*4. Bölüm- Saçlar*

198 19 27
                                    

'1 buçuk sene sonra'




Bell elindeki şeyi kendine biraz daha yapıştırıp sıkıca sardı. Gözleri dolmuştu fakat bunu belli etmemeye çalışıyordu. Molly kızın bu hareketine karşın daha da sinirlenerek ellerini saçlarına öfkeyle  geçirdi. 

''Son bir kez daha söylüyorum! Ver bana şu domuzu.''

Molly aslında Bell'e böyle davranmak istemezdi fakat tam bir buçuk saattir onların peşinden koşmaktan harap olmuştu. Bell akşam yemeğinde domuzu keseceklerini öğrendiğinde onu saklamış hatta onunla birlikte saklanmıştı. Hayvanlara olan sevgisinin hep harika olduğunu söyleyen Molly teyzesi artık bunun tam aksini düşünüyordu. 

''Olmaz teyzeciğim, onu sana verirsem fırında güveç yapacaksınız. Bu tatlı yavruya nasıl böyle bir şey yapmak istersiniz aklım almıyor doğrusu!'' 

Molly bir hışımla Bell'in yolunu kesti ve işaret parmağını tehditgarca salladı.

''Bence bayan Bellena Grande.'' biraz daha yaklaştı.'' aklınızın almamış olması çok doğal bir şey. Henüz dokuz yaşında olduğunuz için olmuş olabilir mi?'' 

Bell kendini duvara doğru biraz daha yaklaştırdı. Molly ise domuzu onun elinden zorla alamayacağını anlayınca daha sakin olmaya çalıştı.

''Bak hayatım, sana yemin ederim onun canını yakmayacağız. Lütfen biraz da beni düşün, akşam yemeğini hazırlamam lazım. Bay ve bayan Grant'dan azar işitme mi istiyor musun?''

Bell bunu istemiyordu ama domuzu akşam yemeğinde servis etme fikri ona pek de cazip gelmiyordu. En sonunda dayanamayan Molly Bell'in üstüne atıldı ve domuzu elinden çekmeye başladı. Bu sırada domuzda kendine özgü farklı sesler çıkartıyordu. Bell bir yandan domuzu kendine çekiyor diğer yandan da onu vermeyeceğini söylüyordu. Bu karmaşanın ortasında bir ses üçünün de aynı yöne bakmasını sağladı.

''Ne oluyor burada Molly?''

Molly, karşısında Lauren Grant'ı gördüğünde büyükçe yutkundu. Bell ise kadını her gördüğünde güzelliğine hayran kalıyordu. Beline kadar uzanan kahverengi saçları vardı. Gözlerinin rengi sarıya kaçıyor gibiydi. Buğday teni ve daima dik duran beliyle tam bir asildi. Çok sık gülmezdi ama çok iyi bir kadındı. Sert görünürdü fakat yumuşacık bir kalbi vardı. Zaten bu Andra ve James'in annesi ve babasını kaybettikleri zaman onları köşke alışı ve kendi öz evladı gibi bakmasından anlaşılıyordu. Bell fırsattan yararlanarak domuzu Molly'in elinden çekip aldı. Molly ise sinirli gözlerle Bell'e baktı. Ellerini bel boşluğuna yerleştirerek derin bir soluk aldı.

''Ah efendim küçük bir sorunumuz vardı fakat ben hallediyorum.'' 

  Lauren bir süre onları süzdükten sonra tebessüm etti. 

''Yoksa Bell domuzu vermek istemiyor mu?'' Ardından bir cevap beklercesine Bell'e döndü. Bell kafasını onaylayarak salladığında Lauren'in tebessümü yayıldı.

''O halde domuz onda kalabilir.'' ellerini birleştirdi.''  O domuzu yemezsek ölmeyiz ya. Öyle değil mi Molly ?'' Ardından göz kırptı. 

Molly memnuniyetle gülümsedi. ''Pekala öyle olsun.'' 

Lauren kafasını sallayıp Bell'i dikkatlice süzdü. Domuzla beraber kaçarken yorulmuş, burnu ve yanakları kızarmıştı. Üstünün yarısı çamur içindeydi ve küçük bir çamurda yanağına bulaşmıştı. Arkasında topladığı sarı saçları dağılmış ve gözleri minnetle Lauren'e bakıyordu. 

Arka Bahçeden SevgilerleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin