GİZLİ

-1-

Yine ve yine laptob'ımı yatağımın üzerine koydum ve başladım yazmaya. Bir sitem vardı. Çok takiğçi kazanıyordum. Beni kimse tanımazdı. Bu yüzden haberleri kolaylıkla yazardım. Parmaklarımı klavyemin üzerinde gezdirdim. 

'Hepinizin de bildiği gibi dün bir parti verildi. Kimindi dersiniz ? Tabiki de Ege Atakan.. Pekii saat 23.14'de ortadan kaybolmasının sebebini kimse bilmiyor. Ama ben Bayan GİZLİ bunu biliyorum. Saat 23.10 'da yanında olan kızı görmüştünüz değilmi.. Eslem Ateş. Aralarında birşey olduğunu herkes biliyor. El ele eve girdiler. Üstelik Ege resmen Eslem'i peşinden sürüklüyordu. Sonrasında neler oldu dersiniz... Ben Bayan GİZLİ camdan baktım. Ve evet doğru tahmin ! Öpüşüyorlardı... Artık gerisini siz düşünün...' -Bayan Gizli.

Yazdım ve yayınlayıp sayfayı kapattım. Blood'u açıp izlemeye devam ettim. Gerçekten güzel bir diziydi. Elimdeki kahvemi bitirince bölüm de bitmişti. Laptop'ımı kapatıp mutfağa indim. Kendime bir tost yapıp tabağa koydum ve masaya oturup yerken bir yandan da sosyal medyada geziyordum. Yine siteme yorumlar yağıyordu. 

'Nasıl yani birlikte mi olmuşlar ?!'

'İnanmıyorum büyük olay var !'

'Ege bunu öğrenince çıldırıcak.'

Ve daha niceleri... Yorumları okumayı bırakıp bitirdiğim tostumun tabağını yıkayıp yerine yerleştirdim. Spor saatim yaklaşıyordu. Yukarıya odama çıktım ve dolabımdan Adidas takımımı aldım. Şort ve yarım bluzumu giydim. Ardından Adidas spor ayakkabılarımı giydim. Saçımı sıkı bir at kuyruğu yaptım ve kulaklıklarımı alıp aşağıya indim. Salona girip koltuktaki telefonumu aldım. Anahtarlıktan anahtarlarımı aldım ve evden çıktım. Yürüyerek spor salonuna geldim. Fazla kişi yoktu. Bende hemen bir koşu bandına geçtim. Kulaklıklarımı taktım ve 'Jeon Jungkook - Purpose (cover)' dinlemeye başladım. Bu çocuğun huzur veren bir sesi vardı. Şarkı değişince kendimi Taeyang'ın sesiyle başbaşa bıraktım. Ah eyes nose lips gerçekten insanı baştan çıkaran bir şarkıydı. Yorulduğumu anlayınca koşu bandını durdurup indim ve yandaki koltuğa oturup sporcular için ayrılmış olan sudan içtim. Boğazım kurumuştu. Şişedeki su bitince diğerini alıcaktım ki biri benden önce aldı. Alana baktığımda bir erkekti. 

"Ah siz alıcaktınız galiba." diyerek suyu uzattı. Kafamı olumsuz anlamda salladım.

"Hayır içebilirsiniz. " diyerek suyu ona ittim. O da gülerek suyu aldı ve hızlıca kapağını açıp içti. O suyu içerken bende onu inceliyordum. 

Genç gözüküyordu. Galiba benim yaşlarımdaydı. Saçlarını yana almış ve dikmişti. Ama sanırım terden pek dik durmuyordu. Vücudu kaslıydı. Fazla kaslı. Şöyle bakınca onu buralarda pek görmediğimi farkettim. Siyah tshirt ve gri eşofman giymişti. Siyah Nike ayakkabılarıyla çok tarz duruyordu. Şişedeki kalan suyla yüzünü yıkadı. 

"Hey.. Seni buralarda pek gördüğümü sanmıyorum." dedim merakla. Çok meraklıyımdır. Zaten sırf bu yüzden bir okul sitesi açmıştım. Bütün haberleri yayınlıyordum. Ama kimse beni tanımıyordu. 

"Ah evet.. Birkaç gün oldu geleli. Bu arada... Ben Umut. Umut Çağlayan." dedi ve elini uzattı. Uzattığı eli sıktım.

"Bende Berfin. Berfin Kayahan. Memnun oldum Umut." 

"Bende Berfin. Ah aynı yaşta gibiyiz. Kaç yaşındasın ?" diye ani bir soru sorunca afalladım. 

"18 yaşındayım. Ya sen ?" 

"Ah ne güzel. Bende 18. Okuyor musun ?" 

"Evet lise son."

"Hangi lisedesin ?" Çok ani sorular soruyosun be çocuk. 

"Doğa Koleji. Sanırım sende oradasın. Gözüme tanıdık geliyorsun." 

"Evet oradayım. Amcamın müdürlük yaptığı okul." 

"Levent Çağlayan senin amcan mı ?" dedim şaşkınlıkla. Hiç benzemiyorlardı. 

"Ah evet. Kızının adı Doğa. Bu yüzden okulun ismi Doğa koleji."

"Anladım. Peki o zaman. Yarın okulda görüşürüz Umut. Tekrardan memnun oldum." dedim ve ayağa kalktım. O da benimle beraber kalktı. 

"Görüşürüz Berfin. Bende memnun oldum." dedi gülümseyerek. Arkamı dönüp Mert abiye el salladım. 

"Ben gidiyorum." diye seslendim. Spor salonunun hocasıydı. Abi-kardeş gibiydik. 

"Tamam kendine dikkat et Deniz." 

"Deniz mi ?" dedi Umut. Ona döndüm. 

"Ah evet. 2. ismim Deniz. Ama pek kullanmam." 

"Peki o zaman Berfin Deniz Kayahan. Yarın görüşürüz." dedi ve güldü. 

"Görüşürüz Umut Çağlayan." dedim ve gülerek salondan çıktım. Eve geldiğimde saat çok erkendi. Bende bir duş aldım ve şortlu pijama takımımı giydim. Tv'yi açıp biraz dizi izledim. Çok izlemiş olmalıyım ki saate bakdığımda 10 olmuştu. Bende okul formalarımı ütüledim ve askıya asıp dolabıma yerleştirdim. Yatağımın üzerinden laptop'ımı kaldırıp çalışma masama koydum. Ve yorganımın içine girdim. Sonrada uyku ile başbaşa kaldım. 

-------

Evet ! 2. hikayeme giriş yapmış bulunmaktayım. Nasıl beğendiniz mi ? 

Yorum ve Voteleri unutmayın... 

Sevgiler ..     -S.