"BÜYÜK İTİRAF"

594 38 16
                                    

Mira'ya doğru baktığımda bana gülümsedi. Oturduğumuz denize karşı bankta aramızda baya mesafe vardı. Onun için de üzülüyorum. fakat kendim için daha çok. Beni düşüncelerimden ayıran, elimin üzerinde hissettiğim tanıdık ellerdi. İsteksizce elimi çekince, Mira'nın yüzündeki gülümsemenin kayboluşunu fark ettim. Daha fazla uzatmadan konuya girmem lazımdı.

"Mira seninle birşey konuşmak istiyorum." Tüm dikkatini bana vermişcesine bana baktı.

"Seni dinliyorum Emir?"
Evet. konuya girmem lazım. Lütfen tahmin ettiğim kadar zor olmasın, lütfen. Onu kırmak istemiyordum.

"Mira... sen çok güzel bir kızsın. Bunu biliyorsundur zaten. Yani demek istediğim, her erkek senin gibi bir sevgili ister. Ben hariç." Dediğimde gözlerinin dolu dolu olduğunu gördüm.İç sesim devam etmen lazım dediğinde, devam ettim.

"Mira ben uzun zamandır kendi içimde bir şeyler düşündüm. Neden senden hoşlanamadığımı. Yanlış anlamanı istemem, çok üzgünüm ama sadece sana değil, hiçbir kıza birşey hissedemiyorum. Seninle geçirdiğimiz 2 ayda o kadar çok kez seni sevmeyi denedim ki... İnan bana bunun ne kadar zor olduğunu tahmin edemezsin. Ben kendimi erkeklere daha yakın hissediyorum. Sana ve diğer kızlara olan hislerim dostluktan ileri gitmiyor. Ben... sanırım eşcinselim."
Denize bakan gözlerimi ona çevirdiğim de ağladığını gördüm. Elimi yanağına yerleştirip gözyaşlarını sildim ve devam ettim;
"Arkadaş olarak devam edebiliriz. Benim için önemlisin, biliyorsun bunu. Yanında olmama izin ver."

Birşeyler söylemek için dudaklarını araladı,
"Ben.. Bilmiyorum. Sen yanımda olursan daha fazla acı çekerim. Bu yüzden git. Umarım mutlu olursun. Sana kızdığımı düşünme, sadece kırıldım ben. Aşık olduğum adamın erkeklerden hoşlanıyor olması..." Sustu birkaç dakika derin nefesler alıp verdi. O çok iyiydi. Bana kızıp, belki de bir tokat atmasına hazırlamıştım kendimi, ağır hakaretlere hazırlamıştım. Eğer bana kızsaydı daha iyi olurdum fakat o bu kadar iyi davrandıkça ben çok daha kötü oluyorum. Düşüncelerimden yine onun sesiyle kurtulmuştum,
"Annen ve baban, biliyorlar mı ?"

"Ah.. Şey Mira daha değil ama bu gece onlara da açıklamayı planlıyorum."

"Umarım herşey istediğin gibi ilerler. Neyse... Ben gitsem iyi olacak sanırım."
Benim de gözlerim dolmaya başlamıştı. kollarımı açıp son kez sarılması için durdum, Mira da sanki bunu bekliyormuş gibi hızla yanıma yaklaşıp sımsıkı sarıldı.

"Kendine çok iyi bak tamam mı? Kimsenin o güzel kalbini kırmasına izin verme, çünkü sen bunu hak edicek son kişisin." Dedim ağlarken. Kesik kesik nefes alıyordum.

"Sende... Sende kendine çok iyi bak. Seni hala çok seviyorum. Mutluluğuna bak. Benim için sakın üzülme. Hoşça kal." Dedikten sonra ağlayan gözlerle, yüzümü ezberlemek istermiş gibi inceledi ve yanağıma küçük bir öpücük bırakıp arkasına bakmadan gitti. Bakış açımdan kaybolduğunda sessizce konuştum,

"Hoşça kal."

***
Eve vardığımda bacaklarım ağrıyordu. Yürümek iyi gelir diye düşündüğüm için taksiyi tercih etmedim. Yaklaşık 15 dakikadır kapının önünde bekliyordum, kararsızdım söyleyip söylememekte. Ama mecburum. Gizli saklı yaşamaktan bıktım. Daha fazla düşünmeden zile bastım. 1 Dakika geçmeden açılan kapının arkasında annem belirdi. Hızla içeri girip salona geçtim. Babam televizyon izliyordu. Kumandayı önünden alıp televizyonu kapattım. Annemde salona gelince babamın yanına oturdu, ben ise tam karşılarına. Anneme baktığımda tek kaşını kaldırmış beni izliyordu. Sessizliği bozan babam olmuştu.

"Emir, derdini bize anlat ki anlayalım." İç sesim 'beni anlamanız imkansız' dese de onu susturdum.

"Sizinle konuşmak istiyorum" dedim. Alt dudağım titriyordu.

"Seni dinliyoruz oğlum. Senin bu kadar gerilmeni sağlayan konu ne?" Annem her zamanki şevkatli sesini belli etti.

"Anne ve Baba..." Dediğimde ikisi de bana baktı.

"Benim söyleyeceğim şey bitmeden konuşmanızı istemiyorum. Çünkü cesaretimi toplamam yıllarımı aldı."

Annem onaylamak için başını yukarı aşağı sallayınca devam ettim;
"Bakın ben farklıyım. En baştan beri farklıydım. Sesimin tonuna, giyim tarzıma, saçıma, davranışlarıma bir baksanıza! Ben diğer erkekler gibi değilim anne. Ben hiçbir zaman kızlardan hoşlanmadım. Hoşlanamadım. Yapamadım baba. Denedim gördünüz. Kaç kızla sevgili oldum. En son Mira ile. Bir kez daha yapamadım ben bu gece. Ayrıldım ondan. Ben Eşcinselim. Üzgünüm baba, oğlun erkeklerden hoşlanıyor."

Yüzümü kaldırıp onlarak bakınca, beklemediğim yüz ifadeleri ile karşılaştım. Annem şok içerisinde, babam iğrenircesine bana bakıyordu.
"Sen delirmiş olmalısın! ne dediğinin farkında mısın?! Sen hastasın!"
Annem üzerime yürürken ben de ayağı kalktım.

"Bu bir hastalık değil sadece bir tercih ve ben bilmeden bu tercihimi kullanmışım. Ve evet anne. İlk defa ne dediğimin farkındayım!"
Babama döndüğümde o da ayağı kalkıp bana yaklaştı, belki sarılır diye ümit ederken yanağımda bir acı hissettim. Elini hızla yanağıma yapıştırdı. Sesinin en yüksek tonunu kullanarak bana bağırdı,
"Benim oğlum erkeklerden hoşlanamaz. Elalem duysa rezil oluruz. 'Aa Mehmet Beyin oğlu erkeklerden mi hoşlanıyor' desinler?! Benim eşcinsel bir çocuğum yok!"

Annem de ona katılır gibi devam ettirdi babamın cümlesini;
"Çabuk odana git. 1 Ay boyunca evden çıkmayacaksın. Ayrıca telefon ve bilgisayar da yasak. Sadece ders çalışacaksın. Sınavların biter bitmez seni bir psikiyatriye götüreceğim ve bu hastalıktan kurtulacaksın!"

Bana Aşkını Ver  •BoyxBoy•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin