Element Ailesi

134 15 9
                                    

Merhaba tatlışlar :)

Öncelikle ilk bölüme biraz ekleme yapıp düzenledim. Okumak isteyen olursa diye belirteyim dedim.

Bomba bir bölüm sizlerle  (bomba diye umuyorum değilse söyleyin) :) 

Emeğe saygı diyoruz ve mutlaka yorum yapıp oy veriyoruz ki bu yazar da birazcık mutlu olsun değil mi ama :)

Sizleri seviyorum :) 

Fikirlerinizi, yorumlarınızı bekliyorum. Keyifli okumalar :)

****************

Aşağıdan gelen seslerle gözümü açtım. Sanırım gürültüyle uyanmak benim kaderimdi. Gözlerimi devirip yatağın boş ve soğuk tarafına bakarak kaşlarımı çattım. Her yerim ağrıyordu. Karıncalanan ayaklarımı yataktan sarkıtıp doğruca banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkayıp kendime geldim ve dağılan saçlarımı bir tokayla topladım.

Merdivenden indiğimde beynim gördüğüm şeyi algılamaya çalışırken ağzım istemsiz olarak her saniye biraz daha aşağı kayıyordu. Ateş elindeki tavayla artistik hareketler yaparken krep olduğunu düşündüğüm bir cisim havada taklalar atıp tekrar tavadaki yerini alıyordu.

Ağzımın açık kalmasına neden olan bu değildi hayır. Sebebi Ateş'in bunu üzerinde kot pantolondan başka bir şey olmadan yapmasıydı. Arkası bana dönüktü. Omzundaki dövmeyi görmek için gözlerimi kısmış bakarken krebi tabağa bırakıp yenisini yapmaya koyuldu.

"Ne o? Hoşuna giden bir şey mi gördün?" 

Ben çıt bile çıkarmamışken nerden anlamıştı ki onu izlediğimi?

"Ben.. şey..." gevelemeye çalışırken eşofmanımın kollarıyla oynuyordum. Arkasını dönmeden krebi çevirirken devam etti.

"Hüma... kızarmana bayılıyorum." 

Ne? Nasıl yani? Kızardığımı nerden biliyordu ki? Arkasında gözü falan mı vardı bu çocuğun? Ben konuşmaya fırsat bulamadan son krebi de tabağa koyup bana döndü. Allahım bu nasıl güzel bir manzaraydı böyle? Bir kaç günlük kirli sakalıyla karşımda durmuş beyaz dişleriyle gülümsüyordu.

"Kahvaltıyı bahçede çardakta yaparız diye düşündüm. Bugün hava baya güzel"

"Olur" diyebilmiştim sadece.

Arkamdan birinin yüksek perdeden attığı kahkahayla yerimden sıçradım. Tabi ki Su'ydu. Ben yeni uyanmış ve darmadağınıkken o her zamanki gibi mükemmel görünüyordu.

"Ah Hüma... Tatlım bu kadar utangaç olma. Alt tarafı senin şu çok seksi sevgilin üstsüz kahvaltı hazırlıyor." dedi ve hep beraber aynı anda patlattık kahkahayı.

Bu kız gerçekten çok tatlıydı ve bana da baya iyi geliyordu. Hem de Mine'nin aksine. Ah Mine... Aklıma gelince içimde oluşan bütün neşe tohumları geldiği hızla soldu. Su yüzümün düştüğünü görünce tabaklardan bir kaçını alıp beni Ateş ile başbaşa bıraktı.

Yanıma gelip bir elini çeneme koyarak kafamı kaldırdı. Zaten dolmuş olan gözlerimden kurtulan bir damla aşağı doğru inerken, damlayı yanağımda yakalayıp öptü.

"Ağlama. Hayatında, hayatımızda her ne gibi aksilikler varsa hepsini düzelteceğiz. Söz veriyorum. Hem şu anda ağlayamazsın. Bu aşırı seksi olan sevgilin senin için kahvaltı hazırladı." dedi muzip muzip.

Ben de ona minnetle gülümseyerek baktım. Ağlamak üzere olduğum için boğuk boğuk çıkan sesimle konuşmaya çalıştım. 

"Şey... evet o konu... Üstüne bir şey mi giysen? Hayır giysen değil üstüne bir şey giy."

Ateşin Ruhu (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin