Clarke derin bir nefes alıp Bellamy'nin arkasından başkan Jaha'nın odasına yürüdü. Neler olduğunu anlayamamıştı ve bu pek haz ettiği bir duygu sayılmazdı.
Başkan Jaha başını kaldırıp Bellamy'ye baktı. Kaşlarını sorarcasına kaldırmıştı ama Bellamy pek umursamış gözükmüyordu. Gözleri Clarke'a kaydığında Clarke gözlerini Jaha'nın gözlerine dikti. Bir an önce neler olduğunu açıklamalıydı.
Başkan Jaha masanın etrafında ki sandalyeleri işaret etti. "Otursanıza, konuşalım.."
Bellamy hemen bir sandalye çekip oturdu ve gözleriyle Clarke'a yanında ki sandalyeyi gösterdi. Clarke, Bellamy'nin gösterdiği yere oturdu ve gözlerini tekrar Jaha'ya dikti.
Başkan Jaha konuşmaya başladı.
"Evet çocuklar, hiçbir şeyi anlamadığınızın farkındayım. Pek bir şeyden haberiniz yok çünkü. Şimdi size anlatacağım şeyler aramızda kalsın.." Sıkıntılı bir nefes aldı.
"Ark'ın durumu gittikçe kötüleşiyor, zaman geçtikçe burada yaşamamız imkansız hale gelecek.. Bu yüzden tek seçeneğimiz dünyayı kontrol etmek. Bunun için 100 kişilik bir grup oluşturduk. İlk önce bu grupta her kısımdan gençler vardı ama bu daha yeni yaşadığınız ayaklanmaya yol açtı. Bu yüzden farklı bir planla bu yüz kişiyi infaz edilmeyi bekleyen suçlulardan seçtik.. Şimdi, Clarke, senin suçsuz olduğun ispatlandı ama senden de o 100 kişinin arasında olmanı istiyoruz.."Clarke'ın ağzı bir karış açık kalmıştı resmen. "Neden?"
"Çünkü oraya gönderdiklerimizin çoğu serseri suçlular, senden aklı başında ve sağlık dalında iyi bir sağlıkçı olarak onların başında olmanı istiyoruz.."
Gözlerimi kırpıştırarak Bellamy'ye baktı Clarke. Ne demeliydi şimdi?
Bellamy şaşkınlıkla kafasını iki yana salladı. "Bu saçmalık! Siz dediniz Clarke'ın iyi olduğunu ve başarılı, geleceği açık bir kızı ölüme yollayamazsınız!" sesi yüksek çıkmıştı ama umursamadı. Bu adam her şeyi hak ediyordu. Jaha başını Bellamy'nin tarafına çevirdi. "Dediğimiz gibi Dünya'da başarılı birisine ihtiyacımız var.
"Dediğimiz gibi Başkan Jaha, başarılı birisi olmazsa gelecekte kimler doktor olacak?"
Başkan Jaha bu cevaba kısa bir gülüş attı "Gelecek diye bir şey kalmadı, Blake".
Bellamy sinirlerine hakim olmaya çalışıyordu. Bu adamın her dediği saçmalıktı. "Eminim o suçlular arasında doktorluk eğitimi görenler vardır," derin bir nefes aldı, birazdan söyleyecekleri ağır kaçabilirdi. "... hapse bir sürü kişiyi doğru düzgün yargılamadan, suçlu olup olduğuna bakmadan atıyorsunuz ki başarılı bir doktoru gözünüzden kaçırmış olabilirsiniz."
Jaha bu tepkiye tekrardan gülünce Bellamy'nin yüz ifadesi sinirden çatlayacak gibiydi. Yumruğunu sıktı. Eğer bunu yapmasaydı başkanın yüzü kanlarla kaplı olacaktı şuan. Rahatlamak için Clarke'a baktı. Şuan Jaha'nın yüzüne bakmayı kaldıracak gibi değildi.
Clarke, Bellamy'nin ne kadar sinirli olduğunu görebiliyordu. Şuan yüzüne bakmıyor olsa bile yaydığı negatif enerji o kadar fazlaydı ki her an burda bir patlama yaşanabilirdi.
Bellamy kafasını ona çevirince rahatlatmak istercesine gülümsedi Clarke ve masanın altında ki yumruk halini almış eline dokundu. Şuan onun sinirli herşeyi daha berbat edebilirdi.
Kafasını Jaha'ya çevirdi. Bu söyleyeceği şeye Bellamy nasıl tepki verecekti bilmiyordu ama söyleyecekti.
"Peki Başkan Jaha, kabul ediyorum.."Bellamy duyduğu şeyden sonra sinirle ayağa kalktı. "Ne aklını mı kaçırdın sen, Clarke? Öylece ölüme gidemezsin!"
Clarke elini saçlarından geçirdi ve ayağa kalktı. "Ölüme gitmiyorum, Bellamy. Asıl burada durursam ölümü seçmiş olacağım.. Ben bunu yapabilirim, belki de orada bir yaşam vardır bizim için, denemek zorundayız.. Bilmiyorum, bilemeyiz, belki de ölüm kaderimdir.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cesur Prenses °•○ bellarke fanfiction
FanfictionClarke kolunun acısıyla dudaklarını dişledi. Çok acıyordu ama bu Bellamy denen adamın yanında acıya dayanıksız biri olarak görünecek değildi ya? Hücre kısmına geldiklerinde Bellamy'nin elinin gevşediğini hissederek kolunu ondan kurtardı. Tuttuğu yer...