Not: Aslında bir hatırlatma yazısı yazmıştım, ancak bunun oldukça kafa karıştırıcı olduğunu fark ederek sildim. Bu sebeple olur da olayları hatırlayamazsanız "[ Bölüm On Sekiz: Hayvanlar Âlemi ]" ile "[ Bölüm Yirmi Bir: Kalp ]"arasına kısa bir göz atmanızı tavsiye ederim. Takıldığınız bir yer olursa da sormaktan çekinmeyin, mutlaka cevaplarım.
Yorum ve oylarınızı bekliyorumm *-*
[ Bölüm Kırk: Teklif ]
Bitkiler sulanmadığında, ışık enerjisinden mahrum kaldığında ve uygun sıcaklığı bulamadığında, kısacası ihmal edildiğinde ölürdü; bu, doğanın temel yasalarından, bir şeyin, özellikle de canlı bir şeyin, karşılaşılabileceği en olası sonlardan bir tanesi olduğu gibi benim de hazin kaderimin şekilli bir örneğiydi.
Oda soğuk, bana verilen pembe battaniye ise dışarıdaydı; donuyor, iki saat on sekiz dakikadır yerimden kalkmadığımdan bacaklarım uyuşuyor, karnım gurulduyordu ve bunlara rağmen aynı olayı bininci defadır anlatıyordum. İzleniyordum ve dinleniyordum, ancak hiçbiri bana karşın ilgi duymuyordu; kalemden gelen düzenli tık sesleri kulaklarımda, tabak altı gözlükleriyle birine 'Emekli', meraklı bakışlarıyla da diğerine 'Parlak' lakabını taktığım iki polis önümdeydi ve pas geçtiğim 'Müdafim' ise yanımda.
Emekli, "Çokça alkol tükettiğinizi söylediniz; votka, viski ve belki de likör," diye defterdeki bir satırının altını çizdi. "O halde, neden İstiridye Restoran'ın çıkışında, Işık Arınkan'la birlikte bir içki dükkânına gittiniz?"
"Hatırlamıyorum," diye bakışlarımı masanın kahverengi yüzeyinde tutarak sahte pişmanlığı oynadım. "Düzgün karar veremiyordum; sarhoştum veya sarhoş olmak üzere."
"Herhangi bir zorlamaya maruz kaldınız mı?"
"Ne demek istiyorsunuz?"
"Kaba kuvvete başvurularak arabaya bindirilmiş olma ihtimalinizden bahsediyorum."
"Anımsamıyorum," diye cevapladım.
"Ecrin Hanım," diye araya girdi Parlak, bir kâğıdı avcuma doğru sürükleyerek. "Bunun hatırlamanıza yardım edeceğini umuyoruz."
Işık'ın çekingenliği, benimse ısrarcı duruşum çarpıyordu fotoğrafa; gittiğimiz mekânın otoparkında, elimde tuttuğum bir şeyi ona vermeye çalışıyordum, ancak bunun para olduğu net anlaşılmıyordu.
Yükselen paniğimi, çatılan kaşlarımın altında gizlerken, "Ben..." diye mırıldandım. "Gerçekten de bilmiyorum. O sabah, uyandığımda da kamera kayıtlarını gösterdiler, fakat hala bunun gibi bazı detaylar eksik."
"Kamera kayıtlarını gördüğünüzü söylüyorsunuz?"
"Evet," diye onayladım. "Bana gösterdiler, çünkü orada bayılıp kalmıştım ve öğrendiğim üzere, buna sebep olan hem alkol hem de başıma aldığım darbeydi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NOKSAN | ✓
Mystery / ThrillerO, bir kraliçeydi; hayran kaldığım ancak asla ulaşamadığım. Güzeller güzeli, fakat acımasız olan, beni gidişiyle noksan bırakandı. Wattys 2016 "Çığır Açanlar" Kategorisi Kazananı 🍁 NOKSAN, serinin ilk hikâyesidir. İkinci hikâ...