Multimedia'da dinleyeceğiniz şarkı olan One Direction - Magic bulunuyor. Dinleyerek okuyabilirsiniz. İyi okumalar!
Gözlerimi rahatsız edici güneş ışıklarıyla araladım. Sabah kalkınca bedenimi ele geçirmiş olan uyuşukluktan her zaman nefret etmiştim ve bu hissim yerini koruyordu. Yatakta doğrulup etrafıma bakındım. Zayn'in siyahlara bürünmüş odasındaki kum torbası ile bakıştım birkaç saniye. Elimle yatağı kontrol ettim fakat o yoktu. Üzerimdeki pikeyi çekip yataktan kalktım. Kalçama kadar çıkmış olan tişörtü, ayağa kalktığım için yine bacaklarıma dökülmüştü. Çıplak ayaklarımın çıkarttığı sesi umursamadan odasındaki banyoya girdim. Yüzümü yıkayıp aşağı indim.
Mutfaktan gelen ıslık sesleri hoşuma gitmişti. İçeri girip sandalyeye attım kendimi. "Günaydın" dedi peynir tabağını masaya bırakırken. "Günaydın" sesim fazla boğuk ve cızırtılı çıkmıştı. Yüzümü buruşturdum. Gülerek eğildi ve yüzümü avuçları arasına alıp dudaklarımızı kısa bir öpücük için birleştirdi.
"Imm günaydın öpücüğünü sevmeye başladım" dedi ayrıldığımızda. Gülerek önüme gelen saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdım. Üzerine bir şey yoktu. Siyah eşofmanı vardı sadece. Mürekkepli bedenine baktım. "Fazla değiller mi Zayn?" Dedim kaşlarımı çatarak. Başını eğerek üzerine göz gezdirdikten sonra omuzlarını silkti. "Seviyorum" dedi basitçe. Bir şey demedim. Benden önce bir çok dövme yaptırmış olmasına karışamazdım. Beni ilgilendiren, benden sonra yapacaklarıydı.
"Omlet seversin umarım?" Dedi başını bana çevirirken. Gülümsedim. "Severim" dedikten sonra masaya göz gezdirdim. Salam, peynir, zeytin, fıstık ezmesi, bal, reçel gibi bir sürü şey vardı. Son olarak omleti getirdi ve tabaklarımıza dilim şeklinde yerleştirdi. Kahvemden bir yudum aldım.
"Kahveyi çok içiyorsun Marie. Çay sevmediğin için kahve yaptım ama bu iyi bir alışkanlık değil" gülerek cebinden belli olan sigara paketini gösterdim. "Kötü alışkanlıklar konusuna girersek, sen zararlı çıkarsın gibi gözüküyor ha?" Dedim tek kaşımı kaldırarak. Dudaklarını birbirine bastırıp parmaklarıyla ağzına fermuar çekti.
"Seninle laf dalaşına girilmemesi gerektiğini öğreneli bayağı oluyor" dedi gülerek. Bende güldüm ve yemeği yemeye başladım. Bir süre sonra yemekleri bitirip masayı topladık. "Bugün şirkete gitmeyeceğiz" dedi bulaşık makinasını kapatırken.
"Neden?" Dedim ve kalçamı tezgaha yaslayıp kollarımı birbirine doladım. Çapraz gülüşü suratındaki yerini alırken, elleri belime dolandı ve beni kendisine çekti. Ellerimi çıplak göğsüne yerleştirip melek kanadı dövmesinde gezdirdim.
"Çünkü manitanla gezmen gereken yerler var" başımı kaldırıp gözlerine baktım. "Manitam.. hımm.." dedim gülerek. Sokak ağzıyla konuşmak bana yakışmıyordu fakat ona fazlasıyla yakışıyordu. Herkese göstermediği bir uysallığı vardı aslında ama ona bakınca aklınızda oluşan ilk izlenim 'serseri' oluyordu. Dövmeleri, bağımlı olduğu sigarası, giyinişi ve konuşma tarzı kesinlikle serseri imajı çiziyordu ve ben bu serseriye zaman geçtikçe kapılıyordum.
"Mesela nereleri gezmem gerekiyor manitamla?" Güldü. Burunlarımızı birbirine sürterken konuştu. "Orasıda süpriz olsun küçük hanım" omzuna geçirdim. Kahkaha attı. Beni sinir etmekten zevk aldığı büyük bir gerçekti. "Zayn tişörtünle dolaşamam bütün gün" dedim üzerime bakarken. Beni süzdü. "Ben hazırlanayım, size gidelim üzerini değiştirirsin çıkarız" başımı salladım. Arabaya binip eve gidene kadar tişörtüyle dolaşabilirdim sanırım. Zaten elbise gibi oluyordu.
O odasına çıktığı sırada bende televizyona bakmaya başlamıştım. Bütün magazin haberlerinin başlığında defilemiz vardı. Gülerek yorumları anlatan spikeri izledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heart By Heart || Z.M
Fanfiction"Seninle ben, tutsak olan her şeye bağışlanan özgürlük gibiyiz Marie" © Tüm Hakları Saklıdır. | ©All Rights Reserved Bu siteden başka bir sitede yayınlanmamaktadır. Yayınlananlar kesinlikle çalıntıdır. Görürseniz lütfen bana bildirin.