hikaye avustralya da geçtiği için iklimden tutun eğitimine kadar çok şey farklı
umarım kafanız karışmaz
♪1♪Bugün, o gündü.
Youtube kanallarını açarken titreyen ellerimle, bir dakikadan az kalmıştı videoyu yayımlamalarına. Hemen sayfalarını yeniledim ve hoparlörü kontrol edip sayfalarına baktım.
Yeni videoları yüklenmişti! Hem de tam vaktinde!
Bu biraz şüpheliydi ama her neyse.
Titreyen parmaklarımla fareyi hareket ettirirken, alnımdan ter damlaları akmaya başlamıştı. Hızlı olmaya çalışarak, ekranında sevdiğim kişinin ve en yakın arkadaşı Luke'un olduğu videoya tıkladım. Hızla açıldığında ve ben pür dikkat videoya bakarken, ilk önce onun güzel gülüşünü duydum. Sonra ise ekran aydınlandı ve Michael, Calum ve Luke ekranda gözüktü. Ashton da kıkırdayarak arkalarındaki yerini alırken nefesimi tutmuştum. "Merhaba, Biz 5 Seconds of Summer'ız."
"Ve bu da bizim Youtube kanalımız. Bizi izliyorsunuz, bizden nefret ediyor veya bizi seviyorsunuz. Okulumuzdaki güzel kızlarımızdan birisiniz ya da adınızı bile duymadığımız tatlı kişilerdensiniz. Umarım videomuzu beğenir, kanalımıza abone olursunuz."
Ashton bu uzun konuşmayı yaparken, Calum ve Luke'un birbirlerine bakıp gülmerine gülümsüyordum bende. "Ashton, sus artık."dediğinde Michael bende güldüm Calum ve Luke ile beraber.
"Bu yeni cover parçamız, Bring Me The Horizon'dan Drown."
Onlar gitarlarını alıp tam müziğe başladıklarında, abim odama giriş yaptı. "Sana ihtiyacım var Francessca."
"Calum'u izliyorum."dedim hemen ondan gözlerimi çevirerek.
"O çocuk umurumda değil, albüm için şarkılarım eksik."
"Senin için başka şarkı yazamam."dedim gülümseyip Calum'ı izlemeye devam ederken. Genellikle Luke söylüyordu ama onun gizemli havası bile iç çekmeme yetiyordu.
"Birlikte deneriz? Lütfen Francessca. Abin şarkıcı olacak. Hadi ama!"
"Videonun bitmesini bekle Troye."
* * *
Platonik aşık olan insanları eskiden acınası bulurdum. O zaman hislerim dengesizdi, regl dönemim dengesizdi, her şeyim karmakarışıktı. Acınası dediğim insanlar, aslında iyi insanlardı. Sadece platoniklerdi ve karşılıksız olan aşklarına nasıl uzun süre devam ettirmeye çalıştıkları bana acınası gelirdi.
Ve şimdi de ben platonik aşıklardan biriydim. Acınası kelimesini platonikler için kullandığımdan dolayı bu yüzden pişmandım. Belki herkes benim gibi değildi ama... Ben halimden memnundum. Calum'a aşıktım. İlk kez yürümeye başlayan bir bebek kadar heyecanlanıyordum onu görünce. Bebekler, yürümeyi söktüklerinde hep yürürlerdi, koşarlardı. Yere düştüklerinde canları yanardı ama yine ayağa kalkardı. Bende öyleydim. Acılar elbette vardı ama hala kalbim onun için atıyordu. Yine de onu seviyordum, yine de ondan vazgeçemiyordum. Bir bebek, yere düştüğü için yürümekten vazgeçer miydi?