22.Bölüm-Mezar

23 6 0
                                    

Medya:Bölümden
Şarkı: Pera-sensiz ben

  Aile... Kelimesi bile insana güven veren insanlar, kaybettiğinde hissettiğin acı o kadar tarifsiz bir şey ki, keşke onların yerine ben ölseydim de bu acıları yaşamasaydım diyor insan...

  "Kızım niye bizi ziyarete gelmedin, özlemedin mi?" dedi babam içten gülümsemesiyle, dilim tutuldu  o an annem ve babam karşımda oturmuş bana gülümseyerek bakıyorlardı, annem babama dönüp, "Yaman saçmalama, kızımız kötü hissedecek." dedi ve yanağından öptü, konuşamıyordum, anneme seni çok özledim, banyodan sonra tarayamadığım saçlarımı kremleyip özenle açışını özledim, her hafta sonu odama gelip bana erkekler konusunda verdiğin nasihatları özledim, en ufak bir hapşırmamda bana çorba hatırlayıp zorla yedirişini özledim, en çok da her gece odama gelip verdiğin iyi geceler öpücüğünü özledim diyemedim, babama dönüp, beni bazı sabahlar kucağına alıp mutfağa inmeni özledim, nadiren dolan o gözlerini özledim, gülünce belirgin olarak ortaya çıkan gamzelerini özledim diyemedim.O an sadece ağlamakla yetindim, gözlerimden akan yaşlar ayaklarımı ıslatmıştı, üşümültüm, gözlerimdeki sular yüzünden annemi ve babamı net göremiyordum, ellerimle gözümü temizlediğimde karşımda kimse yoktu, bağırmaya çalıştım, sesim çıkmıyordu...
 
    Birden sıçradım, gözlerimden akan yaşlar istemsiz yorganımı ıslatıyordu, göğsüme büyük bir yumru vardı, gitmiyordu, ne kadar yutkunursam yutkunayım, terden ıslanmış saçlarımla birlikte yataktan doğrulup telefonu hızla elime aldım, birden aldığım kararla Derin'e mesaj attım,

"Bugün ödeşmek ister misin?"diye sordum, daha sonra terlemiş vücudumdan rahatsız olup kıyafetlerimi hazırladım, tam duşa girecekken mesaj geldi, Derin'in cevap yazdığını düşünerek dağınık yatağımın üzerinde duran telefonu açtım, Derin,

"Nasıl olacak o?" yazmıştı, önce tereddüt etsem de bunu yapmayı istiyordum, titreyen ellerimle cevap yazdım,

"Beni annem ve babamın mezarına götürür müsün?" diye sordum, biraz sonra telefonumun titremesiyle boş boş etrafa bakan gözlerimi telefonu çevirdim,

"Seni almaya geliyorum bir saat sonra, boşuna arabanı alma, iş çıkışı direk gideriz benim arabamla, ordan da evine bırakırım seni. " yazıyordu, çok geçmeden cevap yazdım,

"Teşekkür ederim." yazıp gönderdikten sonra yatağımı düzeltip banyoya girdim, sıcacık suda kaslarım gevşerken sırtımı buz gibi siyah mermere yasladım, vücudum titredi, kendime gelmiştim.
Banyodan çıktıktan sonra siyah kumaş pantolonumun üzerine beyaz tam göbeğimde biten sade büstiyeri giydim, üzerime de siyah  pantolonumla aynı kumaşta ceketimi giydikten sonra koyu kırmızı çantamı hazırladım, neredeyse on dakika kala mutfaktan bir dilim ekmek ve salam alıp yedim, suyumu da içtikten sonra kırmızı kısa topuklu ayakkabımı giydim, saçlarımı da tarayıp, kurumasını beklemeden aşağı indim, doğal hali zaten düzdü, asansördeki aynaya baktığımda gerçekten şıktım, ne çok abartı ne de çok günlüktü, ailemin mezarına gideceğim için çok özenli giyinmiştim.

Asansör zemin kata geldiğinde hızla inip binadan çıktım, kapının önünde kırmızı arabasına yaslanmış bir şekilde yere bakarak sigara içen Derin'i görmemle adımlarımı hızlandırdım, sigarasından bir nefes daha çekmek için kafasını jaldırdığında beni gördü, elindeki sigarasını yere atıp ezdi gözleri hala bendeyken, yüzüme baktıktan sonra kıyafetlerime göz gezdirdi, bu sırada iyice yanına yaklaşmıştım,
"Günaydın. "deyip ön taraftaki yolcu koltuğuna oturdum, bir kaç saniye sonra Derin'de sürücü koltuğuna oturup arabayı çalıştırdı, acentaya doğru giderken arabayı sürmeden gitmenin verdiği mutlulukla sahilin mis gibi deniz kokusunu içime çekiyordum, camı daha çok açıp içeriye oksijenin dolmasına izin verdim, bir süre duru dalgaları izledim, bir süre martıların kafasını denize sokup ıslatmalarını, bu güzel havanın tadını çıkarırken, "Hasta olmak mı istiyorsun?" diye sordu Derin, kaşlarımı kaldırıp kafamı ona çevirdim, gözleriyle camı işareti edip, "Bu havada sonuna kadar açılır mı?" diye sordu huysuz çıkan sesi ile, aramızdaki duvar yine kendini belli ediyordu, ama şu an bu duvarı düşünecek halim bile yoktu, bu yüzden karşı çıkmak yerine camı kapattım.

Erasmus #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin