Yazardan yapılmış alıntılar:
Sadece bir saniye için hayatın da mesaisi olması gerektiğini düşündü Zargana. Yani yaşanacak zamanın tercih edilmesi gerektiğini. Gece ya da gündüz. İkisini birlikte yaşadığı için mutsuzdu insan. Kaldıramıyordu aynı hayatın içinde hem geceyi hem gündüzü. Onun için uyku vardı belki de. Ve onun için bu kadar mutsuzdu belki de uyuyamayan insanlar.
Hakan GÜNDAY, Malafa(Sf.110)
'Omnes vulnerant ultima necat..'
Hepsi yaralar, sonuncusu öldürür..
Hakan GÜNDAY, Kinyas ve Kayra(Sf.9)
Diyebilirsin ki,
bir insanı, fotoğraflarından ve hakkındaki haberlerden ne kadar tanıyabilirsin?
Haklısın.. Belki de çok az..
O zaman şöyle demeliyim: Seni az tanıyorum.. AZ..
Sen de fark ettin mi?
Az dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z..
Sadece iki harf..
Ama aralarında koca bir alfabe var..
O alfabeyle yazılmış on binlerce kelime ve yüz binlerce cümle var..
Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında..
Biri başlangıç, diğeri son..
Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar..
Yan yana gelip de birlikte okunmak için..
Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler..
Senin ve benim gibi.
Hakan GÜNDAY, Ziyan(Sf.267)
Düz bir çizgiden çok, bir küreydi zaman..
Mükemmel bir küre..
Geçmiş, yeterince derine gömülürse gelecekten çıkıyordu..
Hakan GÜNDAY, Ziyan(Sf.228)
Milyarda bir ihtimal.. Milyarda bir..
Ben altı milyarda birdim..
Milyarda bire inanabilirdim..
Hakan GÜNDAY, Ziyan(Sf.97)
Son kelimem, 'Yoruldum' olabilirdi..
Gözlerimi bile kaldıracak gücüm kalmamıştı..
Hakan GÜNDAY, Azil(Sf.14)
Bu cümle, yazmayı öğrendiğimin kanıtıdır..
Bu cümleyse, okumaya devam ettiğinin kanıtı..
Birlikte , iki kanıtı olan bir suç işleyeceğiz..
Hakan GÜNDAY, Malafa(Sf.105)
Hayal gerçeğe katlanmak için gereklidir..
Temel gıda, giyinme ve barınma gibi bedene yönelik harcamalar eti, hayaller ruhu doyurur..
Hakan GÜNDAY, Malafa(Sf.69)
Kelimeler taş,ağızlar sapan olduğunda sakin olmak şarttı..
Hakan GÜNDAY, Kinyas ve Kayra(Sf.433)
"Sevgi, tırmananları birbirine bağlayan bir halattı. Biri düşerse diğerlerinin hayatta kalması için halatın kesilmesi gerekiyordu. Ancak sevgi, kesilemeyecek kadar kalın bir halattı ve sonunda herkes düşerdi. Aptallar sevdikleriyle düşer, kötüler sevdiklerini aşağı çeker."
Hakan GÜNDAY, Azil(Sf.19)
"Çünkü duygular, insanın yalnızlığını reddedişiyle başlayan kurgunun sözlüğünde yer alırlar."
Hakan GÜNDAY, Azil(Sf.94)
"Herkesin öyle bir hikayesi yok muydu? Başlayıp da bitiremediği. Çünkü kimsenin dinlemediği. İçine atmak diye bir şey varken, anlatmaya ne gerek vardı?"
