TaeMin~7.Bölüm

169 18 9
                                    

-Yazarın ağzından;

Taemin içeri girdikten birkaç dakika sonra Onew da çalışma odasına geri dönmüştü. Herkes şaşkın şaşkın Onew'nun suratına bakarken Sıla hemen "Mina nerede !?" diye atlamıştı bile. Onew önce omuz silktikten sonra "Çok merak ediyorsan neden gidip kendin aramıyorsun?" dediğinde herkes şok olmuştu. Çünkü Onew böyle biri değildi. Her zaman kibardı ama şimdi...
"Onew, iyi misin sen? Benimle gel konuşmamız lazım." Jonghyun bunu derken çoktan Onew'yu kolundan tutmuş ve arkasında çıkışa doğru sürüklemeye başlamıştı bile. Sıla da daha fazla dayanamadı ve Mina'yı aramak için çalışma binasından çıktı.

-Sıla'nın ağzından;

"Nereye gider ki bu kız..." Doğruyu söylemek gerekirse hiçbir yeri bilmediğim için buradan çıkıp uzak yerlere giderek kaybolmak istemiyordum. Son bir kez şansımı denemek için Mina'yı aradım.
"A-alo..."
"Mina!! Şükürler olsun hiç açmayacaksın sandım. Neredesin?"
"B-ben..."
"Mina? Ağlıyor musun sen? Neredesin hemen bana söyle."
"Bahçede b-bir bankta."
"Tamam bekle beni."
Telefonu kapatır kapatmaz etrafı süzmeye başladım. Binanın arka tarafına doğru giden yola baktığımda Mina'nın oturduğu bankı görmüştüm. Koşarak yanına gittim. Ağlamaktan gözleri kıpkırmızı olmuştu. Ve şu an çok uzaklara daldığı için benim geldiğimi bile farketmedi... Neden ağlamıştı ki bu kadar? Onew mu bir şey demişti acaba...
"Mina... Hey dostum bana bak."
Dediğimde yavaş yavaş daldığı dünyadan uyanıyordu. Göz göz geldiğimizde bir süre bana öyle baktı ve sonra da boynuma sarıldı. Öyle bir sarılmıştı ki bu bana soracak hiçbir şey bırakmamıştı. Sadece sarıldık... Uzun, çok uzun bir süre.

-1 hafta sonra
-Mina'nın ağzından;

"Pizzalar geldii!!" diye bağırdığımda elimde 5 adet pizza kutusuyla kapıyı ayağımla açmıştım.
"Pizza!!!" diye bağırarak üstüme koşan tabii ki de Sıla olmuştu. İki paketi Sıla'ya verdikten sonra bizimkilerin her zamanki gibi oluşturduğu çemberin ortasına pizzaları dizmeye başladım. Onew pizzalara göz gezdirdi. Aslında onun tavuk aradığını biliyordum. Onew'nun bu haline gülerek arkamda duran poşeti aldım ve içinde tavuk olan kutuyu kaptım.
"Onew... Bunu arıyorsun sanırım." dedim elimdeki tavuk dolu kutuyu Onew'ya uzatırken.
"Kesinlikle bunu arıyordum. Teşekkürler." dedi Onew gülümseyerek ve elimdeki kutuyu aldı. Bende o sırada içecekleri çıkarıyordum. Key ve Minho tek tek tüm pizza paketlerini süzüyorlardı. Jonghyun ve Taemin ise çoktan kendilerine birer parça alıp yemeye başlamışlardı. Bizim kızlarsa içecekleri dolduruyorlardı. Tabii ki Sıla sadece kendine doldurmuş ve yemeye başlamıştı bile.
"Onew hyung!! Yaptığın çok ayıp." diye bağıran Taemin'in üzerine herkes yaptığı işi bırakmış Taemin'e bakıyordu. Taemin
"Ah, özür dilerim. Ben sadece tavuk isteyecektim." dediğinde istemsizce gülmüştük. Onew ise gülümseyerek kutuyu Taemin'e uzattı ve "Bitirmeden geri ver lütfen." dedi. Kızlar da tüm içecekleri doldurduktan sonra şimdi sıra mideye indirme kısmındaydı. Son bir haftadır inanılmaz bir şekilde çalışmıştık ve dansımızı geliştirmiştik. Hem bu kadar çalışmışlarına rağmen SHINee geçen gün katıldıkları yarışmada iki adet ödül almıştı. (TaeMin//Röportaj bölümüne bakabilirsiniz.) Tabii ki destek için bizde onlarla gitmiştik. Orada bizi diğer gruplarla da tanıştırmışlardı. Gerçi biz çoğunu zaten tanıyorduk orası ayrı.
"Mina sen neden yemiyorsun?" diye soran Taemin'e gülümsedim.
"Son haftalarda ne kadar sıkı çalıştığımızı düşünüyordum."
"Ah onu yedikten sonra da düşünebilirsin aslında." dediğinde istemsizce gülümsedim.
"Pekala deneyeceğim o zaman." dedim ve elime bir dilim pizza alarak yemeye başladım.
Karnımızı bir güzel doyurduktan sonra yurda geri dönmek için arabadaki yerlerimizi almıştık. Nasıl olduysa ben Taemin ve Onew'nun arasına oturmuştum. Sıla da Minho'nun yanında oturuyordu. Asu, Key ve diğer kızların yanındaydı. Diğer kızlarda Jonghyun'un yanında oturuyordu. Bu manzara beni sebepsizce mutlu etmişti. Aslında bir sebebi vardı. Biz artık birbirimize ısınmıştık. Artık tam anlamıyla 'bir aile' gibi görünüyorduk ve bu beni gerçekten çok mutlu etmişti. Ve mutlu etmeye de devam edecekti.
"Taemin..." diye seslendiğimde yüzünü gülümseyerek bana doğru çevirdi.
"Efendim?"
"Sence yarışmayı kazanabilir miyiz?"
"Yarışmayı kazanamasak bile biz birbirimizin sevgisini kazandık. Bence sen de böyle düşünüp kendini fazla sıkma."
"Haklısın. Mesela benim seni sevdiğim gibi..."
"Senin ne??"
"Benim sizi sevdiğim gibi. SHINee'yi yani."
"Ah, anladım." diyen Taemin'e gülümsedikten sonra derin bir nefes aldım çünkü az kalsın büyük bir pot kırıyordum.
"Mina."
"E-Efendim Jonghyun?"
"Neden kekeledin ki... Sadece arkandaki defteri uzatır mısın diyecektim. Woaah yoksa benden hoşlandığın için birden heyecanlandın mı?"
"Ne saçmalıyorsun sen ㅋㅋ Al bakalım istediğin defter."
"Eğer bana itirafta bulunursan teklifini düşüneceğim." diyerek göz kırpan Jonghyun'a herkes kahkaha atmıştı. Ben ise sadece "Çok beklersin ㅋㅋ." demekle yetinmiştim.
"Bence de çok beklersin o beni seviyor." diye birden söze girişen Taemin ise gayet ciddi durduğu için şaşkın şaşkın herkes ona bakıyordu.
"Neden öyle bakıyorsunuz? Benim gibi yakışıklı birini sevmesi bence gayet doğal..."
"Mina, cidden Taemin'i mi seviyorsun?" diye kısık bir sesle soran Onew idi.
"Taemin Mina'nın çocukluk aşkı. Daha doğrusu çocukluktan beri aşkı desek daha doğru olur." diyen Sıla'ya dik dik bakışlarımı yöneltmekte gecikmemiştim.
"Mesela Asu da Key'e aşık ve ben Minho'ya aşığım." diyen Sıla'ya bu sefer herkes dik dik bakıyordu.
Onew: "Jonghyun bizi seven kimse yok sanırım."
Effe: "Aslında ben hep Jonghyun'un kaslı omuzunda uyuma hayalleri kurardım. Yani ben Jonghyun'u seviyorum."
Jjong: "Ah güzel bir teklif ama bunu düşünmem gerek Effe."
Effe: "Gerçekten mi? Sadece bir kerecik orada uyuyabilir miyim!?"
Onew: "O zaman ben gidiyorum. Burası biraz fazla aşk itirafı ile doldu."
Key: "Asu, benim neyimi sevdiğini anlatmak ister misin?"
Asu: "B-Belki daha, sonra..."
Key: "Anlaştık!"
Minho: "Arkadaşlar lütfen bizler kardeş gruplarız. Birbirimizin arasında böyle şeyler olmama-" diyen Minho, Sıla'nın kendini dürtmesi üzerine cümlesini tamamlayamamıştı.
Züzü: "Bizi kardeş olarak görenler sizlersiniz. Biz bu yarışma olmadan önce de sizi tanıyorduk. Bu yarışma sadece bizi bir araya getiren bir şey. Kader, alın yazısı..."
Onew: "Ne dediğini anladınız mı?"
Taemin: " Nasıl anlayabiliriz yarısı Türkçe kelimelerden oluşuyor sanırım hyung."
Mina: "Biz sizi daha önceden tanıyorduk. Bu yarışma sadece bizi bir araya getiren bir oyun, demek istedi."
Jjong: "Bence çok haklı. Başka yerlerde tanışsak ilişkilerimiz daha farklı olabilirdi."
Onew: "Ama başka yerlerde tanışmadık ve ilişkilerimiz böyle olamaz. Üzgünüm."
Mina: "Bence de."
Taemin: "Bir dahaki hayatımızda daha farklı şekilde karşılaşalım."
Ben&Diğer bütün kızlar: "Maalesef bizim inancımızda başka bir hayat yok." dediğimizde SHINee üyeleri garip garip bize bakıyorlardı.
Effe: "Bundan başka bir şansım olmayacak. Bu yüzden bir kez olsun Jonghyun'un omuzunda uyumak istiyorum" dediğinde az önceki sohbet ortamı birden sessizleşmişti. Kimse bir şey demiyordu. Ben böyle uzun süreli sessizlikleri sevmediğim ve konuyu değiştirmek istediğim için "Yurda vardığımızda bir oyun oynayalım ve kazanan grup kaybedenlerden bir şey dileme hakkına sahip olsun. Ne dersiniz?"
Key: "Anlaştık!"
Asu: "Oluuur."
Jjong: "Dileklerimizi bu kadar yerine getirmek istediğinizi bilmiyordum doğrusu. Kabul."
Züzü: "Kızlar grubumuzda ben olduğum için şanslısınız."
Effe: "Jonghyun oynuyorsa bende varım."
Sıla: "Bizde varız! Şey... Ben ve Minho yani."
Taemin: "Eğlenceli olacak."
Onew: "Bence gereksiz bir şey."
Mina: "Neden gereksizmiş. Eğlenmek için illa gerekli şeyler yapmamıza gerek yok. Mızıkçılık yapma Onew hadii~"
Onew: "Vaktimi buna harcayacak d-"
"Tamam, yurda döndüğümüzde oynuyoruz o zaman." dediğimde Onew'nun ağzını elimle kapatmıştım. Konuşmamı bitirdikten sonra Onew'nun ağzından elimi çektim ama Onew tam bana kızacağı sırada "Eğer mızıkçılık yapıp oynamazsan onlara ikimizin arasında geçen bazı şeyleri söylemek zorunda kalırım. Üzgünüm." diye gülümseyerek kulağına fısıldadım.
"Ah, gerçekten... Onu yaptığım için zaten çok pişmanım. Ah, lanet olsun. Melek görünümlü şeytan!" diyen Onew'ya bakıp tekrar gülümsedim. Aslında o da bunları söylerken gülüyordu.
"O zaman yurda döndüğümüzde eğlence başlasııın!" diye bağırdım ve herkes hep bir ağızdan "Ooooooo." diyerek bana eşlik etti.

Y/N: Kısa ama tatlış bir bölüm oldu demek isterdim ama daha çok 'sırf bölüm yazmak için yazılmış bir bölüm' (Bu nasıl bir kelime grubu¿) oldu gibi. Ama yeni bölümü çook güzel yazacağım!! Oy sayısı için değil de okuyucular için yazmaya karar verdim. Bu yüzden daha eğlenceli olacak gibi*-* Siz de benimle oyun oynamaya var mısınız? ❤

TaeMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin