Merhaba arkadaşlar yeni bölümle karşınızdayım. Birde kitap önerim var.
Siyah_Kelebek21 ' in Duamsın adlı kitabını takipte kalmanızı öneririm. İyi okumalar.....♡♥♡♥♡♥♡♥
Gün ışığı pencereden süzülerek salonu doldururken genç adam koltukta yavaşça kıpırdandı. Sağ eliyle gözünü ovuşturup kolundaki saate baktı.
Sabah namazına uyanamamıştı. Bu, içine sığmayan mutluluktan bir türlü uyuyamamıştı gece boyu. Ve, en sonunda dalıp sabah namazını kaçırmıştı.
Oysa ne çok şey değiştirmişti hayatında, o yokken. Namazını zaten kılıyordu ama daha içtendi. İkili ilişkilerinde daha dikkatli davranıyordu. Eskisi gibi değildi. Karşı cinsle gerektiğinden fazla konuşmuyor ve arkadaşlık kurmuyordu.Rabbinin razı olduğu bir kul olmaya çalışıyor, bol bolda dua ediyordu. Aslında duaları Toprakla kavuşmadan öteye gitmiyordu.
Ama, duasının kabul olduğu ilk günden, kaçırdığı namaz için fazlasıyla üzülmüştü. Yatağından doğrularak, ellerini iyice yüzüne yaklaştırıp dua etmeye başladı.
" Allah' ım nolur affet.En kısa zamanda kaza edeceğim. Özür dilerim nolur affet" dedikten sonra amin deyip elini yüzüne hızla sürüp ayağa kalktı. Mutfakta sessizce çalışan Toprağı farketti . Ocağın başında bir şeyler yapıyordu.
Yavaşça yukarı çıkıp banyoya girdi. Yüzünü yıkadıktan sonra yanındaki havluya uzandı. İki havlu vardı. Nemli olana baktı önce. Hangisi nemliyse Toprak kullanmış demekti.Onu alıp yüzünü onunla kuruladı. Ve diğer temiz havluyu kirli sepetine attı.
Bu evde ne gerek vardı iki havluya. Kim çıkarıyordu bu aşırı modern tavırları. Tek havlu yeterdi. Belki o toprak kokusunu seviyordu. Ellerini lavoboya dayayıp aynaya baktı.
Şuanki durumu hiç iyi değildi. Gülümsedi.
"Oğlum Yiğit, iyice şizofrene bağladın haa"
Banyodan çıktıktan sonra yine sessizce merdivenleri inip mutfağa yöneldi. Toprak hâlâ ocaktaki işiyle ilgileniyordu. Arkasında olduğu için görmemişti, genç adamı.
Yiğit sessizce izlemeye başladı cennet kokulu sevdiğini. Ayaklarında koca ev terlikleri dikkatlice tavayı çeviriyordu. Kendi terlikleri bile ona daha çok yakışmıştı sanki. Ne tatlı gözüküyordu.
Yazmasını arkadan toplamış koca terlikli sevdiceği.
"Ne yapıyorsun sen?" diye seslendi genç kızın arkasından.Toprak beklemediği sesle irkilirken, arkasını dönüp" Günaydın" diyerek gülümsemişti gözleri hafif şişmiş olan gamzelisine. Hâlâ yakışıklıydı. Zaten o, hep yakışıklıydı.
Genç adam ocağın yanına yaklaşıp ellerini arkasında birleştirdikten sonra tezgaha yaslandı ve Toprak' ı izlemeye devam etti sessizce. Pişirdiği krepleri ustaca çevirip tek tek tabağa gönderiyordu.
- Sabah namazına kalktın mı?
- Evet. Sen?
- Kalkamamışım, yada bir Allah'ın kulu kaldırıp sevap işlememiş.
- Şeyyy, Özür dilerim. Haklısın.
- Haklıyım tabi. Sakın bir daha böyle birşey yapma. İnsan sevdiğini bile bile ateşe atar mı? Yoksa sevmiyor musun?
Sorusundan sonra göz kırptı, sanki bundan daha fazla sempatik olabilecekmiş gibi.
Genç kız sorulan soruya uygun bir cevap aramaya çalışıyordu, Yiğit'in kahverengi gözlerine dalıp giderken. Masumca onu bekleyen bu adama nasıl kıyardı.