İZMİR

220 18 1
                                    

Öncelikle uzun bir ara verdiğim için özür dilerim sınav haftamız daha yeni bitti yorumlarınız beğenileriniz ve okumalarınız için teşekkürler mobilden yazıyorum yazım hatası olabilir kusura bakmayın mobil olduğu için biraz kısa olmuş olabilir yeni bölümü çarşambaya kadar eklemeye çalışırım yorumlarınızı ve beğenilerinizi eksik etmeyin iyi okumalar :)

Eve vardığımda annem beni kapının önünde bekliyordu asık suratımı görünce "Ne oldu kızım?"diye sordu.

"Anne sana anlatmam gereken çok önemli bir şey var."

"İçeri geçelim öyle anlatırsın."İçeri geçtik odanın ortasındaki loş aydınlatma cam sehpanın üzerinde gölgeler oluşturuyordu.Masada dünden kalan yemekler vardı.

"Anlat bakalım kızım.Ne oldu?"

"Anne ben İzmir'de bir üniversiteden burs kazandım.Bugün oraya gitmemiz lazım.Bak bunlar da uçak biletlerimiz."diyerek elimdeki biletleri gösterdim.

"Gerçekten mi?Aferin benim kızıma!"

"Gideriz değil mi anne?"

"Sen başarılı olacaksan neden gitmeyelim.Ben de bu evden sıkılmıştım zaten.Değişiklik olur.İzmir'i severim.Hadi ben kalkayım da bavulları hazırlayayayım."Anneme dikkatlice baktım.Yüzü yaşananların etkisiyle kırışıklıklarla doluydu.Saçları beyazlamıştı.Üstünde iki yıl önce anneme aldığım bayramlık duruyordu.Yer yer lekelenmişti.Gözleri,mavi gözleri,umut saçıyordu.Kızının başarısından dolayı sevinen bir annenin gözleriydi.İç geçirdim.Zavallı annem bunları asla bilmeyecekti.Gerçi kimseye söylemeyecektim.Annem bavulları hazırlarken ayrılmak üzere olduğum İstanbul'u son bir kez gezmek için dışarı çıktım.Uçağın kalkmasına dört saat vardı.Yürüye yürüye Haliç'e geldim.Deniz tüm ihtişamıyla karşımdaydı.Rüzgar saçlarımı bir anne şefkatiyle okşuyordu.Hiç gitmek istemiyordum bu şehirden.Kendisi gibi insanları da gizemliydi çünkü.Ceren'i düşündüm.Onunla geçirdiğimiz güzel günleri.Tek tek her anını yeniden yaşayarak...Mutlulukları,sevinçleri,üzüntüleri,ilk aşkları...Ve Burak.Ona nasıl aşık olduğumu,nasıl bağlandığımı,bana bakışını,gülüşünü her anını hepsini yeniden yaşadım.Sonra bugün geldi aklıma.Bana bağırışı,uyuşturucu satışı yapışı,odasındaki uyuşturucular...Hepsini yeniden gördüm sanki.Aklıma bir soru takıldı acaba Burak,milletvekilinin oğlu,nasıl böyle kirli işlere bulaşıp da kendini kirletti?Kendime yüzlerce kez bu soruyu sordum ama koca bir hiçten başka cevap bulamadım.Saat 23.00'a gelirken belki de bir daha göremeyeceğim

İstanbul'a gözlerimde yaşlarla veda ettim.

Havaalanından çıktığımızda saat 01.00'di.İzmir'e ayak bastığımızda bizi İzmir'deki yakın arkadaşım Derin karşıladı.Derinle ortaokulda tanışmıştık.Aynı sırayı paylaşıyorduk.Uzun boylu, kumral saçlı,kahverengi gözlü,yüzünden gülümsemesi eksik olmayan bir kızdı.Ben de sarı saçlı,yeşil gözlü bir kız olmama rağmen dikkatleri üstüne hep Derin çekerdi.Yine her zamanki gibi güzel ve zarif bir şekilde bizi karşıladı.

"Ay Nefes...!"Evet,Nefes.Astım hastası olduğum için okulda bana bu adı takmışlardı.Bir nefesin bile hayattaki öneminin canlı bir örneğiydim çünkü.

"Seni çok özledim Derin."

"Ben de seni canım hiç değişmemişsin aksine çok güzel olmuşsun."

"Sen de öyle."Baktı ki böyle olmayacak annem araya girdi.

"İltifatları bir kenera bırakın da Derin kızımız bizi evimize bıraksın.Adres Nehirde."

"Al Derin. "diyerek adresin yazılı olduğu kağıdı ona uzattım.

"Aa inanmıyorum!Bu ev bizim evle aynı sokakta.Hem de aramızda iki ev var."

"İnanmıyorum!Çok şanslıyız."Ama öyle değildik.Burak Derin'in İzmir'de olduğunu bildiği için beni buraya göndermişti.Çünkü Derin,Burak'ın eski sevgilisiydi!

NEFESİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin