oturuyoruz işte bir masada
masanın bir ayağı kısa
çiçekler sola eğimli
ben sanasen çiçeklere bakıyorsun ben sana
ne çok şey vardı aramızda
bir sigara bir küllük
ve yıpranmışlık -sanki binlerce yıllık-ben sana eğimliyim ya
masanın ayağı gibi kollarım kısa
karanfil değil bu tutunamıyorum
sarılamıyorum sanasen koş diyorsun sonra
ben kuş oluyorum sana.