Kabullenmek

5.4K 143 10
                                    

Buradan gitmemden rahatsız olacak kimse yoktu aksine Altan Ağa'nın işine bile gelirdi bu durum. Onun için bazı şeyleri kolaylaştırmanın vakti gelmişti belki de ama bunun için biraz daha beklemeliydim. Tek sorun istediğimi elde edip etmemem değildi.

Bir şeyden emindim o da başladığım şeyi bitirmeye kararlı olduğumdu. Ne kadar ciddi bir durum içerisinde olduğumu zaman gösterecekti.

Altan Ağa'nın her zaman yaptığı gibi bugün de dışarı çıkacağını biliyordum o evden çıktığı zaman bende istediğim gibi hareket edebilecektim.
Düşünüyordum da neden Altan Ağa'nın hergün nereye gittiğini öğrenmek için uğraşmamıştım. Aslında tam zamanı değil miydi? O arabasına binmeden bir şekilde içeriye girebilirdim. Beni farkederse buna kayıtsız kalmazdı ve bana çok kızardı. Gerçekten onun ne yaptığını merak ediyordum ama bu riski almaya değer miydi orası meçhuldü.
Bana karşı her zamankinden daha mesafeli davranıyordu aynı şekilde bende ona mesafeliydim.
Onun gözünde unufak olmuştum belkide daha ağırı yüzsüz, gurursuz ve daha fazlası. Asıl canımı yakan şey ise onun böyle hissettiğini bilmeme rağmen hâlâ burada oluşumdu. O benim hakkımda bunları düşünürken onun için her şeyi yoluna sokma çabalarım  canımı yakıyordu. Bana ihtiyacı olmadığını her şekilde hissettirip kendime neden bunları yaptığımı sorgulatıyordu. Cevabını vermek istemediğim sorular beliriyordu. Her ne kadar o cevabı kendimden bile gizlemiş olsam da inkar etmek benim için zorlaşmıştı. Kabullenmek istiyordum bir beklenti içinde olmadan sadece kabullenmek. Bu kabulleniş beni içinde bulunduğum çıkmazdan kurtaracak tek çözüm yoluydu. Neden onun başına bir şey gelmesinden bu kadar korkuyordum? Neden onun söylediği sözler kalbimin en derinini acıtıyordu? Neden onun yanında kendimi evimdeymiş gibi hissediyordum? Peki neden rüyalarımda başrolü oynuyordu? Beynimde sıkça yankılanan ve cevabını arayan o kadar soruya verebilecek bir cevabım olmalıydı. Kalbim duyulmasından korkarak gerçeği beynime fısıldıyordu ama beynim inkar ediyordu. İnkar ise tüm duygularımı yükseltiyordu ve bitmeyen sorular sorduruyordu. Cevaba ihtiyacım vardı. Bu cevap sorularımı susturacaksa bende kabullenmeye hazırdım.

Gözlerimi kapattım ve hayalimde beliren Altan Ağa'ya her şeyi söyledim. O anda içimde oluşan rahatlamanın verdiği huzuru iliklerimde hissettim. Gözlerini getirdim gözlerimin önüne, bazen sinirli bazen duygu barındırmayan nadiren ise gülen gözleri ahenkle dans ediyordu. Hayal olduğunu bilmeseydim bu anın gerçekliğinde kaybolabilirdim.

Gözlerimi açtığımda Altan Ağa'nın gözleri yerine karşılaştığım duvar gerçekleri göz önüne seriyordu. Tüm bu duygularımın karşılıksız olduğunu haykırıyordu çığlık çığlığa. Neden bilmiyorum ama bu benim umrumda değildi.

Vakit kaybetmeden bu fırsatı değerlendirmeliydim. Altan Ağa arabasında fazlalık gördüğü şeyleri çıkarıp bir poşete yerleştiriyordu. Onu izlediğimi farketmediği için şanslı sayılırdım. Onun ne zaman gideceğini bilmediğim için kısmen de olsa onu takip ediyor olabilirdim. Bence iyi de yapmıştım yoksa gittiği zaman farkedemeyebilirdim.
Poşeti doldurmayı bıraktığında biraz geri çekildim, birkaç saniye bekledikten sonra bakmaya devam ettim. Bagajı kapatmış elindeki poşetle eve doğru geliyordu.

Bir yere gittiği zaman bana haber verme zahmetine girmediği için yokluğum dikkat çekmezdi. Hemen arka bahçe kapısına yöneldim ve oradan dolanarak arabanın yanına gittim. Altan Ağa'nın gelmesi an meselesiydi telaş yapmamaya çalışıyordum. Sürücü koltuğunun arkasında saklanabileceğim kadar boşluk var mı diye bakındım. Her ne kadar sığıyor olsam da kolaylıkla farkedilirdim. Bu yüzden ne kadar istemesem de bagajı açtım. Sanırım burası tam bana göreydi içeri girdim yalnız yanımda duran çanta biraz sıkıntı yaratıyordu. Bacaklarımı karnıma doğru çektim ve çanta sorununu bir nebze olsun çözdüm.

KİMSESİZ #Wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin