CEZA

54 4 2
                                    


:multimedia:
Robert carter=Emma'nin babasi

Eve gitmek zorundaydim . O or*spu yüzünden daha ilk günden ceza yemistjm. Babam beni okulun bahçesinde beklediğini söyledi . İnşallah bana çok kizmaz. Kızma baba nolur.

Sınıftan içeri girdim Natalie surtugu kenarda oturuyordu. Öğretmen bana baktı ve ona uzaklaştırma yediğimi ve yarın okula gelemeyecegimi söyledim .

Sinjftaki herkes beni dinliyordu. Ve Natalie bana doğru gıcık gulucukler savuruyordu.
O an gözüm Karl'a kaydı pür dikkat beni izliyordu ve mahçup bir sekildeydi. Ona doğru yaklastjm. Hiç gözünü ayırmadan bana bakmaya devam ediyordu.

Tanrimm. Gözleri çok güzeldi. benim gözlerimin aksine çok daha renkliydi. Mavi Yeşil arası göz rengi vardı ve şu gözler dünyada gördüğüm en güzel okyanusa sahipti.

Bakışları bazen o kadar keskin ve hırçın dalgalı olurken ,bazen hiç dalgalanmayan o durgun su gibi şeffaf ve narin duruyordu. Şuan da öyleydi bu ne demekti. Mahçup bir durumdamiydi.

Mahçup olma da diyemezdimki. Tek yapabildigim onun önündeki sırada duran siyah ve ustunde bir suru rozet dolu olan çantayi alıp siniftan çıkmak oldu.

-Karl-

Kapı çaldı ve içeri o güzel melek girdi . Öğretmenin yanına gelip uzaklaştırma aldığını ve yarın okula gelemeyecegini söylemişti.
Dikkatlice onu dinliyordum.

Birden bana doğru yaklaşmaya başladı . Daha adını bile bilmiyordum ama o benim kurtarıcı meleğimdi.

Bana doğru daha da yaklaştı ve tam dibim de durup egildi. 1-2 saniye gözlerinin içine baktım . Tanrim oda benimkine bakıyordu.
Çok büyüleyici gözleri vardı ve ben onun büyüsüne kapilmaya basliyordum galiba Hatta onun büyüsünde zehirlenmek istiyorum.

Birden gözlerini bnden ayırdı ve çantasını alıp dışarı çıktı . Çantasında neden bu kadar çok rozet vardı ki çantasında onun gibi gizemliydi .Ve bu benim hayatimida farklı kılmıştı.

Kapıdan çıktığından beri.arkasindan bakıyordum.
O kiz benjm yüzümden mi baska bir kizla kavga etmişti yoksa kendisine sürtük denildiği icinmj . Tanrim nolur ikincisi olsun . Ben bunu yapamam. Lanet olsun ben küçük şımarık çocuğun tekiyim . Ona bunu yapamam.

*****

-Emma-

Babam beni arabada bekliyordu . Kapıyı açıp Maserati'sine atladım
Araba tıpkı babam gibi yaşlı olmasına rağmen çok gzuel ve bakimliydj. Babam ona hep *karanlığın gölgesi *derdi.

Bu annemle ilgiliydi çünkü annemle evlendikten sonra ilk arabaları bu olmuştu onlar doğuştan da zengin di yani dedemler zengindi. Fakat bu araba sadece annem ve babamın parasiyla alınmıştı o araba onların anilariyla doluydu. Küçükken hatırlıyorum da heryere bu arabayla Güle eglene giderdik.

Arabada şarkılar söylerdik.,annem ve babam birbirlerini keserdi yol boyunca ve ben onlara bagirirdim *yakalandinizz*diye.

Sonra birgün annem gitti işte terketti .bizi bırakıp gitti . İşte o günden beri babam ona karanlığın gölgesi diyordu. Çünkü annem bir karanlikti ve bu onun bizdeki iziydi.

"Emma " diye bir ses duydum ben bu düşüncelere dalmisken..
Galiba kizgindi. Şuan ne diyeceğini ve ne diyeceğimi tahmin edemiyordum.

"E..EF. .efendim baba " sonunda efendim diyebilmjstim.ve birden dedigi şeyle birlikte şoka girdim .

"Nee!"diye bagirdim çünkü bana *aferim kızım doğru şey yapmışsın ben olsam farini daha düzgün çekerdim *demişti.

"Sana öğrettiğim şeylerin birgün ise yarayacaginj biliyordum. Hahah" babam iyice gariplesmeye başlamıştı . Bide dalga geçiyo gibi konusmasaydi iyiydi.
"Tabj baba kimin prensesiyiz"demjstim. Babam gülmeye başladı .
"Tabiki benim güzel Asabi prensesim" dedj

Size demiştim aslında babam çok yumuşak bir adamdır. Prensimj çoook seviyorum o benim herseyim .Biricik babam..

Ayaklı BelaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin