Bölüm 1

17 3 1
                                    

Ellerim montumun cebinde ısınmaya çalışırken bir gözyaşı düşüverdi gözlerimden. İçim. Hiç bu kadar acımamıştı. Gözlerim. Hiç bu kadar ağlamamıştı. O son bakış gözlerime hapsolmuştu ve şimdi de beni öldürüyordu.

Aklıma geldi her şeyin en başı...

Nuray ablamgilin kazasında apar topar Nevsehir'e gitmiştik. Kışın ortası. Karneler alınmıştı ve okullar 15 tatile girmişti. 15 gün orada ablamgilde kalıp onların yaralarıyla kırıklarıyla ilgilenmiştik. Okul başlayacağı zaman Kayseri'ye dönmüştük geri. Hemşirelik lisesinde okuyordum. Okula git gel derken birkaç hafta sonra annemle babam tekrar Nevsehir'e döndü. Bende çarşıda oturan dayımgilde kalmaya başladım. Okulum da çarşıdaydı zaten.

Bir hafta sonu Nevşehir'e gitmek için terminale gitmiştim. Otobüsün kalkmasını beklerken çantamdan kulaklığımı çıkarıp taktım. İmera'nın bitmeyen sevda isimli şarkısını açıp dinlemeye başladım.

Birden otobüse yakışıklı bir çocuk bindi. Oturacağı koltuğu arıyordu. Yanımda durduğunda yanımdaki koltuğun numarasına baktı.

Bende şans olsaydı, çocuk yanıma oturur ve selam derdi. Ama tabi şanssızlık benden yanaydı. Yüzüme bile bakmadan arka koltuklara ilerledi.

Gözleri bana bakmasa bile anlamlıydı. Aşıktı sanırım. Sevgilisi var mıydı acaba? Olsa mıydı? Olsun mu?

Ne saçmalıyosun Buse? Kendine gel.

Tamam kendimdeyim. Kulağımda çalan müzik ona aşık olmam için ortam sağlıyordu.

Onu ilk gördüğümde kulağımda Imera'nın bitmeyen sevda şarkısı çalıyordu.

Otobüs kalktığında başımı arkaya yaslayıp gidene kadar müziğin keyfini çıkardım.

Otobüs durduğunda ayağa kalktım. Hayır o arka kapıdan iniyor diye arka kapıdan inmeyecektim.

İnecektin aptal.

Sırt çantamı omuzlarıma takıp arka kapıya doğru ilerledim. O çoktan inmişti. Valizini alıyordu.

Onu izlemeyi bırakıp etrafıma bakındığımda bana doğru gelen abimi gördüm. O da annemgille Nevsehir'de kalıyordu.

"Abii. " deyip sarıldım.

"Özledin mi bonuscuk?"

Başımla onayladım ve koluna girdim. Arkamı dönüp son bir kez baktım o çocuğa.

---

Ablamgilin evine geldiğimizde herkesle sarıldım. Benden 1 yaş küçük yeğenimle odasına geçtik sonra. Ona otobüste gördüğüm çocuğu anlattım.

"Otobüs aşkı, " deyip geçiştirdi.

Bence otobüs aşkı değildi. Hissediyordum. Bu o kadar kısa bir şey olamazdı. O çocuğu bulacaktım. Evet, kafama koymuştum.

Bulamayacaksın aptal. Koskoca şehirde adını bile bilmediğin birini nasıl bulabilirsin ki? Hem belki Kayseri'de değil de Nevsehir'de yaşıyor. Bu kadar kararlı olma. Sonra kırılınca bana kızıyorsun.

Hayır. İç sesime meydan okuyorum. Onu bulacağım. Kesinlikle. Bu his öylesine bir şey değildi. Daha önce hiç böyle bir şey hissetmemiştim.

Çünkü daha önce hiç otobüs aşkın olmamıştı.

Kapa çeneni iç ses. Sinirlerimi bozuyorsun.

Kucağımda duran yastığı alıp yatağa vurup kalktım. Sabahtan beri yemek için çağırıp duran annemin yanına gittim.

***

Bölümler kısa olacak. Zaten hikayenin kategorisi de kısa hikaye. Bu yüzden bölümler de hikaye de kısa olacak.

Vote ve yorumlarınızı bekliyorum :))

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 06, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bitmeyen SevdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin