Multimedia'da çiftimizin kıyafetleri ve dinleyeceğiniz müzik, Ellie Goulding - Still Falling For You bulunuyor. İyi okumalar!
"Marie!" Bana çağırılıyordu fakat başımı kaldırıp bakamıyordum. Kendimi çok yorgun ve bitkin hissetmiştim, sözleriyle. Kalbimde bu denli bir etki barındırdığını yeni öğreniyor olmakla beraber, artık bu etkiyi yaratacak birisi olmadığını da biliyordum ve bu iğrenç hissettiriyordu.
"Marie, Tanrım! Hasta olacaksın ne işin var hala burada?" Başımı kaldırıp gözlerine baktım.
Endişe, korku.
"Zayn" Diyebildim sadece. Frank koşarak yanımıza geldi. "Anahtarın nerede?" Cebimden çıkartıp arabamın anahtarını ona verdim. Beni yana çekip arabanın kilitlerini ve arka koltuğun kapısını açtı. Kendimi koltuğa atıp kapının kapanmasını bekledim. Beklediğim gibi de oldu. Frank sürücü koltuğuna, Elisa'da yanına oturdu. Frank arabayı çalıştırıp ilerlemeye başladığında arabayı ölümcül bir sessizlik kaplamıştı.
Bir süre sonra araba durmuş, ikisi de bana dönmüştü. Sahildeydik. "Anlatmak ister misin güzelim?" Başımı kaldırıp Elisa'ya baktım. Aşağı yukarı salladım. Elisa ile bu oyunu oynamaya karar vermiştik ve sonuçlarını bilmesi gerekiyordu. Benim dediğim gibi olmuş, Zayn vazgeçmişti sonuçta.
"Biz, dışarı çıktık. Ben ona bağırdım. 'Benim adıma kararlar veremezsin' dedim. Sonra o sinirlendi ve bana bir sürü şey söyledi" Ağlamam artık durmuştu. Elimin tersiyle kalan son yaşları sildim. "Dediğim gibi oldu işte. Benden vazgeçti" Dediğimde ikisi de alayla gülmüşlerdi. Kaşlarım çatıldı.
"Şu anda sana söylediği sözleri düşünüp kendisine kızıyordur, eminim" Sözleri ve bakışları çok içtendi fakat Zayn'in son görüntüsü gözlerimin önünden gitmiyor, Elisa'nın söylediklerini yalanlıyordu. "Seni nasıl kıskandığını görmemiş olamazsın, Marie" Frank'e baktım. Haklı olabilirler miydi?
"Ne yapmam gerekiyor?" Dedim kaşlarımı kaldırarak. "Şimdi değil" Dedi Elisa gülerek. "Zayn sana ne demişti sizin eve, yemeğe geldiğimizde?" Beynimi kurcaladım. O kadar çok şey söylemiştiki o gece, hangisi olduğunu kestiremiyordum. "Hasta olacak bir kaç güne, ve ona sen bakacaksın. Tıpkı onun istediği gibi" Gözlerim kocaman açıldı. "Saçmalama Elisa! İstediğini ona veremem!"
"Başka türlü onu geri alamazsın Marie. Tabi geri almak istemiyorum, dersen karışamam" Yüzündeki gülüşe baktım. "Lanet olsun, tamam" Diye homurdandım.
Zayn Malik
Sinirle eve girip kapıyı kapattım. "Anne!" Diye kükredim girişte, ayakkabılarımı çıkartırken. Boğazım feci derecede yanmıştı bu bağırışım üzerine. Üzerindeki kırmızı mutfak önlüğü ile yanıma geldi koşarak. "Ne oldu oğlum?" Dedi telaşla. "Doniya geldiğinde, direk odama geliyor!" Dedikten sonra hızla yukarı çıktım. Peşime takılan Boris'i odanın dışında bırakıp içeri girdim. Kapıyı tırmalıyor, homurdanıyordu fakat şu an en son yapmak istediğim şey bile köpekle ilgilenmek değildi.
Üzerimi değiştirdim. Telefonuma gelen bildirimlere bakarken, yatağa uzanmıştım. Kendimi çok yorgun ve bitkin hissediyordum. Hasta olmanın eşiğindeyim.
Parmaklarım istemsizce, arama kısmına geçip onun ismini aramıştı. En başta çıkan ismine tıklayıp, profiline girdim. Üçüncü fotoğrafı çok tatlı ve masumdu. Favorim olan fotoğrafa girip inceledim. Saçları, şu anki rengine göre daha koyuydu. Güldüğü için, gözleri kısılmıştı. Kalın dudakları inci gibi parıldayan dişlerini çevrelemiş, ortaya mükemmel bir görüntü çıkartmıştı. Yanında daha önce hiç görmediğim bir kız vardı. Başlarını birbirlerine yaslamışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heart By Heart || Z.M
Fanfiction"Seninle ben, tutsak olan her şeye bağışlanan özgürlük gibiyiz Marie" © Tüm Hakları Saklıdır. | ©All Rights Reserved Bu siteden başka bir sitede yayınlanmamaktadır. Yayınlananlar kesinlikle çalıntıdır. Görürseniz lütfen bana bildirin.