Sabahın erken saatlerinde balkonuma çıkmış avuçlarımı ısıtan kahve fincanımı tutarken aşağıda sokaktan geçen insanlara bakıyordum. İnsanlar yürürken gözlerimle onları takip ediyor köşeyi döndükten sonra bir başkasına geçiyordum. Bir anda esen güçlü rüzgar saçlarımı savurdu ve bu şampuan kokumun burnuma dolmasını sağladı. Bu yüzümde bir tebessüm oluştururken yaprakları hışırdayan çaprazdaki köhne ağaca baktım. Boyu neredeyse dördüncü katında oturduğum binaya ulaşan ihtiyar ağaç dallarını sanki benimle konuşuyor gibi sallıyordu. Bu koca beton yığınının tek güzel yanı bu ihtiyar ağaçla komşu olmasıydı. Elimde soğumaya yüz tutmuş kahveden bir yudum aldım.
"Günaydın Sare. Erkencisin bu sabah." ses üst kattan aşağıya sarkarak bakan Gülşah ablanın sesiydi. İyi bir kadındı, afacan bir oğlu vardı ve çok meraklı bir kadındı. Bir gün aşağıya sarkarken düşmesinden çok korkuyordum. Yine de onu görmek beni gülümsetiyordu.
"Biraz sokağı izledim. Sonra da ihtiyarla konuştuk." dedim iri gözlerimi yukarıdan çekip kahve fincanıma çevirip. Bir yudum daha aldığımda soğumuş olduğunu fark ettim.
"Ne dedi senin ihtiyar yine?" Alışıktı benim ağaçla, kahve fincanıyla zaman zaman kendimle konuşmalarıma. Eskisi gibi garipsemiyordu artık.
"Bir an önce kalkmazsan işe geç kalacaksın diyor." elimde ki fincanı masaya bırakıp yerimden kalktım. Ellerimi balkon demirlerine dayayıp yukarıya baktım.
"Bir şey istiyor musun akşam getireyim?" diye sordum. Başörtüsünü uçmasın diye tutarken kendini biraz geri çekti.
"Efecan şu kurabiyelerden istiyordu kaç gündür. Alabilir misin?" dedi mahçup mahçup bakarken. Gülümsedim. Afacanı severdim ve ona hep yol üstünde ki pastaneden kurabiye alırdım.
"Alırım tabi. Akşam görüşürüz." dedim ve hazırlanmak için içeri girdim.
-------------------------------
Merhaba arkadaşlar. Bu benim ilk çalışmam. Gerçekten çok özeniyorum. Henüz girişi yayımladım ama yorumlarınızı çok merak ediyorum. İyi ya da kötü yorum yaparsanız çok mutlu olurum. Şimdiden teşekkürler ve iyi okumalar :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAFDERUN
Teen Fiction"Aşk mıydı o, aşkımsı bir şey miydi Neydi çekip kendine, beni bağlayan Kanatan dudağımı, tenimi dağlayan Elleri ta içimde o dev miydi Etime bir alev değmişçesine Nasıl da yakardı öptüğü zaman Bir su gibi akıp gitti avuçlarımdan Yorgunum şimdi...
