Damla'nın Gözünden...
Şu an hastanedeydik ve Emre'nin ameliyattan çıkmasını bekliyorduk. Gerizekalı kırmızı ışıkta geçmiş, polisleri peşine takmıştı. Onlara yakalanmamak için hızlı sürmüştü. Sonra ise yoldan çıkıp ağaca toslamıştı.
Merve geldiğimizden beri etrafta yürüyüp duruyordu. "Merve biraz otur. Doktoru duydun sadece başına küçük bir darbe yemiş. Ölümcül bir tehlikesi yok. İyi olacak. Sakin olur musun artık ?" Merve derin bir nefes alıp karşımdaki sandalyeye oturdu. Göz yaşlarını silip "Hepsi benim yüzümden. Ona sert çıkışmamalıydım. Kendimden nefret ediyorum!" Şevval "Senin bir suçun yok tamam mı? Şimdi kes sesini ve biraz uyu. Gözlerinin altı şişmiş." Ardından Merve başını Şevval'in omzuna koyup gözlerini yumdu.
Kafamı çevirip yanımdaki Doğaya baktım ağlıyordu "Sen neden ağlıyorsun amk" Doğa bana bakıp burnunu çekti "Bilmiyorum sonuçta Emre arkdaşımız. Ona birşey olmaz..." elimi tuttu ve sıktı "Değil mi?" Başımı salladım. Kafasını omzuma koydu bense kollarımı ona sardım. "İyi olacak."
***
2 saat nasıl geçti bilmiyorum ama sanırım bende uyuyakalmıştım. Deniz'in bize 'kantinden birşey istermisiniz' demesiyle uyanmıştık.
"Salata" Deniz duraksayıp "Kızım bu günde bile diyetimi düşünüyorsun amk. Düzgün bişey ye zaten zayıfsın neyine yapıyosun anlamıyorum zaten." "Egomu okşadın yinede sağol bebeğim ama hiç bir şey fikrimi değiştiremez" Deniz göz devirdi ve aynı soruyu Doğaya yöneltti. Doğa ona uykulu gözlerle bakarken çok tatlıydı. "Bigmac var mı ya?" Deniz kollarını bağlayıp "Burası McDonald değil cnm" Doğa iç çekti. "Ben gidip dışardan alırım. Sonuçta..." Elimi Doğanın karnına koydum "Küçük, isterde almazmıyım?" Ayaklandım. Doğa "Ha yani normalde istesem nah alırsın" Bişey demedim. "Siktir git"
Dil çıkarıp dışarıya çıktım. Ulaş'ın arabasını görünce bizimkilerinde geldiğini anladım. Nehir hızla arabadan inip yanıma geldi. Sonra Nur falan. Havva "Emre nasıl?" Gözlerimi yere dikip "Hala ameliyatta. Ama hayati tehlikesi yokmuş" Nur bir ohh çekip içeri girdi. Ece "Çok korktuk. Siz nasılsınız bari" ona baktım "İyiyiz bu arada Deniz kantinde" o da kafa sallayıp içeri girdi.
Tuana "Ee sen napıyosun dışarda" Doğa Bigmac istedi de almaya gidiyordum" Tuana yan bir gülüş atıp "Çocuk istedi diye alıyorsun yoksa normalde nah alırsın sen" Duymamazlıktan gelip arabaya doğru yürümeye başladım. Tuana da arkamdan geliyordu. "Bende gelcem. Bu koşuşturmaca sussattı beni..." bi an duraksadı "Lan ayran al bana orospu çocuğu!
Merve'nin Gözünden...
Seslerin arttığını fark edince gözlerimi aralalayıp başımı Şevvalin omzundan kaldırdım. Boynum sikildi amk.
Hasan "İyi misiniz?" Yine aklıma geldiğinde göz yaşlarımı tutamadım. Sude Hasan'nın koluna geçirdi. "Ne var be! Ne vuruyosun." Bu biraz olsun beni güldürmüştü. Ulaş önümde diz çöküp ellerimi tuttu. "Merve... Lütfen ağlama. Hadi topla kendini" elimi elinden çektim. Burukça gülümseyip "Ulaş..." ağlamam şiddetlendi "Senden vazgeçiyorum derken bana bunu yapma...lütfen... yapma" Ulaş ayağa kalkıp uzaklaşmaya başladı, ardından Hasan da gitti.
Şevval ayağa kalkıp tuvalete gideceğini söyledi. Yeşimse yanıma oturup ona bakmamı sağladı. "Herşey yoluna girecek. Sana söz veriyorum" Kafamla onu onaylayıp kafamı bacağına koydum. Saçımı okşamaya başlamasıyla kendimi uykunun kollarına teslim ettim.
****
Emre hastaneden taburcu olmuştu. Kötü birşeyi yoktu çok şükür. Şu an koltukta dinleniyor bense onu izliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bütün Sanal Reel Olmuş
Novela JuvenilKoskoca sanalın aynı yerde yaşadığını düşünün. -Cinsellik içerir - Merve Nur & Damla Sönmez Damla'nın hesabı; @damlaxgod hesabına girip diğer hikayelerine bakabilirsiniz.