Merhabalar. Ben Ataberk Palacıoğlu. 4 Şubat 1998 doğumluyum. Ailemle birlikte, doğduğum şehir olan İstanbul'da yaşıyorum. Kendimi bildim bileli sanata düşkünümdür. Gerek karikatür ödüllerim olsun, gerek tiyatro ödüllerim olsun vardır hep evimin bir köşesinde. Müziğe de oldukça yatkınımdır. Bu sanata olan, özellikle tiyatroya olan düşkünlüğümün bana en büyük getirisi de konuşma düzgünlüğüdür. İnsan uzun süre tiyatro ile ilgilenince konuşması da ister istemez günden güne gelişme gösteriyor. Bu da geleceğinizde olacağını bilmediğiniz şeyler için bazen işe yarayabiliyor.
YouTube'u ilk keşfettiğim zamanları pek hatırladığımı söyleyemem fakat hatırladığım kesin bir şey vardır ki o da deli gibi "Videoyun"'u takip ediyordum. Batu abinin konuşma tarzından tutun, Berk paşanın küfürlerine kadar bayılıyordum o kanala. Ben onları izlerken yine YouTube'da çok kaliteli oyun kanalları vardı fakat onları pek seyretmezdim.
Yıl 2011. Sekizinci sınıfa gidiyordum o zamanlar. Oynadığım bi' Metin2 vardı. O oyunun yeri başkadır benim için. O zamanlar ne maceralar yaşamıştım o oyunda... Ben akşamları eve gidip Metin2 oynarken arkadaşlarımın hepsi başka bir oyun oynuyordu fakat ben daha bu 'nacizane' oyunun ismini daha bilmiyordum. En son bir gün gittim bizim Hasan'a sordum. "Kanka bu oynadığınız oyunun adı neydi sizin?" dedim. Aldığım cevap "Minecraft" idi. Önce oyunu anlattı bana, beni pek çekmedi. Fakat sonra, oyunda 'creative-yaratıcı' mod diye bir şey olduğunu, ve aynı legolar gibi istediğin her şeyi bloklarla yapabildiğimi söyledi. Ardından bir lego düşkünü olan ben, gittim elime bir kağıt bir de kalem aldım, başladım çizmeye. Yok efenim eve gidince, oyunu da indirince bak şöyle bir ev yapıcam, şuradan zombilerden kaçış yeri olacak vesaire vesaire. O anki heyecanımı anlatamam gerçekten. Legolara hayranlıkla bakan ben, resmen lego için bir bilgisayar oyunu bulmuştum. Hem de çoklu oyunculu oynanabiliyordu!
O gün, tüm günümü bu oyunda inşaa edeceğim şeyleri çizerek geçirdim. Büyük bir umutla eve gittim, direk oturdum bilgisayarımın başına. Zar zor korsan olarak indirdiğim Minecraft'ı açmıştım sonunda. Arkadaşımın verdiği talimatlar ile yaratıcı modunu açmaya çalıştım ama açamadım, onun yerine yanlışlıkla hayatta kalma modunda açtım. Neyse dedim oyuna böyle bakayım. Size yemin ederim o gün nefret ettim oyundan. Hem de tek sebebi blokları kıramıyor olmamdı. Faremin sol tıkına durmadan basıyordum, bir türlü kırılmıyordu blok. Birden aklıma geldi, YouTube'dan rehber bakayım diye. Açtım YouTube'u, yazdım 'Minecraft Rehber' diye. Önüme "Ege ile Minecraft" çıktı. Allah allah dedim, bu ne acaba ya? Girdim ve o an nasıl olduğunu hatırlamasam da öğrendim o videodan sol tıka basılı tutmamız gerektiğini. Hay dedim kafama tüküreyim. İşte ilk Minecraft oynamam, ilk Minecraft videosu izlemiş olmam böyle oldu. Sonra mı ne oldu?
Arkadaşlarla oyuna iyice alıştık. Artık 'hamachi' aracılığı ile beraber bir şeyler inşaa edebiliyorduk. Ayrıca ben de her gün "Ege ile Minecraft" izliyordum. Çok hoşuma gidiyordu videoları. İkinci dönemin ortalarında gittim ve bir Minecraft Türkiye forumuna üye oldum. Burada çok daha fazla rehber ve bir arkadaş ortamı vardı.
Yıl 2012. Ben artık oyunu iyice öğrenmişim, hatta kendime ait haritaları bile yapıyorum! Ardından foruma koyuyorum, ve gerçekten büyük ilgi görüyor! Evet, bu o yaşımda çok daha heyecanlandırıcı geliyordu... Resmen her akşam okuldan eve geldiğimde deli gibi Minecraft oynuyordum. Her akşam yeni harita yapıyordum. Sekizinci sınıf bittiğinde, Minecraft'a yeni bir güncelleme ile 'komut bloğu' denen blok geldi. Bu bloğun içine oyun içi komutlar yazıyorsunuz, ve tuşa bastığınızda bu komutlar aktifleşiyordu. O zamanki hırsım ile o komutları yabancı kaynaklardan bir çırpıda öğrendim. Artık hemen gidip yeni haritamı yapmalıydım! O zamanlar çok sevdiğim bir harita vardı. Skyblock idi ismi. Havada küçük bir ada, ve siz bu adayı genişleterek, içinde bir yaşam alanı kurmaya çalışıyorsunuz. Fakat bu haritanın bana çok batan bir sorunu vardı. Bu küçük ada, havada durduğu için, oyundaki itemler çok ama çok kısıtlı idi. Peki ben ne yaptım? Bu komut bloklarıyla öğrendiğim küçük küçük komutlardan bir 'seviye dükkanı' yaptım ve Skyblock haritasına ekledim. Bu sayede Skyblockta yaratık öldürdükçe seviye kazanan oyuncular, bu seviye dükkanına gidip oradan belirli seviyerle belirli eşyaları alabileceklerdi. Yani bir nevi seviyeleri para olarak kullanıyordum. Bu haritamı yaptım ve foruma attım. O zamanların en popüler haritası olmuştu resmen. Çok sevilen bir haritanın en büyük sorunu giderilmişti çünkü. Bu haritadan sonra ben kendimi komut bloklarında daha da çok geliştirdim. Forumda artık ünlü bir harita yapımcısıydım. İnsanlar beni tanıyor, bana saygı gösteriyordu. Yeni gelecek olan haritalarımı bekliyorlardı. Bunun üstüne ben de Skyblock tarzı bir harita daha yaptım. Bunda o küçük adayı değiştirip, yerine daha büyük, daha güzel görünüşlü, daha estetik bir ada yaptım ve onu yerleştirdim. Adını da Skylands koydum.