Erasmus #Wattys2016

25.Bölüm-Sigara

Herkese merhaba! Bu bölümde bazı süprizlerim var, her şey ortaya çıkacak umarım beğenirsiniz...

Medya:Bölümden
Şarkı:Edd Shearan-kiss me

Kumda iz bırakan Derin'in ayağının üzerine basarak ilerliyorum, yanımda Merve ve Toprak, önde Meriç, Evrim ve Derin.

"Çocuk musun?"dedi iğneleyici ses tonuyla Derin. Başımı, "Hayır." anlamında salladım ve yanından hızla geçip asfalta çıktım, arabaların olduğu yere önceden gelip Toprak'ın arabasına yaslandım.

Derin, Evrim'in beline sarılmış geliyorlardı, boğazım düğümlendi, yutkunamadım o an, gözlerimi kaçırmadan onları izliyordum, iyice yaklaştıklarında Derin, Evrim'e bakarak,

"İyi misin?"diye sordu, Evrim benim yaptığım gibi kafasını hızla salladı, Derin bana baktı, normalde gülmesi gerekiyordu, ama o ifadesizce kafasını arabaya çevirdi, sonra da kapıyı açıp,

"İçeriye gir, hastaneye gidelim. "dedi Evrim başta itiraz etmeye yeltense de arabaya bindi. Derin sürücü koltuğuna geçmeden,

"Siz gidin biz hastaneye gidip Evrim'in bileğine baktıracağız." dedi ve arabaya bindi.

Gözlerimi devirdim, Evrim'in numara yaptığına eminim, bir insan kum üzerinde kendine nasıl zarar verebilir ki?

Öne ben oturdum,arkaya Meriç ve Merve oturdu, Toprak arabayı çalıştırıp sahil yolundan otele doğru ilerledi.

***

Otele girdiğimizde herkes uykulu gözlerle odalarına dağıldı, ben de kartımla odaya girdim, banyoya girip yaşadıklarımın izlerini geride bırakmak istiyordum,üzerimdeki herşeyi çıkarıp bornozumu giydim, dolabımdan pijamalarımı ve temiz çamaşırlarımı aldım, çıkardığım giysileri de güzelce katlayıp poşete koydum.

Ördüğüm iki tutam saçı da açtıktan sonra duşa, ılık suyun altına girdim, kaslarım gevşemeye başladı. Topuklarımın ağrısı bir anda yok oldu...

Banyomu bitirdikten sonra çamaşırlarımı ve pijamalarımı da giyip ıslak saçlarımla banyodan çıktım, odada Derin yoktu, balkona çıktım, her zaman oturup sigara içtiği yere oturdum, soğuk esen rüzgar, ormanın ferah havası içime işledi, koltuğun rahatlığıyla kendimi bırakmıştım ki kapı çaldı.
Balkondan içeriye girip kapıyı açtım, Derin sol elini kapıya yaslamış beni izliyordu,

"Geç. "dedim gözlerimi odaya çevirerek, önümden geçerken,

"Hoşgeldine ne oldu?" diye sordu.

"Biraz yorgunum, kusura bakma."dedim ve Derin tişörtünü çıkarmadan balkona çıktım, karanlıkta belli belirsiz gözüken ağaçları izledim.

Bir iki dakika sonra Derin yanımdaki sandalyeye oturup, ortadaki küçük sehpaya sigara paketini bıraktı, elindeki yeni yaktığı sigarasından bir nefes çekip dumanını boşluğa üfledi.
Onu izlemeyi bırakıp önüme döndüm.
Bir süre sonra sessizliği ilk bozan Derin oldu,

"Evrim'e ne olduğunu merak etmiyor musun?"diye sordu,

"Ediyorum, ama şu an bunu sormak istemiyorum."dedim, Derin kafasını döndürüp gözlerini gözlerimle birleştirdi,

"Ne sormak istiyorsun?"dedi elindeki bitmiş sigarasını söndürüp yeni bir dal çıkarırken, gerçekten sormalı mıydım, merak ettiklerimi...

"Çok sigara içiyorsun. "dedim elini işaret ederek, Derin biraz düşündü sonra da,

"Bir nefes, bir soru." dedi, ne yani soracağım sorular için karşılık mı istiyordu?
Sigara içmeyeceğimi düşünüyordu belki de, şu andan itibaren içimden geleni yapmaya karar verdim.