"Beni sevmiyorsun değil... Sevemiyorsun, değil mi?"
Tek kaşını kaldırarak baktı. Anlamadığı her halinden anlaşılıyordu.
"Buna inanamıyorum! Kırk yılın başı adam gibi bir iş yakalıyorum... Ve işimle yatmam yetmezmiş gibi bir de kız sosyopat çıkıyor!"
"Ben sosyopat değilim."
"Tabii ki de, değilsin. Sen bir sosyopatın, bunu kabullendiğini gördün mü hiç?"
Sinirime hakim olamadım ve üzerine doğru yürüdüm ama onda hiçbir hareketlilik yoktu, tıpkı beklenildiği gibi.
"Seni şu anda kolundan tutup, psikiyatra sürüklememem için bana bir sebep ver."
Rahat bir şekilde omuz silkti.
"Şey... Ben çekici bir kızım ve doktorum bana asılıyor. Elinde olsam, kim bilir neler yapar? Hem bende klostrofobi var, orda bir dakika bile yaşayamam."
Bir süre susup gözlerinin içine baktım.
"Yalan söylüyorsun."
"Anlamadım?"
"Sende klostrofobi olamaz, benimle asansöre bindin."
"N- Ne? O zaman beni tanımıyordun bile, nasıl?!"
"Sen insanları kandırmakta iyisin, bende onları okumada. Sen kendini unutturursun ama ben unutmam. Bu benim lanetim."
Yanına yaklaşıp, üzerine eğildim. Nefesimi suratında hissediyor olmasına rağmen sakindi...
"Ama seni bırakırsam... Unutulması kat kat zor birisin, bu durumda ben seni nasıl unuturum?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhsuz Tren Makinisti (TAMAMLANDI)
FanfictionDuygudan çok mantığıyla hareket edip, bu sayede hayatta kalan Selim, işi sayesinde sevemeyen bir kızla tanışır, işi mi ona ihanet edecek yoksa o mu işine diye düşünmeye başlarken, aslında kuralların basit olduğunu fark eder? İlk önce aşık olan kaybe...