8. Bölüm

89 9 3
                                    

'' Oha be! ''

Son bir kaç günüdür yaşadıklarımı sınıftakilere anlattığımda tepkileri böyle oldu. Fazla yanımda kalmadılar, herkes hikayemi dinleyip sanki yaşamıyormuşum gibi davranmaya devam etti, bir ara Ömer geldi, laf attı, ben daha cevap veremeden her tenefüs yanıma gelen Gizem cevap verdi.

Ah Gizem... Şu lanet okula yazıldığım günden beri bana iyi davranan tek kız, aşık olduğum kız.

Ona her bakışımda bulunduğum ortamdan uzaklaşıyordum. Bambaşka bir yerde, tek mutlu olduğum yerde, hayal dünyama gidiyordum.

Hayatımda görebileceğim en güzel, en narin saçlara sahip, daha hiç dokunamadım, asla da böyle bir şansa sahip olamayacağım. Onu ilk gördüğüm günden beri tüm yüz hatlarını ezberledim, gözlerini aklıma kazıdım. En güzel hediyesidir bir aşığın yarine bakabilmesi, onun yanında olabilmesi, varlığını hissedebilmesi... Keşke bir kere sarılma şansım olsaydı ona diye düşünüyorum bazen, elini tutabilsem, saatler boyunca saçlarıyla oynasam, gözlerine kilitlesem... Ama tabii ki, güzel şeyler asla benim başıma gelmez.

Her sabah onu görüyorum, her sabah kafasını başka bir erkeğin omzuna gömmüş, uyuyor. Onu izleyemiyorum bile. Bazen diyorum acaba sahte mi bu sevgi, sadece bana iyi davranan tek kız olduğu için mi, bana gülümseyen tek kız olduğu için mi bu düşüncelere kapılıyorum? Bilmiyorum. Önemsemiyorum da. Tek bildiğim, tüm bu yaşadıklarımdan sonra beni hayata bağlı tutan tek varlık şu an o.

Öğlen tenefüsü, Göktuğ'yla birlikte kantinde yemek yiyoruz. Benim iştahım olmadığı için sınıfa çıkma kararı alıp sınıfa doğru yöneliyorum. Tam sınıfın kapısının önüne gelmişken sınıftan siyah kapüşonlu biri cıktı. O kadar hızlı çıktı ki, beni görmedi ve çarpıştık. Adam kapüşonunun altından beni süzdü, hiç bir şey demeden uzaklaştı.

Bu okula öyle herkesi almazlardı. Hele böyle görünümlü birini güvenlik kesin sorgulardı. Olayı garipsedim, sınıfıma girdim. Kafamı sıraya koydum ve uyudum.

Hoş bir rüya değildi. Uykuya dalar dalmaz kendimi yine evimizde buldum. Arka kanepede babam uyuyor, annem televizyon seyrediyor. Abim nerde bilmiyorum. Ben ise yerde çömmüş onları izliyorum. Kapı çalıyor, kalkıp kapıya gidiyorum, elimi kapının koluna götürünce içinden geçiyor. Ne olduğunu daha anlamdan annem geliyor, beni görmüyor sanırım. Kapıyı açıyor, açar açmaz maskeli biri elinde ki silahla onu vuruyor, içeri girip babamı vuruyor. Tüm bu olanlar karşısında bağırıyorum, haykırıyorum ama fayda etmiyor. Adam evden çıkıyor, annem ve babamın cesetlerinin ortasında buluyorum kendimi, kafamın içinde '' Hayır! '' diye bir ses yankılanıyor. Sonra rüya değişiyor. Polis arabasındayım, önde ki polisler konuşuyor.

'' Çocukla işimiz bitince ondan kurtulacağız zaten, tek istediğimiz biraz sabır. ''

'' Çocukla işimiz bitti '' diyor. Yan koltukta oturan adam silahını çekip beni vuruyor. Kursunu içimde hissettiğim an uyanıyorum.

Kayıp (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin