi yok tesadüfe bak ki Arya'nın da. Ayrıca Doruk ona senin davrandığın gibi davranmıyo. Yani bu kadar basit aslında.

Şu iç sesi neden yumruklayamıyorum bilmiyorum. Sinirimi bozuyo. Haklı olabilirdi. Seni öpmesini istedin yani. Aslında istedim mi bilmiyorum. Zaten şu anki tek sorun onu öpüp beni öpmemesi. Benim isteyip istemem değil. Ama istedin. Elime silah alıp öldüresim geliyo onu. Arya'yı değil. İç sesi. Saate baktığımda 5 e geliyordu. Bütün gin uyuyınca gece uyuyamamıştım tabi. Yanımda yatan İpeği uyandırmadan yataktan çıkıp duşa girdim. Sıcak bir duş beni rahatlatırdı.
Ya benimle uyumuştu halbuki. Ahh pekala düşünmücem.

ARYA
Uyandığımda saat 6'ydı. Hemen yataktan Ece'yı uyandırmadan kalktım. Spor kıyafetlerimi giydim saçımı topladım ve Ece'ye bir not yazıp kısa sürede evden çıktım.

Gece Ece'yle baya sohbet etmiştik. Aynı okuldaydı ve şirketlerimiz ortakmış. Bu gereksiz bi ayrıntı. Yıllar sonra Aras'tan sonra ilk defa birine kendimi bu kadar yakın hissediyordum. Sanki benim ikizim gibiydi. 1 saat koştuktan sonra eve dönmüştüm. Hava aşırı derecede soğuktu. Eve girdiğimde hiç ses yoktu. Bu da demek oluyor ki kimse daha uyanmamıştı. Hemen mutfağa girdim. Sonra canımın bi şey istemediğin fark edip dışarı çıktım. Hizmetçiler de şaşırmıştı. Ger gin buradalardı. Ta ki biz onlara gidin diyene kadar. Sanırım biri Cumadan kovmuştu onları ahaha.

Yukarı çıktım. Odama girdiğimde banyodan ses geliyordu. Bu da demek oluyo ki Ece duş alıyordu. Ben de odadan çıkıp kolidorun sonundaki banyoya gittim. Hemen sıcak bir duş yaptım. O kadar iyi gelmişti ki. Saatlerce sıcak suda kalabilirdim.

"Hadisene olum banyo'yu mu satın aldın" işte bu sesi duyana kadar. Uygar'dı. Hiç bi yerde rahat bırakmıyordu. Kokumu alıyordu sanki. Sanki kendi banyosu yoktu odasında. Suyu kapatıp havlumu üzerime sardım. Kapıyı kırarcasına yumrukluyordu.

"Senin banyon yok mu!" Diyerek açtım kapıyı. Uygar bi şey demeden süzdü beni. Kahretsin üstümde kısacık bi havlu olduğunu unutmuştum.

"Senin odanda banyo yok mu?" Diye sordu imalı imalı. Sonunda yüzüme bakabilmişti. Banyodan çıkıp karşısına geçtim.

"Ece yıkanıyo"

"Benimkinde de İpek yıkanıyo" dedi. Göz devirdim.

"Bütün gece seviştikten sonra tabi. Yıkanması gerekir" dedim iğrenircesine.

"Sen de Doruk'la kalamadın tabi. Bize laf sokuyosun" dedi.

"Doruk ne alaka şimdi neden hep Doruk diyosun bana anlamıyorum. Ne alıp veremediğin var bu çocukla" lafımı kesen beni duvarla kendi arasına almış olmasıydı. Çok yakındık. Ve o dudaklarıma bakıyordu.

"Beni neden öpmedin?" Diye fısıldadı.

"İstemedim" dedim net bi şekilde.

"Yalan söylüyosun" dedi sert bi tıslamayla söylemişti.

"Hayır yalan söylemiyorum. Seni öpmek iste-"

"Ama Doruğu öpmek istedin öyle değil mi"

"Evet" dedim.

"Peki güzel miydi" bu nasıl bi soruydu böyle. Ona neydi ki. Ahh sinirlerimi bozuyordu bu çocuk.

"Çok güzeldi" dedim. Gözleriyle bana bir kaç saniye alev attıktan sonra çok sert bi şekilde tek eliyle beli mavradı tek eliyledeyanağımı tutup brni kendine çekti ve çok sert bi şekilde öpmeye başladı.
Onu itmeye çalışıyordum ama çok güçlüydü ve başaramıyordum. Bir kaç saniye sonra beni bıraktı ve

"Bu sadece beni öpmediğin içindi. O piçi öpüyosan beni de öpüceksin'onun elini tutuyosan benim de elimi tutucaksın ve eğer onunla sevişiyosan benimle de sevişiceksin" dedi ve banyoya girip kapıyı sertçe kapattı.

Dudaklarımın kızardığına yemin edebilirim. Şaşırımış öylece kalmıştım. Bu da neydi şimdi böyle. Sevgilisi var ve beni öpüyo. Ayrıca istediği için değil sadece Doruk'la öpüştüğüm için. Ondan kesinlikle nefret ediyordum.

"Aşkım be ne hal böylee" diye söylenen Mert'e döndüm. Hala götümü zor kapayan havluyla kolidorda dikiliyordum.

"Sabah sabah ne bağrıyon lan!" Diye odadan çıkan Aras ve bana attığı ölümcül bakışlarıyla pdama uçtum.

"Arya noldu ölü görmüş gibisin" dedi ece bana yaklaşarak.

"Uygar beni öptü" dedim bir anda.

"Nasıl seni öptü neden öptü?" Oda yüheycanla ve şaşkınlıkla yanıma oturdu.
Kısaca her şeyi anlattım. O da şaşkınlıkla oturuyordu. "Peki şimdi napıcaksın" güzel bi soruydu.

"Uygar'dan uzak durucam" dedim. Güldü "Bu pek kolay olmucak sizin için" dedi. "Bir iki gün Aras'ta kalabilirm" dedim. O da onayladı.

"Okula ilk gğnden geç kalmanı istemiyrum hadi hazırlan bi şeyler yiyip okula geçeriz." Dedim o da başıyla onayladı. "Dolaptan istediğini alabilirsin" dedim. Çok sevgili anneciğim(!) kış gününde bile bana açıl ve kısa şeyler almış. Sadece göz alıcı olıyım ve tanınmıyım diye.

Siyah yüksek bel bir şort giymiştim. Tabiki siyah kilotlu çorapla yoksa totom donardı. Üstünede siyah tam şortun bitimnde başlayan ince yünlü uzun kollu bir kazak giydim. Altıma siyah yüksek bltlarımı giyip hızlıca saçlarımı düzleştirdim ve makyaj yaptım.

Eceyse yüksek bek dar bir kot giydi. Üstüne de gri uzun kollu bir tişört giydi ve kıyafetini kolsuz siyah bir uzun ceket tarzı bi şeyle tamamlayıp siyah yüksek boy giydi ve o da saçlarını düzleştirip at kuyruğu yaptı. Ece makyajını bitirince ben koyu yeşil siyah kareli ceketimi giydim. Ece de siyah kaban giydi ve odadan çıktık.

"Wow! Güzelim yakıyosun ortalığı" diyen Mert Eceyle aramıza girip kolunu boynuma attı.
"Teşekkür ederim" dedim ve sonra ona fısıldadım. "Asıl güzel olan diğer yanında." Kaşların çattı hemen. Kahkaha attım tabi.

"Ee gidiyo muyuz?" Diyen Efe'ye benden önce Ece sordu.
"Nereye?"
"Kahvaltıya gidicez hepimiz."
"Uygar Bey'i bekliyoruz" diye lafa atladı Doruk'ta. Ben de göz devirdim.
"Ben gelmicem. Biraz işim var okula gitmeden onu haşşetmek istiyorum" dedim
"Ne işi var?" İçimde bi şeyler oynamıştı. Çünkü bu ses ona aitti. Kendimi tuhaf hissetmiştim. Sanki dona kalmıştım. Ece'nin dirseğiyle kendime geldim ve cevap verdim.
"Sanane" sonra da merdivenlerden inmeye başladım. Ve herkes de arkamdan tabi.

Herkse görüşürüz dedikten sonra arabaya bindim ve radyoyu açtım. Saçlarımı boyatıcaktım. Sarıya yani hafif sarıya. Her neyse hemen arbayı çalıştırıp berbere doğru sürmeye başladım ve tabiki düşünüyordum. Bir yandan Uygar'ı bir yandan da annemi. Çünkü onu öyle yakalamıştım ve şantaj yapmadan bırakamazdım. Kötü görünüyo ama o daha kötü bi insan. Ahhh bir de Doruk tabi ve müzik. Müzik demişken bu gün ayın 7 siydi!! Tamamen unutmuştum bu gün sahne alıcaktım küçük bir etkinlikte. Ah! Okula gidince Aras'ı bulmalıydım.