Bölüm 1

40 4 1
                                    

~ Jungkook ~
Merhaba hyung . Bugün seni kaybedeli tam 3 yıl oldu . Yani 1.095 gün , 26.280 saat  . Sensiz hayat çok zor hyung... Nefes almadan yaşıyorum , kalbim atmayı bıraktı . Sürekli anılarımızla birlikteyim ama sen yoksun . Anılarımızı hatırlayınca gülümsüyorum ama daha sonra sarılacak bir Yixing olmuyor . Beni neden bıraktın ? Soğuk toprak bile benden daha iyi aslında sende haklısın . Biliyor musun ? Yanlızlık bile benden sıkıldı artık . Evin içindeki tek canlı benim . Sen gittikten sonra bobby'de senin peşinden geldi . Zaten o da haklı ne yapsın benim gibi bir pisliği.  Şimdi yanımda alsaydın bana sıkıca sarılır " Saçmalama Kookie sen olmasaydın hyungun çoktan ölmüştü " derdin öyle değil mi ?
Merak ediyorum beni yukarıdan izliyor musun ? Çaresizliğimi , yalnızlığımı , sensizliğimi görebiliyor musun ? Umarım görmüyorsundur . Çünkü beni böyle gördüğüm zaman üzüldüğünü söylerdin . Ama artık pislik  Jeon Jungkook'u teselli edip onu sevecek bir Zhang Yixing yok . Saçlarımı karıştırıp , beni kendi elleriyle besleyip , benimle birlikte uyuyacak bir Xingxing yok . Ama olsun hyung sen cennette mutlusundur . Diğer melekler gibi ait olduğun yerdesin ya benim için sorun değil . Bak hyung yine çok konuşmuşum . Bugün yine lunaparka gidip oradakilerin hepsine bineceğim . Gece oluncada sevdiğin kurabiyelerden ve kahveden alacağım hyung . Sensiz senin sevdiğin şeyleri yapacağım hyung... Sensiz mutlu olmaya çalışacağım...Nefes almaya...Canlı kalmaya...Deneyeceğim hyung...Senin istediğin gibi...Sensiz mutlu olmaya çalışacağım...Seni seviyorum Hyung...

~
Yanaklarından aşağı süzülen yaşları ceketinin koluna sildi . Günlüğün üzerine damlayan yaşları , kalemin boyasını akıtmamaya çalışarak ceketinin koluyla sildi (ne çektin be ceket ) . Kahverengi ve altın sarısı karışımı günlüğün kapağını kapattı ve artık yavaş yavaş küflenmeye başlayan kildi taktı . Anahtarı çıkardı ve 'tık' sesiyle günlüğü kilitledi . 3 yılda bir yazdığı günlüğün , onun için anlamı çok büyüktü . 3 yıl önce ona yaşamayı öğreten adamı kendi elleriyle ölüme teslim etmişti . Zaten ondan sonra sadece yemek yiyip , televizyon izlemekten ve bide alışveriş dışında hiçbir insani harekette bulunmamıştı. Bu 3 yıldır böyle devam ediyordu . Ne zaman Yixingle alakalı bir şey hatırlasa akşama veya sabaha kadar ağlayıp sonunda uyuyup kalıyordu . Uyandığında şişmiş gözaltlarıyla , bulutlar kadar beyaz olan yüzüyle bir hayaleti andırıyordu

~FLASHBACK~
"Xingxing lütfen ama hadi amaa"
Dudaklarını büzerek söylediğinde büyük olan bu tatlılığa dayanamayıp gülmüştü . Jungkook sabahtan beri onu deli etmişti . ' Hah hadi ama hyung ,  bu tam bir saçmalık' 'Ama niye öyle olsun ki ' 'Bu dediğin mantıklı mı ' gibi daha birçok şeyle hyungunu delirmişti . En sonunda Yixing dayanamayıp ağlamaya başlamıştı . Daha sonra Jungkook saatlerce kendine küfretmiş ve kendisine küs olan sevgilisine kendisini affettirmeye çalışmıştı ve sonunda onu lunaparka gitmekle kandırmıştı . Lunaparkta saatlerce deli gibi eğlenmişler ve ateşli bir geceyle sonuçlandırmışlardı. 

~~~+++~~~---~~~
2 Ay Sonra
" Kookieeeeeeee "
Yolun karşısındaki sevgilisine ellerini heyecanla sallayarak seslendi . Küçük olan duyduğu tatlı sesle arkasını döndü ve tatlı ile seksi arasında gidip gelen sevgilisine en içten gülüşlerinden birini sundu . Kırmızı ışığı bekleyip , sonunda yeşilin yandığını görünce sağa , sola ve tekrar sağa bakıp , (kamu spotu sjhdjsks ama tersi ahxhzjz) arabaların durduğuna emin olunca yaya geçidinde ilerlemeye başladı . Tam kaldırıma iki adım kalmıştı ki ' tak , tak ve tak ' , üç el ateş edilmişti ( biliyom araba çarpacak sandınız ) . Büyük olan kaldırıma adımını atmadan sevgilisinin ayaklarının üzerine düştü . Ne olduğunu hala kavrayamayan küçük , ayağının üzerinde hissettiği ağırlıkla ve açmış olduğu gözleriyle , kafasını yavaşça yere eğdi ve ' biricik hyunguna ' baktı . Bir anda gelen korna sesiyle kendine gelip eğildi ve büyük olanı uyandırmaya çalıştı . Sırtının 3 yerinden vurulan çocuk hala yaşıyordu . Yavaşça gözlerini araları ve burukluk , acı ve hüzün dolu bir gülümsemeyle küçük sevgilisine baktı . Şoktan hala konuşamıyordu küçük . Büyük olan hafifçe dudaklarını araladı ve " Beni unut vvv-ve hhh-hhhh ahh hhhep mutlu ol Kookie " .

Ardından kapanan gözler ve yüzüne far tutulmuş tavşandan(+) farksız olan bir Jeon Jungkook .

" Ölüm saati 17.17 " doktorun dediğini duyan hemşire artık diğer meleklerin yanına giden melek çocuğun yüzünü beyaz örtüyle kapadı . Ve işte Jeon Jungkook o gün YAŞAMAYI UNUTTU .
 
Yazarın ağzından

Lunpark'ın kapısında durmuş anlamsız ve dolu gözlerle önündeki   "Amusement Park" yazısına bakıyordu. Etrafındaki mutlu insanları izliyordu , sevdikleri yanında olan, .  Sırtında hissettiği acıyla birlikte hışımla arkasını döndü.  Bu da neyin nesiydi şimdi ?    " Ahh biraz dikkatli olsana kör müsün yolun ortasında ki kocamanlık adamı göremeyecek kadar?! " küçük olan hızlı bir harakete ayağa kalktı ve poposunu ovuşturdu . Jungkook ne kadar sinirli olsada ' ne kadarda tatlı ' diye düşünmeden edemedi.  " Bana bakın bayım ! Eğer siz, sizin dediğiniz  gibi yolun ortasında duruyor olmasaydınız bende sizin kocamanlık cüssenize çarpmak zorunda kalmazdım !? " .  Uzun olan alay ve sinir arasında gidip gelen sesiyle konuştu : " Hah şuna bak  hem suçlu hem güçlü . Sen hem gel bana bodoslama çarp , sonra bide suçu bana at.  Cidden !" sonuna doğru attığı piç kahkahasıyla küçük bedeni iyice sinir etmişti . " DUA . ET . KI . ERKEK . ARKADAŞIM . BENI . BEKLIYOR . YOKSA.   SANA . GÜNÜNÜ . GÖSTERIRDIM . KOCA . CÜSSELI . GICIK . HERIF ! " .  Upuzun cümlenin tamamını hızlı ve üzerine basarak söylediğinde büyük olan şaşırmadan edememişti . O ağzı yarım ay şeklinde küçüğü izlerken küçük olan hızla yere düşen telefonunu aldı ve hızlı adımlarla gişeye adımladı . Hızlıca telefon kabından çıkardığı 20 lirayı adama uzattı ve hızlıca içeri girdi . Büyük olan ise o içeriye girene kadar bekleyip arkasından oda girdi.  İçeriye girince kafasını eğip hızlı adımlarla gondol'a yöneldi . Ama gondol'a varmadan sert bir şeye çarpmasıyla yere yapışması bir oldu . Hadi ama yine mi ? Tanrı bugün Kook'la dalga geçiyor olmalıydı .

Jimin

Gerçekten dünya gerizekalı insan doluyudu.  Gişede parayı ödeyip hızla içeri girdim . Etrafa bakındım ama Chanyeol'ü göremedim . Telefonumun tuş kilidini hızla girip , hızlı aramalaradan '~ Channiee ~'yi seçtim. 
" Dııııt "
" Dııııt "
" Alo Jimin ? "
" Oh Channie nerdesin gondolun önündeyim ve seni bekliyorum "
" Immm şeyy   Jimin   aslında               bakarsan        mmm      bunu    sana telefonda      söylemek      istemezdim  ama "
"Ama ???"
" Bak Jimin sen çok masum ve iyi birisin.  Kalbin tertemiz ve çok güzelsin.  Ama bana göre değilsin . Hem biliyorsun Baek ile yeni ayrılmıştık ve ne yapacağımı bilmiyordum . Ben , ben onu gerçekten sevdiğimi farkettim . Yani  biz bir daha görüşmesek iyi olacak. 
" N-nne -hıck- cid-di olamaz-zsın -hıck-
" Ighhhh evet Chan orası , oraya vur bebeğim ıagggggghggh "
"Iggggggg ahh J-jimin-ah kalbini ıghg kırdıysam özür dilerim . Ama ahhhhhh bbb-benim kalbim Baekhyunğ i-için atıyor . Elveda
' Dıt '
' Dıt '
' Dıt '

Yazarın Ağzından
İşte kapanan telefonun arkasında kalan kırık bir kalp daha . Ama kim biliyor bu ufacık çocuğun kırılmış ufacık kalbini ? Hiç kimse...
Tıpkı onun sahip olduğu tek şey             ' hiçbir şey ' gibi. 

~
Küçük olan sırtında hissettiği sert şeyle yere yapıştı . Ama onun için sorun değildi . Çünkü az önce telefonda yediği darbe kadar acıtamazdı hiçbir şey . Gözlerinden akan yaşları umursamadan yüzünü yere kapadı . Ama o anda onu izleyen tavşancıktan habersizdi . 4 dakika önce ona ne kadar sinirlenirse su anda kalbi resmen eriyordu .  Bu çocuk ufacık tefecik , sevimli , güzel , böyle resmen minnak bir şeydi. Hızla ufak çocuğun yanına ilerledi ve onu kaldırdı . Minnak olanın dizlerinin kanadığını gördü . 
(Y/N : Bu arada Kook yavaş değil resmen hayvan gibi çarpıyor . )
Küçük olan'ın bacakları titriyordu . Büyük olan koluna girip onu ilerletmeye çalıştı ama küçük olan hıçkırıklara boğulduğundan önünü bile düzgünce göremiyordu . Büyük olan etraftaki kötü bakışlara aldırmadan küçük bedeni kucakladı ve az ileride duran banka ilerledi . Banka ulaştığında küçüğü yavaşça bıraktı. " Beni burada bekle, hemen geleceğim  " komutunu verdikten sonra hızlıca su almak için ilerledi . Köşedeki standtan hızla bir sise su aldı ve büyüğün yanına ilerledi .
Yanına varır varmaz suyu içirdi ve amaçsız bir şekilde ona sarıldı ve öylece kaldı . Ta ki o sesi duyana kadar
- Park Jimin!

Y/N : Selam millet.  İlk bölüm olmasına rağmen 1166 kelimeden fazla umarım beğenirsiniz . Umarım kimse çalmaya kalkacak kadar aciz değildir . Bu fic için uzun zamandır uğraşıyorum lütfen emeğine biraz saygı duyun .
Yb 40 vote 20 yorum sonunda . Saranghae ~

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 19, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Cotton Candy jjk+pjmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin