medyada desen var .
Sabah saat 06:00
Çalar saatimin çalması nı beklemeden kalktım yatağımdan , evet uykudan gerçekten nefret ediyorum .yanlız yaşadığım dan olsa gerek fazla dakik biriyim. Sabahları birilerine uyanmamak için nazlanmak gibi bir şansım da yok anlayacağınız.
Aileme gelirsek, annem beni iki yaşıma yeni bastığımda uyuşturucu bağımlısı babamın yanında bırakıp yurt dışına gitmiş. evlendi demişti babam, çok umursamamıştım ne de olsa beni hiç umursamadan bıraktı .
Neyse babam a gelelim. ahhh! evet babam gerçekten komik bir kişiliği vardır kötü alışkanlıkları dışında iyi biridir ne de olsa kendime bakabilecek yaşa gelene kadar pek sağlıklı olmasa da büyüttü neyseki kendime güzel bir iş bulup ev tutup yanından ayrıldım, ben istanbul da babam İzmir de en son geçen sene gitmiştim yanına ,bir hafta falan kalmak için, ama keşke gitmeseydim dedirtecek kadar berbattı emin olun . anlayacağınız bir ailem yok koskoca istanbul da yanlızım gerçi ben dünya denen gezegen de yanlızım da neyse sabah sabah morellerim i bozmak istemiyorum güzel bir gün olsun diyelim ...Her zaman ki dar siyah pantolonumu giyip üzerine bol siyah tişört ile tamamlamıştım, sarı saçlarımı açık bırakarak ve büyük sırt çantamı alarak evden ayrıldım . arabam yok ,istesem alırım maddi gücüm işimden dolayı oldukça iyi
( bu arada ben büyük bir tekstil şirketinin tasarımcısıyım.)
gerçek anlamda ben yürümeyi çok seviyorum özellikle de hava bugün ki gibi yağmurlu ise .Yaz yağmuruna aşık olabilirim ,ılık ve baştan çıkartıcı bir özelliği var insanı kendine getiren adeta ...
Sahi yağmur da ağladınız mı hiç ?
Ben defalarca hatta her yağmurda , neyse güzel bir gün olsun demiştik.Şirketten içeriye attığım her adımda burada çalışan bütün insanlara lanet ediyorum , nedensizce kimseyle iyi anlaşamıyorum sorunlu bir kişiliğe sahip olduğum konusunda oldukça eminim. Buradan beni kavamıyorlarda malum önemli bir tasarımcıyım. Arkadaş da edinmedim istanbul da ,tabi benimle arkadas olmak isteyen de olmadı . kim ister ki sadist kişilikli biriyle kanka olmayı. Neyse dostum ben tek başıma mutluyum.
Koridorda cool bir şekilde odama doğru yürürken herkesin gözlerinin benim üzerimde hakimiyet kurduğunu hisseder gibiydim ellerimle sarı dağınık saçlarımı geriye doğru atıp ;
- biraz daha bakmaya devam ederseniz gözlerinizle vedalaşmak zorunda kalabilir siniz !!!
Sonra şirket sürtüklerine dönüp;
- bence gayet açıklayıcı oldu kızlar,
Herkes bir anda bilgisayarına gömüldü ,iste bu ana bayılıyorum. Odama gelip cam kapıyı kapattım , kahve içmeye oldukça ihtiyacım vardı ama ben kimseye emir vermem,prensip gereği. gidip kendim alayım.
Zemin kata inip her zaman ki büyük bardağıma kahve doldurdum . arkamı döndüğüm de uzun boylu, kumral , dağınık saçlı bir erkek vardı, elinde bir kaç adet küp şekerle karşımda duruyordu . sıcak bir gülümseme ile ;- şeker ister misin ?
- şeker kullanmıyorum ,
- pekala zaten ihtiyacınızda yok
Elini uzatıp;
- bu arada ben meriç ,
Uzattığı eline havalı bir şekilde baktım öylece, cevap vermeye niyetim yoktu tam gidecektim ki önüme geçti , cesaret bak !
- sen ? İsmin yani ?
- desen , şimdi çekilecek misin önümden!
- peki bayan atar...
İç ses ( gerizekalı )
Oradan ayrıldım odama hızlıca geldim arkamdan baktığına adım kadar emindim normalde dönüp onu orada bir güzel benzetmem gerekiyor du ki çok şaşırtıcı bir şekilde oradan hemen uzaklaşmak istedim .
Beş dakika geçmeden şirketin hem sahibi hem de genel müdür ü ADİL BEY odama girdi elinde büyük bir zarf vardı ,kesin beni kovacak elindeki de tazminatım bu sefer sıçtın kızım desen.
- gelebilir miyim desen kızım ?
ADİL BEY çok tatlı biridir , beni işe alması tamamen bir şans dı benim için okulumun bittiği sene ,okul müdürüm tanıştırmıştı bizi oldukça yetenekli diyede baya övmüştü o gün bugündür buradayım ve oldukça da dolgun maaş alıyorum , nedensizce de sanki şirket benim miş gibi kimse bana karışmıyor , adil bey dahil.
- tabi adil bey buyrun,
- ne demiştik bey yok , ben senin baban sayılırım.
- tamam adil baba ,
- ee uzun zamandır odana gelmiyorum ,bir kahve ikram etmiyecek misin ?
- iki dakika ya getiriyorum
- tamam kızım
***
Kahveyi getirdiğim de masamdaki çizimlere bakıyordu adil baba , beni görünce çizimleri masaya koyup ;
- senin gibi bir tasarımcıya sahip olduğu için bu şirket çok şanslı , desencim emin ol sen olmadan bu şirket yürümez .
- abartmayın lütfen ,
- abartmıyorum ,çok ciddiyim.
Sadece Gülümsemekle yetindim , çünkü gerçekten utanmıştım.
- bu arada oğlum los angelas dan döndü , işleri ona devredeyim diyorum malûm , emekli olma vakti geldi ,ama ilk senin görüşünü almak isterim, sen ne dersin bu fikre ?
- tabiki de emekli olmanızı istemem , ama oğlunuz u da görmeden yorum yapmam saçma olur ,
- doğru söylüyor sun, aslında şaun şirket de olması gerekiyor istersen bi arayayım gelsin tanışın,
- siz bilir siniz ,
***
İçeriye giren şahsiyeti görünce kısa bir şok geçirdim diyebilirim . kafeterya da gördüğüm dallama koskoca HAZNEDAR holdonginin varisi demek .
Adil bey:
- gel oğlum otur karşıma,
Babasının karşısındaki deri koltuğa kendini cool bir şekilde bıraktık dan sonra bana dönerek ,
- sizi tekrar görmek büyük bir zevk olsa gerek
Kızarmıştım ve oldukça da sinir olmuştum elimi yumruk yapıp masanın altına gizledim yoksa yiyecek yumruğu şimdi dallama .
Adil bey;
- siz, desenle tanışıyor musunuz ?- hayr, Adil baba,sadece kafeterya da karşılaşdık o kadar ,
- anladım güzel kızım ,işte benim haylaz oğlum bu , beş senedir işletme eğitimi alıyor umarım güzel bir şekilde yönetir işleri, yani yönetir siniz beraber
Meriç ;
- Bence harika bir ikili oluruz , öyle değil mi desen hanım?
- yaa evet evet ,çok iyi anlaşacağımıza kesinlikle inanıyorum
İç ses ( ulan ben senin ağzını burnunu kırardım da neyse sikik!)
Adil bey;
Bu kadar iyi anlaşacağınız gerçekten de düşünmemiştim çocuklar ,içim rahat olacak size gerçekten güveniyorum.Sahte bir Gülümse vardı meriç ve benim suratımda off resmen işkence gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖLE
Teen Fictiongürültülü bir hayatın sessiz sokaklarında kaybolmuş bir kadının hikâyesi... AYŞEN ÖZMUT ' un kaleminden.