Merhaba arkadaşlar. Umarım yeni bölümü beyenirsiniz. Lütfen bölümleri yorumsuz bırakmayın. İyi kötü tüm eleştirilere açığım. Tabi saygı çerçevesi içerisinde!.
Bu güne kadar vote veya yorum sınırı koymadım. Bundan sonra da yapmam . Ama sizden ricam okuduktan sonra minik yıldıza basın. Bu kadar zor olmamalı değilmi? Yine de canınız sağolsun. Bölüm sonu fikrinizi bildirirseniz sevinirim.
Bölüm içerisinde bazı karakterlerin resmini paylaşıcam. Multide çok sevdiyim bir şarkıyı paylaştım. Elnar Xəlilov- Məcnun umarım sizde seversiniz.
Yattığım yerden gerinerek uyandım. İçeri sızan ay ışığı gece olduğunun belirtisiydi. Saat kavramını yitirmiştim, ne zamandır uyuyorum bilmiyorum. En son olanları hatırlayınca, kafamdakı sızının nedenini anlamış oldum. Krem renginde döşenmiş yatak odasındaydım. Aşağıdan belli belirsiz sesler geliyordu ama net duyamıyordum. Yataktan indim , balkon kapısını açıp dışarı çıktım. Etrafta bir sürü takım elbiseli adamlar vardı. İleride bir çardak vardı ve her kes orda toplanmıştı.
Arafı görür görmez dindirmeye çalıştığım göz yaşlarım yeniden akmaya başladı. Hem üzüntü hem öfke bir volkan gibi patlıyordu içimde. Bir tarafım geriye bakmadan kaç git diyordu ama bir tarafımda hesap sormak için çırpınıyordu.
Ne yapacağıma karar veremiyordum. Bir tarafdan amca belası , bir tarafdan şahit olduğum sahneler beynime düşmüş tümör gibi kemiriyordu hücrelerimi. Sakin olup neler yapcağıma karar vermeliydim.
Bir süre yatakta oturup düşündüm. Doğru kararı vermeliydim. Arafı bırakıp gidecek kadar güçlü değilim ama yaptıklarından sonra da hiç bir şey olmamış gibi yanında kalacak kadar da midesiz değilim.
(Elifin uyandığı oda)
İstanbulda gidebileceğim bir yer yoktu. Aslıyla, Öykü burda değildi, Batuhan da yurtta kalıyor, ailesi Manisada. Başka da yanında kalabileceğim kadar samimi arkadaşım yoktu. En çokta böyle durumlarda yalnızlık tokat gibi çarpılıyor yüzüne.
Tek bir seçim kalıyordu. O da Bursaya gitmekti. Öykü bana iş, kalacağım yer ayarlaya bilirdi.
Aldığım karardan emindim. Bir an önce bu evden, bu şehirden gitmeliydim. Kanepede duran çantamı aldım. Yavaşça kapıyı araladım , kolidor boştu. İkinci kata indim. Kadın sesleri geliyordu, sanırım bunlar ev çalışanlarıydı.
" Aman Esma çabuk ol kızım. Bitir de inelim aşağıya. Arda bey ortalıklarda kimse olmasın dedi."
Bu sefer diğeri konuştu" Araf bey bir geldi pir geldi vallahi. Esdi gürledi hepsine. İlyas beyin üstüne atladı, elinden zor aldılar. "
" Hade Esma inelim aşağıya, bir de konuştuklarımızı duyarlarsa bu sefer bize patlar iş"
İki kadın aceleyle aşağı indiler , ben de peşlerinden sessiz adımlarla indim. Şansım yaver gitmişdi, bu katta kimse yoktu. Koşarak kapıya ulaştım ve dışarı attım kendimi. Bu kadar korumanın arasından nasıl kimse görmeden kaçıcaktım bilmiyodum. Hemen evin arka tarafına koşmaya başladım sanırım beni görmüştüler. Arkamdakı sesler bir birine karışmıştı. Deli gibi koşuyordum .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Kızın Sert Adamı
General FictionKüçük, masum kızımız Elif. Sert, karanlık adamımız Araf. İki insanın sürükleyici aşkı. Her şeye rağmen sevdiyi adama tutunan kız. Arafın karanlık hayatı, Elifin karanlık geçmişi. Her şeyin başladığı yerde ya onlar bitecek, ya da her şeyin bittiyi y...