|On Beşinci Bölüm|

378 50 55
                                    

(Multimedia : Aras Merter)

Satır arası yorumlarınızdan eklemeyi unutmayın...Keyifli okumalar dilerim :)

....................................................

Aylardır, hatta yıllardır beklediğim gün gelmişti. İntikam günü. Gece yatmadan önce de çok düşünmüş, doğru olanın bu olduğu kanısına varmıştım. Beni en çok üzense; bana bir şey olursa Ekin'i yalnız bırakışım olacaktı. Tamam bir ailesi vardı ama burada değillerdi.

Gece boyunca vaz geçmemi söyleyen tarafım, sürekli bana Ekin'in sözlerini hatırlatıyordu.

~

''Sen gittiğinde ne zaman geleceksin diye saniyeleri sayıyorum. Ya gelemezse korkusu oluyor her an içimde. Senin bundan haberin var mı? Sana bir şey olursa benim bunu rahat atlatacağımı mı sanıyorsun? Her şeyim oldun kızım sen benim. Ailem oldun. Sana bir şey olursa ben yaşayabilir miyim sanıyorsun?''

~

Bir keresinde de 'Sana bir şey olsa kendimi suçlu buluyorum. Beni bu vicdan azabıyla bırakma.' Demişti. Sırf onun bu sözleri yüzünden bile her an vaz geçebilirdim. Ama artık çok geçti. Saat yaklaşmıştı ve ben de hazırlanmaya başlamıştım.

Aklıma dün Ekin'le birlikte geçirdiğimiz o güzel anlar geldi. Her şeyi bugün son günümmüş gibi yapmıştım. Sanki ona son sarılışımmış gibi, onunla son gülüşümüzmüş gibi...

Altıma siyah bir şort üzerime de yine aynı renkte kalın askılı bir badi giymiştim. Kemerimi de alarak belimden geçirerek taktım. Bu kemer tabii ki de her zamanki gibi normal bir kemer değildi. İki kenarından bacağımın ortalarına doğru siyah bir deri uzanıyordu. Bu derinin uçlarında da silah koymak için yer bulunuyordu. Bunları sabitlemek için de silahın hemen yanından küçük bir kemer dolanıyordu.

(Elisa ve anlatılan kıyafet)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Elisa ve anlatılan kıyafet)

Tüm bunları yaptıktan sonra tekrar dolabıma yöneldim. Yine siyah renk deri bir çizme çıkardım. Çizmemin etrafını da bir kemer misali dolayan derinin içine de bıçak sıkıştırmıştım. Diğerine de aynı işlemi yaptıktan sonra ayna karşısına geçerek sandalyeme oturdum.

Saçlarımın bana engel olmasını istemiyordum. Bu yüzden örmeye karar vermiştim. Ne kadar sıkı örsem de önden çıkan birkaç tutama engel olamamıştım. Bir sorun görmeyerek öyle bırakmaya karar verdim.

Ekin, Duru'nun yanındaydı. Beraber bir şeyler yapacaklardı bugün. Onlar adına çok seviniyordum. Birbirlerine itiraf etmiyorlar ama ikisinin de birbirinden hoşlandığı o kadar belliydi ki.

Bu düşünceler aklıma gelince yüzümde buruk bir gülümseme belirmişti. Kendime gelerek tekrar dolabıma yöneldim. Oranın nasıl bir yer olduğunu bilmiyordum. Buraya biraz uzaktı ve dağ başında bir yer olmasına karşın hava soğuk olursa diye bir hırka alarak üzerime giydim.

İNTİKAMIN ESERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin