5. BÖLÜMDEN

1.2K 35 29
                                    

İnsan bile bile yanlışa sürüklenir mi? Ateşin onu yakacağını bile bile üzerine yürür mü? Alevlerin arasında kalmaktan; alevlerin arasında bir başına yanmaktan korkmaz mı hiç? Cesurluk mu bunun adı? Aptallık mı? Sanırım aptallık. Hangi insan alevlerin içine yürür ki? Bu..bu düpedüz aptallık! Ve ben kocaman bir aptalım. Keşke bazı şeyler elimde olsa, eminim o zaman her şeyi kontrol altında tutabilirdim. Son zamanlarda o kadar üzülmüştüm ki artık yaşadığım hayal kırıklıklarımın altında eziliyordum. Doğduğumdan beri her ne kadar kötü şeyler yaşattıysa da bir o kadar güldürmüştü beni Bodrum. Sokağının her zerresinde bir izim vardı. Her köşesine yaşanmışlıklarım, anılarım sinmişti. Bodrum bendim, ben Bodrum' un ta kendisiydim!

Alarmın sinir bozucu sesiyle gözlerimi aralamaya çalıştım. Yavaşça doğrularak elimi komodinin üzerindeki telefonuma deydirdim. Alarmın adı gülümsememe sebep oldu; "Kaldır kız poponu, sınav vaar!"

Hüzünlü bir tebessüme uyum içinde eşlik eden dolu gözlerim beni zihnimin en güzel köşesine itiyordu; Anneme. Üniversite sınavının ilk basamağına alarmla uyanmama tezat olarak Lise Yerleştirme Sınavına annemin sesiyle uyanmıştım. O da bu alarmın adını güzel sesiyle seslendirmişti. "Kaldır kız poponu, sınav var!"

Üzerime çöken hüzün dalgasını çekerek dağıtmaya çalıştım ve hemen kalkıp yatağımı topladım. Üzerimi değiştirip banyodaki işlerimi de hallettikten sonra koştur koştur mutfağa ilerledim. Kahvaltık bir şeyler hazırlamaya koyulmuşken babamın sesini duydum.

"Hala kahvaltı hazır değil mi?! İşe geç kalacağım."

"Ne işi baba, balıklar küsecek sana?"

"Senin dilini koparırım hep annen şımarttı seni böyle."

Bodrumun Portakal Rengi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin