Ella Henderson - Yours
"Aşk; onun sadece sana ait olmasını istemektir."
Dakikalardır birbirimize sarılmış bir şekilde ağlıyorduk. Ne o, bana neden onu arayıp sormadığımı soruyordu ne de ben ona bir şey söyleyebiliyordum. Sadece bahçe kapısında öylece dikilerek ağlıyorduk. Kolları göğsünde bağlı bir şekilde arabasına yaslanmış bizi izleyen Sehun'u bile fark edemeyecek şekilde ağlıyordum. Babam ölmeden önceye kadar çok iyi arkadaştık. Babamın ölümünden sonra kendimi odaya kapatmış onu da yalnızlığına terk etmiştim. Çünkü benden başka kimsesi yoktu. Annesi ya da babası hatta bir kardeşi bile yoktu. Nasıl olduğunu, neler yaptığını bile bilemeyecek kadar kopmuştum ondan. İçli içli göğsüme başını koyup ağlayışı onu bıraktığım için vicdan azabı çekmeme neden oluyordu. Niye ondan kaçmıştım hep sormuşumdur kendime. Bana iyi gelecek belki de tek insan oyken ondan da kaçmıştım.
"B-baek?" Başını göğsümden kaldırıp kızarmış gözleriyle bana baktığında kalbim parçalara bölünmüştü.
"Özür dilerim Lay-ah." Başını iki yana sallayıp gülümsemişti. Üzgünken bile gülümsemeyi başarabiliyordu.
"Özür dileme Baek. Sadece bir daha beni bırakma. Senden başka kimsem yok." Tekrar ağlamaya başladığında sıkıca sarılıp bırakmayacağımı fısıldadım.
"O, soğuk nevale ile barıştınız mı?" Sorusu gülmeme neden olurken kolunu kavrayıp içeri çekmiştim. Sehun'un beni içeri almayacak mısın bakışlarını umursamadan perdeleri kapamıştım.
"Annen beraber kaldığınızı söyledi onun evinde. Niye buradasın?" Az önce ağlayan Lay'den eser kalmamıştı. Beni soru yağmuruna tutmasına izin verdiğim tek kişiydi. Fakat o abartırdı hep. Daha fazla soru sormaması için her şeyi anlatmaya başladım.
Chanyeol'de dahil her şeyi anlattığımda şaşkınla anlattıklarımı sindirmeye çalışıyordu.
"Tanrım, Baek yine kendini üzüp odaya kapanmazsın değil mi? Çünkü bir kez daha yalnız kalmaya dayanamam." Anlattığım onca şeyden sonra bunları söylemesi normaldi. Ben bile kendimi odama kapatmaktan korkarken onun da korkması çok normaldi.
"Bu kez senide kapatacağımdan emin olabilirsin." Rahatlamış bir nefes verip gülmüştü.
"Hadi bakalım sıra sende." Oturduğu koltukta bacaklarını kendine çekip derin bir nefes aldı. Anlatacaklarından korkuyordum. Çünkü onu bıraktığım o günlerde ev kirasını ödeyemiyordu. Kaç kez benimle yaşamasını söylememe rağmen hep 'ayaklarımın üzerinde durmayı öğrenmeliyim Baek' derdi. Elleriyle oynamaya başlayıp dudaklarını aralamıştı.
"1 hafta sonra evden atıldım. Baban ölmüştü ve annen perişandı. Yanına gelmeyi denedim ama kimseyle konuşmadığını öğrendiğimde beni de istemezsin diye düşündüm. Sehun'la konuşmayı denediğimde senden beterdi. Hergün Heaven'da içip sarhoş oluyordu. Kimseye anlatamıyordum derdimi. Birkaç gece dışarıda uyudum. Bankta oturduğum bir gece yanıma biri oturdu. Tanımıyordum belki de kötü biriydi bilmiyorum ama ağlamaya ihtiyacım vardı. Kucağında saatlerce ağladım. Oda benimle birlikte ağladı. Sonra iki yakın arkadaş olduk. Şimdi de sevgiliyiz. Mutluyum Baek. Hiç olmadığım kadar mutluyum." Dışarıda kaldığı günler aklıma geldikçe hıçkırıklara boğuluyordum. O hassas biriydi çabuk hasta olurdu, ki kesin olmuştu. Anlattıklarının altında ezilirken kendimi suçluyordum. Eğer onu bırakmasaydım dışarıda yatmazdı. Ya da tanımadığı birinin göğsünde ağlamazdı.
"Hey, Baek ağlama. Eğer bunları yaşamasaydım aşkımı bulamazdım." Gözyaşlarımı silip yanına oturdum. Kollarımı boynuna dolayıp sıkıca sarıldım. Onu bir daha asla bırakmayacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fratello :: chanbaek
Fanfiction"Dudaklarım boynuna misafir olduğu gün, bizim için tüm papatyalar açmış olacak."