Bitti mi?

12.6K 412 779
                                    

Ali ıssız ormanda adım attığı her an daha da öfke ile bileniyordu, artık bir sona ihtiyacı vardı ve o son bugün ya onu bulacaktı ya da kendisini

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ali ıssız ormanda adım attığı her an daha da öfke ile bileniyordu, artık bir sona ihtiyacı vardı ve o son bugün ya onu bulacaktı ya da kendisini... Her şeyini kaybettiği geldi aklına, o pislik yüzünden darmadağın olan hayatını düşündü. Madem babası için her hatanın bedeli vardı, bu sefer bedel ödeme sırası ona gelmişti.

"Çık karşıma Haluk Mertoğlu! Çık sonun geldi!"

Ali çevresine bakınarak yürüyor, olası bir hamleye karşı tetikte bekliyordu. Elindeki silahtan güç bulurken henüz doğmamış bebeğini düşündü. O pislik yüzünden onu da kaybedecekleri noktaya bu kadar yaklaşmışken onun yaşaması herkes için tehlikeydi. Selin inkâr etse de o gece kanamaya o neden olmuştu, biliyordu.

"Yaşattıklarının hepsini yaşayacaksın! Korkak çıksana!"

Ormanlık alanda ilerlemeye devam ederken ağaçların arasında bir hareketlilik gördü, hemen dikkatini oraya verirken silahını doğrulttu ve gözdağı vermek istercesine bir el ateş etti.

"Korkma! En fazla öleceksin..."

Bir süre daha bekledikten sonra yanlış anladığını düşünerek etrafına bakındı, az ileride bir kulübe vardı adımlarını hızlandırarak oraya doğru ilerlerken kendisini son derece hissiz hissediyordu. Bunu yapmasının zamanı çoktan gelmişti...

Tahta kulübenin önüne geldiğinde daha çok dikkat etmeye başladı, içeride kendisi için hazırlanmış bir tuzak olabilirdi. İki eli ile kavradığı silahı kendisine siper ederek içeri girdi.

Ama beklediğinin aksine Haluk burada değildi. Etrafa bakındı, kimse yoktu. Bu da bir oyun olabilirdi! Ali sinirle tekrar bağırmaya başladı.

"Oyun oynamayı bırak! Sonun geldi!"

Ali tam kulübeden çıkacakken içeriden yankılanan sesle duraksadı. Şaşırmış bir şekilde sesin sahibi o pislik herifi ararken beklediğinin aksine gördüğü şeyle şaşkına döndü. Kulübenin içine kurulan bir düzenek vardı, ekran yerleştirilmişti. İyi ama bunu kim ne için yapmıştı? Yine nasıl bir oyunun içine düşmüştü?

Hemen kurulan ekranın tam karşısına geçip olayı anlamaya çalıştı. Ekranda, Haluk birkaç insan tarafından zorla depo gibi bir yere sürükleniyordu, tahta eski bir sandalyeye oturtulduğunda yüzleri kapalı simsiyah giyinmiş insanlar tarafından bağlandı.

Mavi gözleri şokla daha da büyürken pür dikkat ekranı izlemeye başladı. Hiç böyle bir şey beklemiyordu. Bir anda mekanik bir ses yankılandı kulaklarında, bunu kim yapıyorsa ekranda görünmüyordu ama sesini değiştirmişti.

"Hesap günümüz bugünmüş demek..."

Haluk yine ifadesiz bakışlarla etrafını incelerken birkaç adam elinde tuttuğu şişelerle başında bekliyordu.

İstemiyorum Git! Alsel Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin