'' Yapma Uğur! ''
Uğur kucağında olan Ege'nin kahkahaları bütün odayı dolduruyordu.Uğur Ege' yi sırtına almış tüm odayı dolaşıyordu, Ahmet ve bende mutlu bir şekilde eğleniyorduk. Güzel bir tabloydu. Akşam yemeği vakti geldi, tam bizimkiler ayrılıyordu ki:
'' Ben aç değilim. Siz gidin. '' dedim. Herkes gittikten sonra dolabıma yönelip evimden aldığım eski çantayı çıkardım. Çantanın anahtarını bulamamıştım. Çantanın dışını incelemeye koyuldum. Deriden yapılmıştı, orta boylarda bir şeydi. Anahtar deliği de o çok küçüktü, böylesine küçük bir deliğe girebilecek anahtar da minik bir şey olmalıydı. Değişik, bu çanta küçüklüğümden beri babamın elinden ayrılmıyordu. İçindekileri ne bana ne abime gösterirdi. Kendimi çok çaresiz hissettim. Çaresizliğim öfkeye dönüştü, çantayı alıp duvara fırlattım. Sonra alıp tekrar yerine koydum, üzerime montumu giyip dışarı odadan dışarı çıktım. Tam merdivenlerden inmiştim ki arkamdan '' Emre! '' sesini duydum. Arkama baktığımda Genel müdür duruyordu.
'' Nereye bu saatte?''
'' Müdürüm, küçük bir işim var, onu halledip geleceğim.'' dedim. Hızlıca dışarı çıkarken müdürün '' Geç kalma'' deyişini anca duyabildim.
Cüzdanımdan evde bulduğum kartı çıkardım. Üzerinde '' Emre Erdem'' yazıyordu. Kartın üzerinde yazan bankanın adına baktım. Bankayı aramaya koyuldum. Yarım saat sonra bankayı buldum. Saat geç olduğundan kapalıydı, bu yüzden kartı orda ki ATM lerden birine soktum.
SAYIN EMRE ERDEM, LÜTFEN ŞİFRENİZİ GİRİNİZ.
Şifre. Harika. düşündüm, ilk önce doğum tarihimi yazdım.
ŞİFRE YANLIŞ. 2 DENEME KALDI.
Düşün Emre, düşün.. doğum yılımı yazdım.
ŞİFRE YANLIŞ. 1 DENEME KALDI.
İşe yaramayacak, şifreyi önce bulmalıyım. İPTAL tuşuna basıp kartımı geri aldım. Karanlık sokaklarda kendi başıma yürümeye başladım. Yetimhaneye doğru yol alırken biri arkamdan beni boyun kilidine aldı, yüzüme bir mendil yapıştırdı, sonrası karanlık.
****
'' Olum sen mal mısın? Çocuğu niye getirdin buraya? ''
'' Çantanın yerini biliyor olabilir. Tek şansımız bu. ''
'' Başımızı belaya sokucaksın.''
'' Off, az mantıklı düşün. Çantayı alırsak her şey tamamlanır. Anahtar zaten bizde. Çantanın içindekiler umurumda değil. Büyük patron için çok önemli. Bize iyi para verir. ''
Anahtar.
Nerdeyim? Başıma poşet geçirilmişti. Hiç bir şey göremiyordum. Başım ağrıyordu, beni kaçıran adamlar uyandığımı fark edip poşeti başımdan çıkardıklar. Bir apartman dairesindeydim. Yanımda iki tane yirmili yaşlarında genç bulunuyordu. Sağ da ki bana korkuyla, solda ki nefretle bakıyordu. Bana korkuyla bakan adam kirli sakal bırakmıştı. Saçları jöleliydi, üstünde lacivert bir gömlek ve bir ceket vardı. Yanında ki adam ondan biraz daha iri yarıydı, toplu sakal bırakmıştı, siyah bir takım elbise giymişti. Saçları diğerin kinden daha kısaydı.
'' Günaydın yakışıklı. '' dedi soldaki adam. Korkumu gizlemeye çalıştım. Eğer sakin davranırsam buradan çıkabilirdim. Ayrıca bu adamlar bende ki çantanın anahtarına sahipti. Etrafıma bakındım; küçük bir evin küçük bir odası. Etrafımda ellerimin ve ayaklarımın bağlı olduğu sandalyeden başka bir şey yoktu. Arkama bakmaya çalıştım,apartmanın 4. katında olmalıydık.
''Günaydın beyler '' diye cevap verdim. ''Ne bu ipler böyle? On altı yaşında ki bir çocuğun size zarar vermesinden mi korktunuz? ''
Soldaki adam güldü.
'' Bizimle oyun oynamaya çalışma çocuk, buradan tek parça halinde çıkmak istiyorsan bize çantanın yerini söyle. ''
'' Çanta mı? '' Tek kaşımı kaldırdım. ''Beni bir çanta için mi kaçırdınız? Yakınlarda mağaza falan yok muydu? '' Adam kendisiyle alay ettiğimi anlayınca yüzüme okkalı bir yumruk geçirdi. Acıyla inledim, ağzımda biriken kanı yere tükürdüm.
'' Bir çanta için adam mı dövülür? Olum saçmalamayın, benim gibi birisinde ne tür bir çanta olabilir? ''
'' Bilmiyoruz ama belli ki içinde önemli şeyler var, büyük patron hiç bir şeyi bu kadar fazla istememişti. ''
Büyük patron. Solda ki adam kanırılmayacak kadar zeki duruyordu. Şansımı diğerinde denemeye karar verdim. O büyük ihtimalle yanında kinin emirlerine uyuyordu. Ve yanımda kalıp bana göz kulak olacaktı.
'' Ne istediğinizi bilmiyorum. Ben sadece basit bir çocuğum.'' Bunu duyan adam karnıma bir tane daha yumruk geçirdi. Üç saniye boyunca nefesim kesildi. Yanındakine döndü.
'' Gece bunla kal, aç ve susuz bırak. Benim bir kaç işim var, sabaha uğrarım.'' dedi ve küçük daireden çıktı.
Korkak olanla baş başa kalmıştık. Karşımda başka bir sandalyede telefonunu kurcalıyordu. Sağ dizi titriyordu, ya korkudan ya da sakatlıktan, büyük ihtimalle korkudan. Alnından terlerin aktığını görebiliyordum. Belli ki buradan hemen gitmek istiyordu.
''Saat kaç? '' diye sorduğumda yerinden fırlayacak gibi oldu.
'' On buçuk. '' Al işte, buradan kaçmayı başarsam bile yurda alınmayacaktım.
'' Arkadaşının hangi çantadan bahsettiğini gerçekten bilmiyorum. '' Bana inanmayan gözlerle baktı.
'' Bildiğini biliyorum.''
'' Başka ne biliyorsun? ''
'' Çok şey biliyorum. Ailenin kayıp olduğunu, yeraltı dünyasının en korkulu mafya babası tarafından izlendiğini. ''
'' Bu kadar mı? '' Tek kaşımı kaldırdım. '' İki tane şey biliyorsun, bu çok şey bildiğin anlamına gelmiyor '' Adam bana sinirli bir bakış attı. Bu konuşma suresince ellerimi bağlayan ipleri çözmeme az kalmıştı. Açılabilecek kıvama getirdiğimde durdum.
'' Bu anahtar da neyin nesi peki? '' diye sordum.
'' Sen çok konuşuyorsun. Ayrıca sana soru sorma iznini verdiğimi hatırlamıyorum. ''
'' Nası olsa yanın da ki adam beni öldürecek. Yanında ki adam demişken, kim o patronun mu? ''
'' Ortağım. ''
'' Bana sanki sana emir veriyormuş gibi geldi.'' bunu duyunca ayağa kalktı, yüzüme yumruğu indirdi.
'' Bilip bilmeden konuşmayı kes! '' diye bağırdı. Cebine soktuğu telefonu tekrar çıkardı, ama çıkarırken küçük bir şey daha fırladı.
Küçük, anahtar.
Anahtarı almak için yere eğildi. Sonra odadan çıktı. Elimi bağlayan iplerden kurtuldum. Ayaklarımı çözüp odanın kapısının arkasına geçtim, bekledim. Adam tekrar içeri girer girmez üzerine atladım, boyun kilidine aldım. Adam paniklemiş olmalı ki elinde tuttuğu minik anahtarı elinden fırlattı, anahtar camdan aşağı fırladı. '' Hayır! '' diye bağırdım. Adamın kafasını duvara sert bir şekilde vurup bayılttım. Daireden çıkmak için kapıya yönelince kapı açıldı, içeri diğer adam girdi. Beni görünce küfür edip belinden silahını çıkardı. Silahı görünce adamın üzerine atladım, tam kapının arkasından fırlayıp merdivenlerde yuvarlandık. İçimde o kadar çok adrenalin oluşmuştu ki düşmenin verdiği acıyı hissetmedim, ayağa kalkıp koşmaya başladım. Sırtımda küçük bir acı hissettim, aldırmadan apartmandan dışarı fırlayıp koşmaya başladım.
Yeterince uzağa gittiğimde sırtımda ki acı feci bir şekilde acımaya başladı. Elimi sırtıma götürdüm, kan.
Adam beni vurmuştu. Karanlık sokakların birinde durdum, acıyı şimdi çok fena hissediyordum. Yere çöktüm, gözlerim yaşardı, bünyem kendini kapattı ve tekrar karanlık....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp (TAMAMLANDI)
Roman pour AdolescentsAileniz bir anda ortadan kaybolsa ne yapardınız? On altı yaşında ki Emre ailesini kaybettikten sonra umutsuzca yerleştirildiği yetimhaneden onları aramaya başlar. Fakat Emre'nin ailesinin ardında bıraktığı korkunç sırlardan haberi yoktur. Aşkın en...