Bölüm 21 : Süprizz

2.5K 92 14
                                    

Beni kırmayıp yorum yaptığınız ve voteladığınız için teşekkür ederim :) Lütfen yorum yapmaya devammm ...

Over Again - 21. bölüm : Süprizz

Akşam öyle mutlu uyumuştum ki... Her şey harikaydı. Niall hala yanımdaydı. Fakat uyanışım pek mutlu olmadı. Resmen deprem olduğunu sandım. Niall ile yerimizde zıpladık. Hatta onu kolundan tutmasam yere düşüyordu. Bir günde mutlu geçse ne olurdu sanki? Neydi benim günahım?

Daha odadan çıkmadan o lanet kızın sesini duymuştum. O hangi yüzle buraya gelmişti?! Derin bir nefes aldım. Niall elimi tuttu. Ona baktığımda mavi gözleri sakin olmamı söylüyordu. Yavaşça ve isteksizce merdivenlere ulaştık. Ellerimizi ayırıp önden inmeye başladım.

Kapıda Lucy vardı. Yanında babası olduğunu tahmin ettiğim takım elbiseli bir adam ve diğer yanında da badiye benzeyen bir adam duruyordu. Alt dudağımı ısırarak çocukların yanına gittim. Lucy, o kızgın ve deli halinden birden değişti ve gülümsemeye başladı. Aynı şeytan gibiydi. Babasına beni işaret ederek konuşmaya başladı.

Lucy : İşte bu kız baba! Bu kız anlaşmayı bozuyor!

Gözlerimi kocaman açmış adama bakıyordum. Yutkunup konuşmaya başladım.

Mitchie: N-ne antlaşması?

Ben adama sormuştum ama Lucy hemen burnunu sokup soruma bilmiş bilmiş cevap verdi.

Lucy: Eğer bu eve yabancı bir kız girerse antlaşma bozulur! Buna Niall'ın eski sürtük sevgilisi de dahil!

Mitchie: Bana bak-

Sinirli bir şekilde kızın üstüne yürürken Louis ve Liam beni durdurdu. Ardından Zayn beni savundu.

Zayn: O yabancı değil ki...

Adam: Kim peki Niall'ın sevgilisi mi?

Harry: O benim kardeşim!

Bunu hiç beklemeyen Lucy ağzı bir karış açık kaldı. Adam sinirle Lucy'e dönüp oflayarak kızını dışarı çekiştirmeye başladı. Tek kaşımı kaldırıp gülümseyerek havalı bir bakış attım Lucy'e. Daha da sinirlenmişti ve dişlerini gıcırdatıyordu. Adam Çocuklardan ve benden özür diledikten sonra kızını arabaya sürüklemeye başladı. Lucy ise hala mızmızlanıyordu. "Ama baba...ama lütfen...ben bilmiyordum..." Kapıyı sert bir şekilde kapattıktan sonra arkasından bağardım.

Mitchie: CEHENNEME KADAR YOLUN VAR!

Arkamı döndüğümde çocuklar gülüyorlardı. Hatta Harry sesini inceltip beni taklit etmeye çalıştı.

Harry: "cehenneme kadar yolun var."

Mitchie: Seninde var Styles...

Harry: O zaman sende geliyorsun. Bayanlar önden...

Mitchie: Ben daha yeni geldim sana güle güle.

Çocuklar tartışmamızı izliyorlardı. Louis dayanamayıp Harry'nin sözünü kesti.

Harry: Seni tekrar çağ-

Louis: Yeter artık! Abi-kardeş atışmanızı kesin. Daha cehennemden önce gidecek çok yerimiz var...

Harry'e bakıp dil çıkarttım. O da suratını ekşitti. Ardından Niall yanıma gelip kulağıma fısıldamaya başladı.

Niall: Şimdi odandaki dolapta bulunan elbiseyi giy ve gel. Seni bir yere götüreceğiz...

Soran gözlerle Niall'a baktım. Gülümseyip yanağımdan öptü. Bende ellerimi çırpıp hızlı adımlarla yukarı çıktım. Arkamdan vermiş olduğum tepkiye güldüklerini duyabiliyordum. Odama girdiğim an hemen dolabımın kapağını açtım. Askılıkta sadece bir elbise vardı ve yeni alındığını anlayabiliyordum. Bembeyazdı. Askılı, önü kısa arkası uzun olan elbiselerdendi. Üzerinde kırmızı ve pembenin karışımı olan güller vardı. Bel kısmında da kahverengi fiyonktan bir kemer vardı. Buna bayılmıştım.***Mutimedyadaki elbise***

Hemen elbiseyi üstüme giydim. Vücuduma tam oturmuştu. Saçlarımı açıp taradım. Aynaya baktım. İyi olmuştu. Güzel olmasam da tatlıydım. Evet evet tatlıydum. Bu bana yeterdi. Bir doğa kızı tatlı olmalıydı. Hele ki Harry Styles'ın kardeşi, Niall Horan'ın sevgilisiyseniz. Birden durdum. Ben dünyaca ünlü bir grubun parçasıydım. Ben! Sıradan bir Amerikalı... Ormanda yaşayan bir kız... Uzun bir nefes alıp verdim. Bunları düşündükçe heyecanlanıyor ve ne kadar şanslı olduğumu anlıyordum.

Aşağı indiğimde salonda kimse yoktu. Kapının açık olduğunu gördüm ve korna sesi geldi. Gülüp dışarı çıktım. Hepsi bir arabaya sıkışmış beni bekliyorlardı. Sanki fakirlermiş gibi 6 kişi Mini Cooper'a sıkışıyorduk. Arabayı Niall kullanıyordu. Yanında da Louis vardı. Arka tarafta Harry, Zayn ve Liam... Ellerimi belime koyup söylendim.

Mitchie: Ben nereye oturacağım?

Harry: Kucağıma...

32 dişini göstermiş sırıtıyordu. Önden Niall Harry'e bir tokat attı. Kahkaha attım. Böylece Harry ve Niall beni unutup didişmeye başladı. Çok uzatıyorlardı. Bende dayanamayıp diğer tarafa geçip kapıyı açtım. Liam, çapkın bakışlarıyla bana bakıyordu. Yavaşça Liam'ın dizlerine oturdum. Popomun yarısı dizlerinde yarısı koltuktaydı. Tutunmak içinde Liam'ın omuzlarına baş vurdum. O da benim belimden tuttu. Şuan resmen sex pozisyonundaydık. Neyse şimdi fesatlık yapamaya gerek yok. Harry ve Niall ağızlarını açmış bize bakıyorlardı. Bende ikisini de sinir etmek için sırıtarak söylendim.

Mitchie: Hazırız...

Niall gözlerini devirip arabayı çalıştırdı. Liam'a döndüğümde göğüslerime bakıyordu. Hemen kafamı başka bir yere çevirdim. Bana bakarken onu yakaladığımı görürswe utanır ve bir daha benimle konuşmazdı. Onu iyi tanıyordum çünkü... Onun dikkatini dağıtmak için yerimde oynaşarak saçımı düzelttim. Kafasını kaldırdığında gözlerimiz buluştu. Ona gülümseyip dışarıyı seyretmeye başladım. Yoldaki tümsekle kulağımın arkasındaki tutam önüme düştü. Tam düzeltecekken Liam perçemi eski yerine koydu. Bana yaklaşmaya başladı. Tam o anda Niall ani bir fren yaptı ve ön koltuğa yapıştım.

Louis: İşte geldik!

Tam dışarı bakacakken Niall camın önüne geçti. Kapıyı açıp gözlerimi kapadı. Yavaşça arabadan indik.

Niall: Şimdi sakin ol Liam ayakkabılarını çıkaracak hazır mısın?

Kafamı salladım. Ayaklarımın altında asfaltı hissedince içime bir ürperti geldi. Niall beni yavaşça çekmeye başladı. Ayağımda bir yumuşaklık hissettim. Artık asfaltın üzerinde değildik. Bu... bu...

+5 vote +4 yorum :)

Over Again [ Niall Horan & Liam Payne Fanfic ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin