Uzun bir yolundayız, efendim. Uzun bir aradan sonra ilk bölümü açtım ve bazı düzenlemeler yaptım. Umarım beğenirsiniz. Sizden bir karşılık beklemiyorum, sadece okuyarak destek vermeniz benim için yeterli.
Çeviri: karpuz
---「Çile içinde doğmak. Çile ölüme götürür.
Arzu ettiğinden ayrılmak, insanı hüzne götürür.
Hüzün, arzu edilmeyene götürür,
Arzu edileni elde edememek, insanı çileye götürür .」
Budizm'de Sekiz Çile vardır; Nie Yan bu çilelerden en az beşini çekmişti. Doğumundan beri tüm hayatı trajediydi. Neyse ki bu trajediler kısa sürdü çünkü ölümünden önce sadece yirmi sekiz yıl yaşadı.
Belki de yaşamının o noktada bitmesi gerekiyordu. Ancak, o anda kader bir dönüm noktasına gebe oldu.
Nie Yan döndü. Kıyafeti cildine sıkıca yapışırken sırtından ıslaklık hissi yükseldi. Rahatsız edici bir histi bu. Sırtından vurulduğunu ve yere yığıldığını belli belirsiz hatırlıyordu. Kanı aktı ve toprağı besledi.
Alt tarafı ölüm, ne var yani
? Nie Yan yığıldığı yerde sakince yatıyordu. Böyle sessizce ölüp gitmek... Bu da huzurlu bir ölüm sayılır, değil mi?Cao Xu Malikanesi'nin kapısında beş gün boyunca pusuya yatmıştı. Orda büyük bir beklentiyle Cao Xu' nun kendini göstermesini beklemişti. Cao Xu neredeyse aracına gireceği anda, Nie Yan tetiği çekti. Keskin nişancı tüfeğini kullanarak Cao Xu' nun kafatasına bir mermi teslim etti. [Pat!] Yer kanla kaplandı. Dürbünden uzağa bakarak Cao Xu' nun kafasında bir delik oluştuğunu gördü, kanı delikten yavaşça süzülüyordu.
Olayı aklında yeniden canlandıran Nie Yan, merminin Cao Xu' nun kafasını delip geçişini hatırladıkça kalbinde eşsiz bir zevk hisseti. Doğal olarak bu, nefretinden kurtulduğu içindi.
Bir yaşam dolusu ihtişam ve görkem sahibi Cao Xu, Nie Yan gibi bir hiç kimsenin elinde yaşamını yitirmişti. Artık hayalete bile dönüşse, Nie Yan pek de çok acı hissetmeyecekti. Ölümün karşısında herkes eşitti. Ülkelere rakip serveti bile olsa, bu onu kurtarmayı başaramamıştı.
Cao Xu çok fazla kötülük yapmıştı... Sonraki hayatta ızdırap çekmekten o kadar kolay kurtulamayacaktı.
Cao Xu'nun beyni dağıldığı sırada Nie Yan'ın aklına dank etti. Hayata bakışı tamamen değişmişti. Demek ki hayattaki herşey sadece bir kurşunla belirlenebiliyormuş. Belki de yarın gazetelerin ön sayfasında onun resmi olacaktı. Başlık ise "Milyoner Cao Xu Suiaste Uğradı". Altında, sıradan insanların saygı duyması ve tapması için kocaman bir vesikalık fotoğraf.
Nie Yan, Cao Xu'ya suikast düzenledikten hemen sonra Cao Xu'nun korumaları onun yerini saptanmış ve peşine düşmüştüler. Nie Yan'a ateş ettiler ve bir mermi onu sırtından vurmayı başardı.
Keskin bir acı hissetti. Demek vurulmak böyle bir hismiş... Yaşam enerjisi vücudunu terk ederken kalbi yavaşsa soğudu.
Ölmek üzere miyim? diye geçirdi içinden ve hafifçe güldü. Hayatının acı kısalığına güldü. Hayatının karşmaşıklığına güldü. Sadece ölmek üzereyken gerçekliğe uyanabilmişti.
Bu farkındalıktan hemen sonra gözyaşları yanaklarından aşağı süzüldü.
Ailesine karşı hissettiği derin düşmanlık çoktan yok olmuştu. Geçmiş olaylar kafasında sanki bir film şeridiymiş gibi tekrar ediyordu. Tek özlediği şey o kızın hafif, kusursuz gülümsemesiydi.
O, Nie Yan' ın liseden sınıf arkadaşıydı. Şimdiye çoktan başkasıyla nişanlanmıştı ama onun zarif ve saf ifadesi Nie Yan' ın aklına kazınmıştı. Zaman geçtikçe onun görüntüsü Nie Yan için daha da unutulmaz olmuştu. Benim ölüm haberimi aldığında, Cao Xu'yu beraberimde götürdüğümü öğrendiğinde acaba nasıl tepki verecek? İç mi çekecek? Yoksa... kederden gözyaşı mı dökecek? diye merak etti.
Geçmiş anılar aklına sel gibi hücum ediyordu. Nie Yan çok pişmandı. Bazen, bazı gerçekleri anladığın zaman... bir şeyler yapmak için iş işten geçmiş oluyor. Bu hayatında gerçekten de çok pişmanlığı ve yerine getirilmemiş arzusu ardı.
Nie Yan elini uzattı ve boş havayı yakalamaya çalıştı, sanki bir şeyi yakalamaya çalışıyormuş gibi... Ancak her şey yavaşça onun uzanabileceğinin ötesine gidiyordu. Ne yazık ki, yaşamı limitine ulaşmıştı-yukarıda sadece sessiz boşluk vardı.
Pişmanlık ve umutsuzluk sanki bir hançer gibiydi, kalbini parça parça kesiyordu; göğsündeki acı dayanılmazdı.
Önceki hayatımda nasıl yanlışlar yaptım da böyle cezalandırıyorum!?
Nie Yan' ın kızgınlığı göklere yükseldi. Acı içindeydi. Gözyaşları yanağından düşerken dargınca bağırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rebirth of the Thief Who Roamed the World Çeviri
Fantasy"Rebirth of the Thief Who Roamed The World " Dünyanın en büyük VRMMO oyunu, İnanç (Conviction), insanlık için neredeyse ikinci bir dünya haline gelmişti. Oyun kendini gerçek dünyanın ekonomisiyle kaynaştırmıştı. Şirketler ve sıradan vatandaşlar oyu...