Yolun Sonu AŞK

Mariaa?

Gördüklerime inanamadim çünkü maria ve uraz deli gibi öpüşüyordu. Ben mi yanlış görüyordum yoksa gerçekten öpüşüyorlarmıydı.
Sessizce arabada bekledim onları izlemek zorunda kaldım.  Uraz maria'yı kucağına alıp duvara yapıştırdı.  Maria'nın üzerindeki tişörtü yırtarak çıkardı.
Ve sütyenini ısırmaya başladı sonra göğüslerini yalamak için sütyenini  aşağı indirdi. Ve göğüslerini gerçekten yalamaya başladı tanrım bunlar sevişiyordu. Sonra uraz dizlerine çöktü ne yapiyordu suan anlamıyordum. Ellerini Maria'nın eteğinden iceri sokup olamaz tangasını çıkarıp atmıştı. Ve maria'nın tek bacağını kaldırıp omzuna koydu ve maria'nın kadınlığını yalamaya başladı.  Otopark maria'nın inlemesiyle yankilaniyordu.
Durup kendi kendime neden bunların fotoğrafını çekmiyorum dedim. Maria eski sevgilimle seks yapıyordu resmen. Hemde otoparkta ustelik okulun otaparkında.
Ve telefonumu çıkarıp onları videoya aldım yetmezmiş gibi yaklaştırıp 15-20  tane poz yakaladım.
Ve hiç bir şey olmamış gibi üstlerini giyip ayrıldılar ikiside ayrı kapılardan. Otopark birden sessizliğe büründü ama benim kulaklarımda resmen kereme yapilan ihanetin sesi yankilaniyordu. Maria ve Uraz'ın zevk çığlıklarıydi bunlar ben bunu maria'ya yapmak istemezken nasıl olurda maria'nın hiç düşünmeden yaptığını izledim. Ne tuhaftır ki ihanet karşılıklı yapılırsa acıtırmış. Elimdeki video ve görüntüleri kereme izletmek için tabiki çekmedim.  Eğer zor durumda kalırsam kendimi aklamam keremi aklamam gereken bir durum olursa kullanacaktim. Ne olursa olsun şuan keremin benden uzak durması gerekiyor .

Otoparktan ayrılıp hemen sınıfa çıktım johanes bana tuhaf bakiyordu. Ona yaklaşıp elimi omzuna koyarak." Neyin var johanes iyi görünmüyorsun" dedim. Endiselendigimi fark etmiş olmaliydi ki. Omzjna attığım elimi tutarak bana yaklaşıp " seni çok merak ettim hande neler oluyor 1 haftadır okula gelmiyorsun" dedi.
Aslında ona ben soru sormuştum ama bir şeyler olduğunu fark etmişti .
"Evet biraz yorgundum ve yalnız kalmam gerekiyordu bu yüzden de kimsenin telefonunu açmadım.
" Peki anliyorum seni ama ne zaman anlatmak istersen dinlemek için burada olacağım  bir telefon kadar yakinindayım.
Johanes bana aşıktı. Bunu mavi gözlerinin arkasına gizleyemiyordu.
Johanesle konuştuktan sonra ingilizce dersimi dinlemek için yerime geçtim . Kırmızı gözlükleri ve kalemle topladığı sarı saçları ile resmen 70'ler filmlerinden fırlamış bir kadındı.
Onu dinliyormuyum yoksa hayal dünyamda kendi kendime konusuyormuyum bilmiyordum.
Birden kapı açıldı ve içeri kerem girdi ne alaka kerem bu okulda mı okuyordu ahh aptal kafam, tabiki kerem bu okulda okuyor maria söylemişti unuttun mu?. 
Kerem içeri girip "üzgünüm hocam derse geç kaldım." Dedi telaşla.
"Önemli degil kerem gir ve sesizce hemen yerine otur " dedi hafif kızgındı dersi böldüğü için kereme cristina. Evet ingilizce öğretmenimizin adı cristina'ydı oda yabancı ama Türkçeyi çok iyi bilen bir öğretmen di. Öğrencilerine de Türkçeyi o öğretmişti.

Kerem yerine geçerken benimle göz göze gelip soğuk baktı.
Anlamamıştım bu soğuk tavrı.
Ben ona ne yaptım ki. Sanki onu aldattım. Sanki urazla yattım bana neden böyle soğuk hiç bir şey hissetmiyormuş gibi baktı.
Neyse kafam onca soruyla dolmuşken bunu sormadan edemezdim neyse ki ders bitti.
Kerem hızlı hızlı kapidan çıktı ona yetişmem lazım ne olduğunu sormalıydım. "Kereeeeeeem beklermisinnn lütfennnn kereeeeem" öyle bağıriyordum ki okul sesimle yankılanıyordu resmen, kerem bir anda durdu  ve bana yaklaşarak "Ne dememi bekliyorsun tebrik ederim  mi diyim, ha " dedi bir an ağzımdan hiç bir kelime çıkmadı ne diyeceğimi şaşırmıştım. Sonunda dudaklarımdan birkelime çıktı ama o da bir işe yaramadı.  "Ne? anlamıyorum kerem ne diyorsun" dedim resmen ağlayacaktım karşısında. "Ne diyim hande mutluluklar diyorum tebrik ederim diyorum o adamla .............

ve bölümün devamı siz ne zaman yaz derseniz o zaman gelecek vote ve yorumları bekliyorum.