ON ALTINCI BÖLÜM

51.1K 1.5K 76
                                    

Merhaba, Beklenmedik Anda bölümleri sizlerle. Bölümler kitap formatında olduğundan dolayı kısa biliyorsunuz. O yüzden fazla bölüm paylaşıyorum.
Keyifli okumalar. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.

YARIN SAAT 20.00'da MAHİ'nin KAPAK PAYLAŞIMI OLACAK. Unutmayalım! ♥️


MASAL

Yatakta bir kedi gibi gerinip, kollarımın arasına doladığım yastığa sımsıkı sarıldım. Burnuma dolan koku tüm bedenimi etkisi altına almış, sanki beni içine çeker gibi sarıp sarmaladı. Huzurlu bir uykunun kollarındaydım ama bedenim kıpırdadıkça kaslarımın ağrıdığını da hissediyordum. Yarı uyur yarı uyanık bir halde biraz daha rahatladım. Gözlerim açılmak için isyan ediyordu ama bedenim uyu diye yalvarıyordu resmen. Şu anda tek istediğim bedenimin verdiği çağrıya kulak asmaktı ama lanet gözlerimin beni dinlemeye niyeti yok gibiydi.

Bir kez daha gerildim, kollarımı yukarı kaldırmamla bedenim daha fazla sızladı. Bacaklarımın arasında hissettiğim tatlı sızı yüzümde sersem bir gülümseme oluşmasına sebep oldu. Ama o gülümseme kısacık sürdü çünkü dün gece yediğim nanenin görüntüleri bir bir aklıma dolmaya başlayınca tahrik olmakla küfür etmek arasında bir yerde gidip geldim. Yataktan o kadar hızlı fırlayıp dizlerimin üzerine kalktım ki aniden midem bulandı. Kendi evimde olduğumdan adım gibi emindim. Gece yaşadıklarımın da artık farkındaydım ama emin olmadığım tek şey Sedat'ın varlığıydı.

Üzerime sinen kokusunu alabiliyordum. Yatağıma sinen kokusunun da farkındaydım ama tabii ki ardında kokusunu bırakıp gitmişti. Gözlerime anında yaşlar doldu fakat bunun çok azı kırıldığımdandı. Tamamen sinirden ve kendime olan kızgınlığımdan delirdim. Adamın derdi belliyken, kendini bu kadar açık belli etmişken neden onu yatağıma almıştım ki? Yorganı üzerimden savurdum. Hâlâ çıplaktım. Benimle işi bittikten sonra yatağıma yatırmış ve gitmişti Sedat. Zaten ne bekliyordum ki...

Yataktan aşağı sinirle inip çekmecemden sutyen ve külot alıp giydim.

"Sen tam bir salaksın, Masal. Sakın ola adama kabahat bulayım deme bu sefer. Hayır sana açık açık ne istediğini anlattı bu adam, hangi akılla onunla sevişirsin ki?" Yumruğumu kaldırıp başıma vururken elimin ayarını tutturamadım. Bir de üstüne akşamdan kalma olmamın etkisi varken resmen beynimin içinde biri kilise çanlarını çaldı. Acıyla homurdanırken sinirim daha da arttı.

Çamaşırlarımı giyindikten sonra çekmeceden bir gecelik çıkarıp sinirle yatağa fırlattım ancak yatağın diğer tarafına yuvarlanıp gitti. Ya sinirimi bir şeylerden çıkaracaktım ya da oturup ufak bir kız çocuğu gibi hüngür hüngür ağlayacaktım.

Yatağın üzerine kendimi atıp diğer tarafa eğilerek geceliği almaya çalıştım. Bir yandan da hâlâ kendimden sinirimi çıkarıyordum tabii.

"Salaksın Masal, hem de süzme salak." Elimi uzatıp geceliği tuttum.

"Of, işte bu manzara bir erkeğin her sabah görmek istediği şey." Duyduğum sesle dengem aniden bozuldu ve ben daha elimle dengede duramadan kafa üstü yataktan aşağı düştüm. Bu pozisyonda ikinci kez düşmüş olduğum gerçeği de vardı tabii. Sedat ağzından bir dizi küfür döşeyerek yanıma gelirken ben de kendimi düzeltmeye çalıştım.

Elindeki çay bardağını konsolun önüne bırakıp yanıma geldi ve dizlerinin üzerine çöktü. Onu görünce içimde tuttuğum her şey bir anda yerle bir oldu. Gözyaşlarımın akmak için barajı deldiğini hissettim. Sedat kollarını belime dolayıp beni dizlerimin üzerine oturturken yüzüme düşen dağınık saçlarımı eliyle arkaya itti.

"İyi misin güzelim?" Ona baktım. Uzun kirpiklerinin altında kaybolan gözleri telaşlıydı. Ama ben sinirliydim ya da çok üzgündüm. Tek bildiğim manyak bir duygu karmaşası içinde olduğumdu. Omzuna bir tane yumruk attım. Bakışları ona vurduğum yere kayıp yeniden bana döndü. Sonra bir tane de göğsüne patlattım. Endişeli bakışları değişti ve sanki karşısında bir deli varmış gibi bana garip garip baktı. Pek akıllı olduğum da söylenemezdi şu an zaten.

Beklenmedik AndaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin