Mutimedia karakterler
Özgür francisco lachowski
Deniz Barbara palvin
Selim Ben Bowers
Erkek kardeş ileri ki bölümlerde
Buğra dylan obrienİçerken dünyayı unuttuğumu unutuyorum bazen. Gece klubünden çıktığimda hava zifiri karanlık olmustu bile. Şakır şakır yağan yağmurda yürümeme hic yardımcı olmuyordu. Bu saatlerde sadece içicilerin dolastıgi sokakta tek basıma bir kız olarak eve gidiyordum. Çünkü burdaki çogu insan beni tanırdı ve göz ucuyla bakacak olsalar gözlerini cikaracagimi bilirlerdi. Dar bir aradan gecerken arkamda ki ayak sesleri ürpermeme neden olmuştu. Korkuyor muydum ? Asla. Ben korkmazdım. Arkamı dönüp emektar bıcagımı belimden cıkardıgım gibi karnına gecirmem bir oldu. Öylece kalakaldım. Bu ilk cinayetimdi. Karsımda yıgılmış bir adam duruyordu. Ne yapacagim hakkda bir fikrim yokken icimden gelen kaçma hissiyle koşmaya başladım. Bir kaç sokak gectikten sonra soluklanmak icin durdugumda boynumda ki sıcak kanı hissettim. Boynum. Boynum acıyordu. Bende mi kesilmiştim ? Ama nasıl ?. Arkama dönüp kimse varmı diye bakacagım anda az önce öldürdüğüm adamı gülerken görmeyi beklemiyordum.
Avizenin parlak ışıgı gozlerimi doldurdugunda aslında hala bir katil olmadigimi sadece bir ruya oldugunu anladim" Nefes . N-nefes al. Nefes al sakin ol Deniz. Rüya sadece bir rüya. Rüyaydı geçti " kendi kendimi telkin etmeye calısırken yatagımın ucundaki masadan bir bardak su alıp içtim. Bu aralar bu tür rüyalardan cok görüyordum. Nedeninin intikam planım oldugunun farkındaydım fakat ne kâbuslar ne de başka hic bir sey beni bu intikamdan vazgeciremezdi. Ailemi öldürüp bana tecavüz eden adi pisligin yaşamasına izin veremem. Bu bütün dünyaya haksızlık olurdu.
Derin bir iç çektim. Sahi neler geçmişti neler atlatmış neler yaşamiş buralara kadar gelmiştim. Ailem öldügünde 16 yasında kücük bir kadındım. Yetistirme yurdun da itile kakıla bir çok eziyetle büyümüstüm. Bakıcılardan hizmetlilerden hatta aşcıdan kucuk yasta yedigim dayaklar beni insanlara karşı sogutmuştu. O berbat yetistirme yurdundan cıktıgım gün yemin etmiştim. Ailemi katleden pisliği bulup onu öldürecektim ve kazandığım üniversiteden mezun olacaktım.Gördügüm kabustan sonra uyumayıp camın kenarında sabah etmiştim. Kaç bardak kahve içtiğimi sayamadım bile. Üstüme pantolon birde tişort gecirdikten sonra okula doğru ilerlemeye başladım. Gözlerimin şişliği her halinden belli oluyordu. Cok uykusuzum. Giriş kapısından ögrenci kartımı gosterip okula girdim. Bir çok ögrenci bir çok hayat. Gülebilen insanlar. İç çektim. Hayır bugün sınavım vardı ve başka şeylere kafa yoramazdım. Üniversitenin en berbat "yani ünlü" grubundan selim'in bugün yine formu yerindeydi.
"Hey naber ezik " dediğinde kafasına sandalye fırlatma isteğimin cokta mantıksız olmadigini farkettim. Sakin ol Deniz.
"Hey naber beyinsiz " deyip sırıttım. Suratinın seklinin degistigini görmek harika bir histi. Selim babasının parasıyla hava atan kibirli fakat bir o kadar da yakışıklı bir pisligin tekiydi. Benimle ugrasmaktan nasıl bir zevk aldığını bilmiyordum. Ama onu öldürmekten geri kalmayacagimi bilmesi gerekti. Birde yanında ki yalakaları ilayda ve ceyhun vardi tabi. Ama bugün bir kisi fazla gözüküyorlardı. Yani yanındaki afeti görmek imkansızdı. Uzun saçları ve insanı kendinden gecirecek gülüşüyle dünyanın 8. Harikası gibi duruyordu. Fakat selimin yanında olması acıkca ben kötüyüm güzelim havası veriyordu. Sabah sabah şu aptalların yüzünü görmek miğdeme hiç iyi gelmemisti. Arkamı dönüp amfiye dogru yurumeye baslamıstım ki selim yine koca agzıyla konusmaya basladı.
" özgür ilgini çekmiş olmalı fakat tatlım söyliyim onun için fazla eziksin "
Özgür ? Yanındaki afetten bahsediyordu sanırım. Her ne ise işte.
" sende benimle konuşabilmek için fazla gerizekalısın ama hala yüzsüz yüzsüz konusuyorsun onu napicaz ? "
Etraftan bi kac ooo ve gülme sesleri gelince cesaretim bir kac km daha artmisti. Selimin o apışmış yüzünü arkamda bırakıp yürümeye başladım. "Seni gebertecegim "diye bagirdigin da el hareketi çekip gittim.Sınavın stresinden de kurtulduguma göre artık kardesimin neden dün gece eve gelmedigi hakkinda kucuk capli bir arastirma baslatabilecegimi düsündüm. Fakat ilk önce okulun temizlikcisine verdigim sözü tutmam gerekti.
Depo katına indim. Neden hep okulun bodrum katları karanlık olmak zorunda ? Temizlik odalarına teker teker bakıp filiz teyzeyi aradım. Tamam biraz ürkütücüydü burası çünkü her zamankinden daha karanlık gözüküyordu. Son bir oda kalmıstı filiz teyze orda da yoksa bugün ki yardimci hakkini kaybetmisti. Son odaya yaklastıgımda odanin kapisi acilip bir el beni iceri cekti. Hassiktir. "Bu yaptığın hiç hoş değil "diyerek dalgaya vurmaya calıstım. Henüz beni iceri cekenin kim oldugunu bile gorememistim. Karanlık o da da hic birsey gozukmuyordu ki zaten. Nefes sesinden bana yaklastigini anlamak zor degildi. Bu karanlık oda da karsimdakinin kim oldugu ve basima ne gelecegi hakkinda hic bir fikrim yoktu. Burnunu burnuma degdirdiginde ürperdim. Neden sesim çıkmıyordu allasen ? Elleri saclarimda gezerken ne yapacagimi dusundum. Belki de kafasina tekme atabilirdim ama kim oldugunu bile bilmiyordum ki .
" selim bu intikam planın falansa hic korkutucu degilsin gercekten " dedim. Ses çıkarmadı.. Selim in aptal oldugunu biliyordum da bu kadar aptal oldugunu bilmiyordum. Cidden mi daha orjinal biseyler bulamazmiydi bu cocuk.
" evet selim sen seç bıçaklanarak ölmek mi ? Boğularak mi ? "
Dedigimde agzima kapattigi pecete gibi şeyden kurtulmaya calistigimda aldigim nefesle göz kapaklarımı taşıyamadığimı farkettim. Sanirim artik korkmam gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIR
RomanceYenilmezdi artık. Yaşadığı trajedi onu güçlü bir kadın yapmıştı. İntikam ateşiyle yanıp tutuştuğu karanlık hayatına dolunay parlaklığıyla giren bir gölgeyi her ne kadar istemesede ömrünün geri kalanının onunla olması gerektiginin farkına varmıştı...