•••KAÇIŞ•••

19 2 0
                                    



Uyandım. Bundan nefret ediyorum ama uyandım. Ben uyanmak istemiyordum, iki gün daha uyuyacaktım. Kafamı kaldırıp yukarı baktığımda, tam yatağımın üzerinde asılı olan kurukafa heykelinin  çenesinin kırıldığını gördüm. Ne olmuş benim odama. Bir çok şey kırılmış. Kalkıp duşa girecektim ki dört gün yarama su değmesi yasak.

Aşağıya inip annemleri  yalnız bırakmak istemedim. Ve aşağıya indim...

Bir hafta sonra...

" Kalk! Mina kalksana!!"

Ne kendimi ne de İrem" i uğraştırmak istemediğimden dolayı direk kalktım. " Ne oldu? Saat kaç?"

"11:00"   

" Eee o zaman niye uyandırdın?" Bu sorumun üzerine elinde bir kutu uzattı.

"Al bunu."

Kutu sanki bana gıcıklığına pembe zemin üzerinde yeşil beneklerle kaplıydı. Kutuyu açtığımda içinden bir kutu daha çıktı ki bu sefer o kutu telefon kutusuydu. " Bana telefon mu aldın. Saol"

"Evet. Yani bir kısmını ben aldım.." Yüzüne baktığımda " Senin paranla.."

" Mal mısın ya!! Ben o parayı biriktiriyordum." 

" Asıl sen aptalsın. İste direk babandan motoru. Ne biriktiriyorsun?"

" O farklı. Ben yük olmak istemedim." Bunu söyleyince yanıma yaklaşıp elini kafamın üzerine koyup 

" Ne yük olmasından bahsediyorsun? Baban o senin. Annenle evli olmamaları bir şey değiştirmez. Tamam bu zamana kadar senin her şeyini karşıladı. Ama şöyle düşün Annenin karşılamadı. Gerçi gerek olmadı da o farklı bir konu.. Telefonunu kaybettiğinden beri sana anlatamadığım şeyler vardı iyi oldu hem."

" Tamam babanne." yastıkla vurdum ve o da tabiki bana vurdu. 

" İyi hadi kalk hazırlan" dediğinde "Neye?" diye sorma gereği duydum. 

"Ciddi misin?" diye cevap alınca üstelemeden "Hayır"

" Tamam o zaman. Hadi hazırlan, biraz şık ol." iğrenç, bana şık ol dedi..

Üzerime gri bir kazak ve siyah pantolon geçirip, siyah çantama eşyalarımı koydum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Üzerime gri bir kazak ve siyah pantolon geçirip, siyah çantama eşyalarımı koydum.

Aşağı indiğimde evde kimse yoktu. Dışarıdan düdük sesi duymamla botlarımı giyip dışarı çıktım. Bizimkiler arabada beni bekliyordu. Arabanın kapısını açtığımda; annemin, Hakan abinin, Zehre'nin  ve İrem'in baya süslenmiş olduğunu gördüm. "Hayırdır. Düğüne falan mı gidiyoruz. Eğer öyleyse ben geri eve dönüyorum." Nedense hepsi birden " Hayır Mina!" diye bağırdı. Ve  beni içeri çektiler. Gidene kadar sürekli düşünmüştüm. Acaba beni kim vurdu, neden vurdu, Şule hoca mı yaptırdı... 

Gelsene Mina hadi.. Arabadan indiğimde karşımda kocaman bir villa duruyordu. Sanırım Hakan abinin yeni aldığı villa bu olsa gerek.

 Sanırım Hakan abinin yeni aldığı villa bu olsa gerek

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
SADABADHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin