Sıradan bir günüm daha bitmişti bugün, tek farkı önceki günlerden daha yorgundum artık. Buna rağmen herşey yolunda gibi davranmak zorundaydım. Neler yaptığımı düşünürken annemin sesi ile irkildim birden yattığım yatağımdan.
''Hadi kalk sofrayı kurun baban ve abin geldi'' deyip gitmişti. Ablam daha işten gelmediği için bütün iş bana kalmıştı. O yüzden yatağımdan kalkıp odamın karşında olan mutfağa gidip, annem ile ikindi vakti hazırladığımız yemekleri ısıtmak için ocağa koydum ve o sırada tabakları hazırladım. Fakat hala bugün yaşadıklarım aklımda dönüp duruyordu. Güne çok güzel başladığım halde en güzel zamanda neden karşıma tekrar çıkmıştı. Daha yeni yeni kendime gelmiştim, unutmaya yakındım. Ama şuan yine imkansız görünmüştü gözüme onu unutmak. Yani en başa sanmıştım hayatımı. Onca yaşadığım şeyleri onu gördüğümde tekrar unutmuştum. Ve artık farkındaydım bu hep böyle devam edecekti. Onu her gördüğümde başa saracaktım. Yine kendime söz geçiremiyecektim. Ama onu ne kadar da özlediğimi o an fark ettim. Koşarak gidip boynuma sarılıp, kokusunu içime çekmeyi herşeyden çok isterdim ama bu onu unutmak kadar imkansızdı şu an için. Bunları düşünürken yemekleri hazırlayıp sofrayı sermiştim. İştahım olmadığı için kendime gelmek için sade bir Türk kahvesi yaptım hemen kendime ve tekrar ve tekrar aynı senaryoyu kafam da çevirmeye devam ettim. Bunların en başında kendimi şuçlamak vardı tabi ki. Hayatımda hiç bişeyden pişman olmayan ben bunda hep kararsız kalmıştım. Acabalar içinde kaybolmuştum o zamanlar. Onu tekrar görmek iyi mi, kötü mü geldi hale çözmüş değilim. Kahvemi yapıp yine sıla dan saki şarkısını açtım ve dinledim. Bu şarkı hep onu hatırlatırdı bana. Nedeni ise ondan duymuştum bu şarkıyı ve ondan sonra hep birlikte dinlemiştik. Artık fazla ağır geldiği için odama girip, kapımı kitledikten sonra çantamdan sigaramı çıkartıp içmeye başladım. Sanki içtikçe rahatlayacakmış gibi. Ve bana bu sıralar tek iyi gelen şey sigaramdı. Annem hiç sigara içmediği için sigaranın kokusunu hemen anlayabiliryordu. O yüzden saçlarımı topuz yapıp hemen ellerime ve üstüme bolca parfüm sıktım ve hava alması için odamın pencereleri iyice açtım. Duman kalmayıncaya kadar bir süre oturdum. Daha sonra annemin " Buğlem su getir hadi" demesi ile kendime geldim ve dolaptan su getirip anneme verdim ve sandalyeye oturdum. İçimden ise kokuyu inşallah almaz diye dualar ediyordum. Fark etmeyeceğini biliyordum ama yine de tam güvenemiyordum. Anneme " Anne ben erken uyuyacağım, erken kalkmam lazım" deyip yerimden kalktım ve annemin ne diyeceğini bekledim. O ise sadece " Tamam" demişti. Sanki bende ne bekliyorsam gelip yanağımdan öpüp ' iyi geceler kızım' demesini falan mı bekliyordum ki. Bunu daha önce hiç yapmamıştı ki. Hiç birşey demeden odama gidip üzerimi çıkartıp siyah T-shortümü üzerime geçirip altıma kısa kaprimi giyip yatağa atmıştım kendimi. Yarın nasıl olacak çok merak ediyordum aslında. Hiç kimseyi tanımıyordum daha. Acaba iyi anlatabileceğim birisi ile tanışacak mıydım? Bunları düşünürken içim geçti ve uyudum. Yarın neler olacağını bilmeden kendimi uykumun kollarına attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sana Dair Herşey
Teen FictionAcıtabilir miydi bu kadar geçmiş? Geçti dediğimiz halde acıtıyorsa geçmiş, gerçekten geçmiş midir?