Çalan alarmın o berbat sesine küfür ederek, sıcacık yatağımdan zar zor kalkabildim.
Selamlar olsun en sevdiği şarkıyı alarm sesi yapıp nefret etmeye başlayanlara!
Uzun bir aradan sonra ilk defa bu kadar erken kalkmanın sersemliğiyle banyoya doğru yürüdüm. Saat sabahın 7'si ve dersimin başlamasına yaklaşık bir buçuk saat vardı. Evet doğru duydunuz dersimin başlamasına..Bugün okullar açılıyor. 12.sınıfa başlamanın heyecanıyla banyoda rutin işlerimi hallettim. Gardrobumdan okulumuzun serbest olmasının verdiği şerefle, siyah t-shirt, siyah şort ve beyaz kısa converselerimi giyip saçımı gelişigüzel topladım.
Evet hep siyahlara bürünürüm genelde. Çünkü karanlık dünyamda rengarenk çiçekler açmadı henüz. Açtırmadılar.
Dersimin başlamasına daha zaman olduğundan küçük apartmanımızın altındaki şirin cafemize doğru yürüdüm.
Annem her zaman ki gibi mutfakta o tadı mükemmel olan çilekli pastalardan yapıyordu.
Çilek önemli şimdi. Olmazsa olmaz.Arkasından sarılıp sımsıkı öptüm yanaklarını.
"Gece kızım yavaş kaçmıyorum bir yere." diye sırıtan anneme gülümsedim.
"Ne yapayım sende bu kadar güzel olma kadın.'' dediğimde 'manyak bu kız' diyerek bir güzel cık cıkladı. Bir güzel cık cıklamak nasıl oluyorsa artık öyle.
Annemin lezzetli böreklerinden bir güzel tıkınıp durağa doğru yürüdüm. 'Tıkındım' aynen. Çünkü zayıf olmama rağmen aşırı yemek yiyenlerdenim. Hani yeyip de yaramayanlardan.Okulun önüne geldiğimde içimden bir kez daha kendime lanet ettim burada okuduğum için. En yakın arkadaşım Defne'yle üst üste üç kere disiplin cezası yeyince tabi bu pislik okula mağdur kalmıştık iki sene önce.
Defne demişken o neredeydi yahu dememe kalmadan iki el gözlerimi kapattı.
"Ben kimim maviş bil bakalım.''
Ah Defne ah!''Kızım sen manyak mısın? Bana senden başka 'Maviş, mavişim' diyenmi var?!''
"Tamam be. Hadi derse geç kalmayalım.'' Her zamanki gibi yanaklarımızı sulu sulu öptük. Zaten tatil falan dinlemeyip sık sık görüşüyorduk o yüzden bir sorunumuz yoktu.
Sınıfa girdiğimizde uzun zamandır görüşmediğimiz arkadaşlarımızla bir güzel hasret giderdik. Saçmalamayın tabiki hasret gidermediğimiz üç kişi var. Buse, Eda, Sare üçlüsü. İki senedir nefret etmişimdir. Daha doğrusu etmişizdir Defne'yle.
Özellikle tiki kız Buse'den.Kapı hızla çarptığında benimde olmak üzere neredeyse herkesin gözleri kapıya yöneldi.
"OHA" diye beni çimdikleyen Defne'ye hak veriyordum. 'Oha' denilebilecek türdendi.
'İnsan mı yediniz vicdansızın oğulları!' deyip haykırmamak için zor tutuyordum kendimi. İki kişilerdi. Hele o sarışınımsı,ela gözleri buradan bile belli olan herneyse. Öhöm öhöm.
Defne'yle arkamızda ki sıraya oturdular.
"Kızım ben bir ölüp geliyorum.'' diye ayaklanan Defne'ye göz devirdim.
"Saçmalama'' diye bağırarak da kolundan çektiğim gibi yerine oturttum.
Sınıfa giren hocayla beraber herkes ayağa kalktı.
"Oturun.'' diye bağıran gözlükleri burnunda,yaşlı klasik tipli hocaya uyarak tekrar oturduk.
"Evet çocuklar ben yeni matematik hocanız Bakiye. Hepiniz sırayla teker teker tanıtın kendinizi.''
O ne be Bakiye diye isim mi olurmuş?!
''Yetersiz Bakiye'' diye mırıldanmamla Defne'yle kıkırdadık.
Sınıfı şuh bir erkek kahkası doldurduğunda sesin arkadan geldiğini anlayarak hemen o tarafa döndüm.
''Tuttum seni maviş'' diyerek göz kırptı.
Ah o ela gözler!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÜZGAR'lı GECE
Teen FictionSınıfa giren hocayla beraber herkes ayağa kalktı. "Oturun.'' diye bağıran gözlükleri burnunda,yaşlı klasik tipli hocaya uyarak tekrar oturduk. "Evet çocuklar ben yeni matematik hocanız Bakiye. Hepiniz sırayla teker teker tanıtın kendinizi.'' O ne...