Hakan GÜNDAY, Azil
İnsan doğar. On-on beş yıl sonra dünyanın nasıl bir tezgah olduğunu ve doğumla ölüm arasına nasıl hapsedildiğini fark eder. Bu aslında bir histir, bilgi değil. Ve ilk tepkisini verir. Avazı çıktığı kadar bağırarak. Bu çığlık, bir kalabalığın içinde cüzdanını çaldırdığını fark eden kişinin çaresiz haykırışına benzer. Önce, aşağılayan ve umursamaz bakışlar atan kalabalık, sonra da aşırı gürültüye dayanamayıp, içlerinden birini, bağırıp çağıranla konuşmaya gönderir. O da gidip: "biz de çaldırdık cüzdanı, ne var? Senin gibi kıçımızı yırtıyor muyuz?" der. Böylesi bilimsel bir müdahale için, genelde diplomalı olanlar tercih edilir. Kalabalığın kayıtsızlığı karşısında yavaş yavaş sesi kesilen yaygaracı, gerçeği kabullenir ve çevresini insanlarla doldurur. Buna, büyüme denir. Yetişkin olma. Tam olarak yetişkin uysallığı. Yapay bir haldir. Tasarlanmıştır. İşlevselliği üzerine hesaplar yapılıp öyle biçimlendirilmiştir. Ve en önemlisi, yetişkin uysallığı, tamamen ölçüsüz bir dünyada milimetrik biçimde ölçülüdür. Oysa on dört yaşındaki bir çocuğun, ergen öfkesi olarak nitelenerek küçük görülen aşırı davranışları, doğal olandır. Gözlerindeki doğum çapakları dökülmüş ve dünya üzerinde dönen bütün dolapların sırtına yüklenmiş olduğunu anlamıştır. Kendini odasına kilitleyip dışarıyı dışarıya hapsetmeye çalışır. Ya da bütün kapıları ve duvarları avazı çıktığı kadar bağırarak yıkmaya. Tepkileri insanın ateş saçan bir ejderhayla karşılaşınca vereceği türdendir. Dolayısıyla bu tepkinin, hayatta kalındığı sürece, yani ejderha yok olup gitmediği sürece devam etmesi gerekir. Ama bazılarının kafası kalındır ve onlar son nefeslerine kadar bağırmaya devam eder. Çünkü hayat aşırı bir süreçtir. Çünkü dünya aşırı bir yerdir ve ikisinin de hak ettiği, suratlarının ortasına inen aşırı şiddetli yumruklardır. Bu yüzden, ergen isyanı, bir insanı öldürme için onu altmış kez bıçaklamaktır. Çünkü gözlerini dünyaya ancak on dört yaşlarında açabilen biri, her insanın ağzı tüten en az altmış ejderha tarafından kuşatılmış olduğunu anlayandır. Sonuç olarak, insanlığın ergenlik hali, bütün aptallığına rağmen, hayatı boyunca özgür bir yaratığa en çok benzediği dönemdir.
Hakan GÜNDAY, Azil(Sf.24)
"Seni anlıyorum" demek büyük bir yalandır. Kocaman bir yalan. Kimse kimseyi anlayamaz ve tanıyamaz dünyada... var olan en sağlam zırh insan vücududur. İçindekileri en iyi saklayan kasa odur.
Hakan GÜNDAY, l
Güneşin dünyaya uzaklığı yüz kırk dört milyon kilometre ve ışığının gezegene ulaşması sekiz dakika sürüyor. Dolayısıyla bir gün, güneş sönerse, bunu ancak sekiz dakika sonra anlayabileceğini kabul ettin. Sekiz dakika boyunca, güneş sönmemiş gibi yaşayacak olan insanları düşündün. Her anın, o son sekiz dakikaya dahil olabileceği olasılığını fark ettin...
Hakan GÜNDAY, Azil(Sf.32)
Biz asla yalan söylemeyiz. Gerekirse gerçeği değiştiririz. Söylediklerimize uysun diye.
Hakan GÜNDAY, Kinyas ve Kayra(Sf.234)
Daha anlayamamıştı sonunda ölüm olan bir hayatta mutlu son olamazdı. Kimse için. Ama yine de insanlar, kendilerini kandırmak için hayatlarını dönemlere bölüyorlar ve ancak o dönemlere mutlu sonlar uydurabiliyorlardı. Oysa hayat, her bölümünde ayrı bir hikâyenin döndüğü neşeli bir dizi değil, sonunda herkesin öldüğü ve katilin bulunamadığı sıkıcı bir filmdi...
Hakan GÜNDAY, Azil
Ben sadece fazlasıyla ciddiye almıştım, küçükken babamın bana birini üzdüğümde söylediği o sözü. "kendini karşındakinin yerine koy" ve ilk başlarda bunu o kadar çok yapmıştım ki, bir gün dönüş yolunu yani kendimi bulamadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hakan Günday'ın Kitaplarından Seçmeler
RandomHakan Günday deyince kitaplarının tamamını yazmak gerekir Bende en beğendiğim yerleri paylaştım :))