İki Kalp

350 26 9
                                    


Klaus'tan


Korku hayatım boyumca hep benimle oldu. Gerek benim peşimdeydi gerekse benim adımı takip etti. Ama hep benimleydi. Her zaman yaşamımın bir parçası oldu. Hatta birkaç ay önce Michael beni öldürmeye çalıştığında korkuyu bir daha asla bu kadar derinden hissedemeyeceğimi düşündüm. Şimdiyse karşımdaki tablo daha önceki korkularımı gülünç kılıyordu.

Care cansız şekilde yere yığılırken dehşet içinde onu izledim. Kanının leziz kokusu odayı doldursa da ben sadece gözlerindeki hayat ışığının sönüşüne odaklanmıştım. Riddle çaresizce onu sarsıp kendine getirmeye çalışıyordu. 

"Klaus bir şeyler yap. Onu geri getir" 

Çaresizce bana seslendiğinde yapabileceğim bir şeyler olması için her şeyi verirdim. Ama elimden hiçbir şey gelmiyordu. Hayatım boyunca en değer verdiğim kişi gözlerimin önünde ölüyordu ve ben onu kurtarmak için hiçbir şey yapamıyordum. Ona yaklaşıp sarılmak istiyordum ama bacaklarım bana itaat etmiyordu. 

"Ahh geri dönmek güzel" 

Tabuttan gelen sesle gözlerimi o yöne çevirdim. Gözlerim yaşlarla dolu olduğu için hayal mi görüyordum? Yoksa bu gerçekten o muydu?

"Bu da ne böyle?"

 Kol aramızda kendini en erken toplayan olarak tabuttan yükselen sarışına soruyu yöneltti. Bir Riddle'ın kollarında hareketsiz yatan kıza birde tabutta çıplak bir şekilde yükselen kıza baktım. Bu nasıl mümkün olabilirdi?

"Ahh bu gerçekten güzel bir beden" dedi Silas çıplak vücudunu incelerken.

 Kendime engel olamadan bende ona bakmaya başladım. Care'in çok güzel biri olduğunu biliyordum.  Ama onu daha önce hiç böyle görmemiştim. Bu görüntü kesinlikle nefes kesiciydi. 

Kendine gel Klaus. Bu Care değil. Sadece onun basit bir kopyası.

"Seni iğrenç yaratık" Riddle Care'i hala sıkı sıkı tutarken yüzünü Silas'a çevirmişti. Yüzünde daha önce hiç görmediğim bir öfke vardı. "Onu hemen geri getir"

"Anlaşılan bu vücut son derece arzu edilen birine ait" tabuttan dışarı adım atarken Riddle'ın kucağında yatan Care'e bakmaya başladı. "Ama üzgünüm, onu geri getiremem"

"Eğer onu geri getirmezsen bu mağaradan dışarı adımını atamadan seni öldürürüm" Riddle tehditlerini savururken Silas soğuk bir kahkaha attı. Care'in sıcak ve insanın içine işleyen gülüşünün yanında bu kahkaha kan dondurucuydu.

"Bunu kız arkadaşını buraya getirmeden önce düşünmeliydin" 

Etrafını ilgiyle incelerken gözlerindeki boş ifadeyi gördüm. O Care değildi. Onun kopyası bile değildi.

"Sen bir görsel ikizsin" dedim sonunda sesimi bularak. Bunun nasıl olduğunu anlamasamda şuan için mantıklı gelen tek açıklama buydu.

"Sonunda beyni olan biri" dedi kahverengi gözlerini bana odaklayarak. Gözlerim çıplak vücudunda dolaşmak için bana yalvarsada kendimi ona bakmaya zorladım

"Görsel ikizlerin sadece Petrova kanından geldiğini sanıyordum" Ben onu oyalarken Riddle ya da Kol'un buradan kaçmamız için bir plan yapmasını umuyordum.

"Petrova'lar sadece büyülerde kullanılan değersiz yaratıklar. Ben görsel ikizlerin atasıyım Niklaus Michaelson. Ben gerçek görsel ikizim" 

"Buda ne demek?" 

"Bu istediğim kişinin görünüşünü alabilirim demek Niklaus" bana doğru yürümeye başladığında istemsizce geriledim. Varlığı gerilmeme sebep oluyordu.

Aşk büyüsü klaroline- voldemortHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin