-Anlat işte dinliyorum.
Artık hiç kimse tutamazdı Seval'i .Tek başına ölümü beklemektense biraz olsun savaşmayı denemeliydi. Biliyordu . Karanlık güneşi onun ölümü olacaktı.
-Ben odama girdiğimde her yerde işte o gazete haberleri vardı. Aynama da rujla Melike'nin ölüm haberini de ulaştıracağım yazıyordu.Sonra aradım ama ulaşamadım. Dışarı çıkacaktım. Ama kapı kilitliydi .Birden ağzıma tutulan mendille bayılmışım. Uyandığımda işte biliyorsunuz.Siz vardınız.
-Peki neden sustun.Bunları yapan kişi önceden de sana mesaj atıyordu değil mi?
-Ha...Hayır. Yani mesaj atan kişi sevmediğim birisi. Onun bu konuyla alakası yok . Bilmiyorum kim olduğunu.
Başaramamıştı. Yine kendi menfaati için susmuştu.
-Birinden şüpheleniyor musun?
-Baran...Baran bana Berivan'ım deyip duruyor. Yani o olabilir.
-Baran mı? Onu tekrar mı gördün ki?
-Evet Yani bir kez falan karşıma çıktı. Benim başka şüphelendiğim biri yok.
-Tamam. Ama neden? Yani eğer seni isteseydi , seni kaçırmayı denerdi ki bir kere denedi. Neden Melike'yi öldürsün. O gün evde yalnız olduğunu biliyorsa seni kaçırmayı veya ne bileyim öldürmeyi dener. Hem o gazete haberlerinden Baran'a ne? Onlar kim?
- Ya bilmiyorum yeter!!! Bildiğim bu artık başka birşey sormayın. (ağlamaya başlamıştır)
-Sana zor birşey sormuyorum.Ağlama.
Dağhan Teğmen sandalyesinden kalktı ve Seval'in oturduğu sandalyenin arkasına geldi. Birbirlerine çok yakındılar. Seval, Dağhan'ın nefesini boynunda hissediyordu.
-İnandım diyelim. Ama unutma . BEN BUNU YEMEDİM SEVAL.
Seval o an sarhoş olacaktı. Dediği hiç birşeyi duymamış yalnızca o an Dağhan'ın nefesine yoğunlaşmıştı. Dağhan geri çekilmiş ve yerine geçmişti.
-Gidebilirsin
Seval çok kararsındı. Cevapsız'ı yine söyleyememiş üstelik araya Baran'ı katmıştı. Gerçi o hain köpek bunları hak ediyordu ama Yasemin ve Melike için Seval konuşmalıydı. Bir seçim yapmalıydi.
Ya Cevapsız'ı söyleyecek Dağhan'ın ,amcasının, babaannesinin ve en önemlisi kendisinin yaralarını dindirmek için bir yol açacaktı ve hapse girecekti. Ya da çevresindeki herkesi kaybetmeyi göze alacak rahatlatamadığı vicdanıyla her gece ölecekti.
Hangisi daha adil ve daha mantıklıydı. Hapishanede gençliğini soldurabilir miydi?. Ya da her gün daha da artan vicdan muharebesine karşı koyabilir miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK GÜNEŞ
Mystère / ThrillerAnnesi doğumda ölmüş ,Babasını bir trafik magandası yüzünden 18 yaşında gözleri önünde kaybetmiş bir kız. İstanbul'un kuytu bir semtinde 2 arkadaşı ile zor bir yaşam sürerken Ansızın kararan güneşleri.... Kim olduğunu bilmediği bir kişiden her...